Sağlıkla ilgili sivil toplum örgütleri; "Evrensel Hasta Hakları Derneği, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği, Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği ve Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi" ortak basın açıklaması yaptı.
Örgütler ortak açıklamada, dayanışmalarını artırmak için “Dayanışma Ağı” kurduklarını vurgulayarak, karar vericilerin sağlıkla ilgili tüm karar ve icraatlarını mercek altına alarak, şeffaf ve hesap verebilirlik ilkelerinin tüm icraatlarda gözetilmesi için izleme faaliyeti yapacaklarını, sorunların çözümü için öneri ve katkılarda bulunmaya devam edeceklerini duyurdu.
Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi önünde yapılan ortak basın açıklaması, Evrensel Hasta Hakları Derneği As Başkanı Dr. Ayşe Zeki tarafından okundu.
Açıklamada, bir ülkede eşit, erişilebilir, çağdaş ve hasta odaklı kamusal sağlık hizmetlerinin olmayışının o ülkenin demokrasi, insan hakları ve adalet anlayışında hangi seviyede olduğunun en büyük göstergelerinden birisi olduğu kaydedilerek, “Ne yazıktır ki, ülkemizde git gide ağırlaşan ekonomik kriz, buna bağlı olarak yoksullaşma hızının artması ve krizlerin etkin yönetilememesi, sağlıkta yaşanan buhranın yakın zamanda ciddi bir insanlık krizine dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
"Kamu hastaneleri için mali kaynak ve insan kaynağı ayrılması ivedidir"
"Kıbrıs’ın kuzeyine dayatılan koşullar nedeniyle sürüklendiği girdapta eriyen alım gücünün, hali hazırda talebe karşılık vermekte zorlanan kamusal sağlık hizmetlerinin yükünün daha da artmasına neden olacağı ve hem sağlık çalışanlarının hem de hastaların mağdur olmasıyla sonuçlanacağı" denilen açıklamada, kamu hastaneleri için gerek mali kaynağın, gerekse de insan kaynağının ayrılması ve ulusal bir sağlık planıyla sorunların giderilmesinin ülkenin ivedi konusu olduğu vurgulandı.
"İçinden geçmekte olunan ve irade gösterilip iyileştirme yapılmazsa daha da kötüleşecek olan durumun mağdurları ve en yakın şahitlerinin sağlık çalışanları ve hastalar olduğu" ifade edilen açıklamada, “Bu nedenle sağlıkta örgütlü birlik, oda ve örgütlerle, sağlık alanında hak odaklı çalışan sivil toplum örgütlerinin birbirleriyle dayanışarak hareket etmesi kaçınılmazdır.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHHD), Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği (KTHEB), Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği (KTEB) ve Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi (KTBB/İHK) olarak, özellikle de COVID-19 pandemisinin yarattığı zor koşullarda eşit, erişilebilir kamusal sağlık ortak hedefiyle birçok kez birlikte toplum adına mücadele edildiği kaydedildi.
“Önceki yıllarda, gerek bir araya gelerek, gerekse de kendi örgütlerimizle yaptığımız basın açıklamalarıyla, KKTC Anayasası’nda ülkede yaşamakta olan herkesin ücretsiz ve eşit sağlık hakkından bahsetmesine karşın, yıllardan beridir uygulanan nüfus politikaları, giderek çöken ülke ekonomisi ve sistemsizlik nedeniyle ülkenin her noktasındaki insanların kamusal sağlık hizmetlerinden eşit ve adil bir şekilde yararlanamadığını ifade ettik. Bunun yanında, defalarca kamusal sağlık hizmetlerinin gelişmek yerine artan talep karşısında daha da yetersiz hale geldiğini, kaynakların doğru yönetilmemesinden dolayı da hastaların, yani aslında Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan herkesin mağdur olduğunu söyledik” ifadeleri kullanılan açıklamada, sağlıkta tüm bu sorunlar yaşanırken, temel insan hak ve özgürlükleri geriye götürmeye yönelik girişimleri endişe içinde takip ettikleri ve zaten yürürlükte olan yasalarla kazanılan haklardan bile yararlanamazken, bu hakların ileriye götürülmesi için atılması gereken adımların da sürekli ötelendiği, hatta ihmal edildiğinin görüldüğü kaydedildi.
