Kıbrıs’ta yeni tip Coronavirüsle (Kovid-19) mücadelede ön saflarda yer alan sağlık çalışanları, özel hayatlarından taviz vermiş olsalar da sürecin iyi yönetildiğini düşünüyor.
Pandemi hastanesi olarak da hizmet veren Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi'nde görev yapan enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Nesil Bayraktar ve göğüs hastalıkları uzmanı Derlen Özgeç, yaşadıkları tecrübeleri AA muhabiri ile paylaştı.
Bayraktar, ilk Covid-19 vakasının 10 Mart'ta görüldüğü Kıbrıs’ın kuzeyinde genel durumun iyi olduğunu söyledi.
Hastaların temas ettiği kişilerin sıkı takibinin önemine dikkati çeken Bayraktar, "Dünyadaki oranlara göre iyi gidiyoruz. Devletin, halkın ve bizlerin çabasıyla virüsün yayılma hızı son derece yavaşladı. Son bir hafta içerisinde hastalarımızı taburcu etmeye başladık. Bu anlamda mutluyuz." dedi.
İlk vakanın görülmesinden bu yana normal mesaide çalışmadıklarını belirten Bayraktar, başlangıçta neredeyse her gün 16 saate yakın çalıştıklarını ancak şu an 12 saat çalışma ve 48 saat dinlenme şeklinde nöbetleşe görev yaptıklarını kaydetti.
Bayraktar, herkes açısından zorlu bir dönemden geçildiğine işaret ederek, "Bu süreçte ailelerimizle görüşmüyoruz. Ben annemi ve babamı yaklaşık 1 aydır görmüyorum. Şu dönemde yaşı 50 üzerindeki akrabalarımın hiçbiriyle temas edemiyorum. Hepsiyle telefonla haberleşmeye, görüntülü konuşmaya çalışıyorum. Risk altında olduğumuz için onlar bizim için endişeleniyor ancak ana risk altında olanlar onlar olduğu için biz onlar için iki kez endişeleniyoruz." diye konuştu.
"İLK HASTAMIZ TABURCU OLURKEN ÇOK HEYECANLANDIK"
Her vatandaş gibi markete giderken maske, eldiven ve dezenfektan kullandığını kaydeden Bayraktar, risk grubunda olmadığına emin olduğu arkadaşlarıyla görüşebildiğini söyledi.
Bayraktar, "İlk hastamız taburcu olurken hepimiz çok heyecanlandık. Hasta neredeyse 20 gün boyunca pozitifliğini sürdürdü. Gerçekten Kovid-19'un kandan temizlenmeyeceğini düşündük. İlk vakanın negatifleştiğini görünce çok heyecanlanmıştık. Şimdi ardışık negatif sonuçlar gelmeye başladı ve eve çıkarmalar kolaylaştı. Buna alıştık gibi ve bizi mutlu etti." ifadelerini kullandı.
"KKTC OLARAK ÇOK KÖTÜ BİR NOKTADA DEĞİLİZ"
Özgeç ise, pozitif hastaları genel durumlarına göre ayrı ayrı servislerde takip ettiklerinin altını çizdi.
"Dünya'daki genel duruma baktığımızda KKTC olarak çok kötü bir noktada değiliz." diyen Özgeç, hükümet tarafından ilk olarak kısmi önlemler alınmasının ve daha sonra bunların genişletilmesinin faydasını gördüklerini dile getirdi.
Özgeç, tespit ettikleri pozitif vakaların birçoğunun 50 yaş ve üzerinde olduğunu vurgulayarak, gençlerin de bu hastalığa yakalandığını ancak daha iyi durumda seyrettiklerini kaydetti.
Bu süreçte herkes gibi kendi hayatlarında da değişiklikler olduğunu söyleyen Özgeç, "Evlerimiz farklı olmasına rağmen normalde annem ve babamla çok sık görüşürdük. İlk pozitif vakadan itibaren önlem aldık ve görüşmüyoruz." dedi.
"HASTANEDEKİ KIYAFETLERİMİZİ ORADA BIRAKIYORUZ"
Özgeç, eşiyle birlikte ev içerisinde korunma önlemlerine dikkat ettiklerini belirterek, "Hastanedeki kıyafetlerimizi orada bırakıyoruz. Kişisel hijyene de dikkat ediyor, sevdiklerimize bir şey aktarmayacak şekilde davranıyoruz. Evdeki sağlık çalışanı ben olduğum için eşimi ben bilgilendirdim. Şu anda kötü bir noktada değiliz. Kötü bir noktaya gelirsek, evlerimizden ayrılma durumu hepimiz için gerekli olacaktır." diye konuştu.
Mümkün olduğunca sokağa çıkmamaya çalıştıklarını kaydeden Özgeç, market alışverişini haftanın iki gününe kısıtladıklarının ve mutlaka maske kullandıklarının altını çizdi.
Özgeç, duygularını "Bu süreçte hepimiz çok endişelendik ve korktuğumuz durumlar oldu. Şu anda bizi en çok mutlu eden şey, iyileşen hastalarımızı görmek ve onları taburcu etmek." sözleri ile dile getirdi.