"En temel hak olan yaşam hakkının değişmez bileşeni sağlık hakkıdır"
En temel insan hakkı olan yaşam hakkının değişmez bileşeninin de sağlık hakkı olduğu vurgulanan açıklamada, ülkede yaşayan her bireyin Anayasa'da belirtilmiş bu hakkının en büyük güvencesinin kamusal sağlık hizmetlerine ve ilaca eşit ve ücretsiz erişimi olduğunun bir kez daha altı çizildi.
“Unutulmamalıdır ki sağlık alanında planlama ve politikaların oluşturulması doğru sağlık verilerinin toplanması ve işlenmesi ile mümkündür. Bu bağlamda sağlık alanında toplumumuzun ihtiyaçlarına cevap verecek doğru sağlık politikalarının saptanabilmesine dayanak oluşturacak doğru sağlık kayıt ve verilerinin oluşturulması konusunda ilerleme kaydedilmelidir.” ifadeleri kullanılan açıklamada, sağlanan kayıtlar ve verilerin kendi kurum ve kuruluşlar tarafından saklanıp değerlendirmesi ve oluşturulacak ülke sağlık politikalarına temel oluşturulması gerektiği kaydedildi.
"Özel bilgi ve verilerin yerel kuruluşlara verilmesi gerekir"
İnsanlardan toplanacak olan bu özel bilgi ve verilerin güvenliğinin sağlanmasının yöneticilerin sorumluluğunda olduğun bilinmesi ve yurtdışında olması nedeniyle denetlenemeyecek konumda olan özel şirketlerin bu verilere erişiminin bir an önce engellenmesi gerektiği belirtilen açıklamada, yasalarla denetlenebilecek yerel şirket ve kuruluşlarla bu çalışmaların yürütülmesi gerektiği vurgulandı.
Eşit, erişilebilir ve çağdaş kamusal sağlık hizmetlerinin sunulabilmesi ve geliştirilmesinde sivil toplum örgütlerini ve sağlık çalışanlarının önerileri ve uyarılarının hayati önem taşıdığına dikkat çekilen açıklamada, “Bu nedenle sağlık çalışanlarına geçmiş dönemlerde uygulanan ve günümüzde de toplum üzerinde sansür mekanizmalarıyla kurulmaya çalışılan baskı politikaları yerine ortak akıl ile hareket etme kültürü benimsenmelidir.” ifadeleri kullanıldı.
"Dayanışma ağı kuruldu"
“Bugün burada, sahip çıkmamız gereken en büyük kamu hastanemizin önünde bir araya gelerek, sıralanan sorunların çözümünün ancak ilgili tüm tarafların bir araya gelip güç birliği yapmasıyla sağlanabileceğini söylemek için bulunuyoruz. Bundan sonraki süreçte de dayanışmamızı büyütmemize olanak sağlayacak ‘Dayanışma Ağı’nı kurduğumuzu duyururuz.” denilen açıklamada, “Dayanışma Ağı” sayesinde karar vericilerin sağlıkla ilgili tüm karar ve icraatlarını mercek altına alarak, şeffaf ve hesap verebilirlik ilkelerinin tüm icraatlarda gözetilmesi için izleme faaliyeti yapacakları, sorunların çözümü için öneri ve katkılarda bulunmaya devam edecekleri duyuruldu.
Toplumun tüm kesimlerine birlikte hareket etmeye çağrısı yapıldı
Açıklamada, “Dayanışma Ağı” kurucu örgütleri olarak temel insan hak ve özgürlüklerinin ileriye götürülmesinin toplumun tüm kesimlerinin menfaatine olacağı hatırlatılarak, karar vericilerin bu yönde irade göstermeye davet edildi ve toplumun tüm kesimleri kamusal sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için asgari müştereklerde birlikte hareket etmeye çağrıldı.