YENİDÜZEN, ‘devlet hastanelerinin nabzını tutmaya devam ediyor… Sağlık Dosyası’nın ikinci dizisinde Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin Nöroloji Servisi ile görüştük
“En fazla görülen rahatsızlık; Felç…”
Didem MENTEŞ
Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Nöroloji Servisi’nin klinik şefliğini yürüten ve servisteki tek kadrolu doktor olan Nöroloji Uzmanı Dr. Sıla Usar, bir yılda Bin 236 hastanın yataklı tedavi gördüğün belirterek, felçli hastaların çoğunlukta olduğunu vurguladı.
Nöroloji Servisi olarak ayrı bir yoğun bakım odası, ayakta tedavi odası ve 22 yatak kapasitesiyle hizmet vermeye çalıştıklarını belirten Usar, serviste 7/24 bir uzmanın bulunduğunu vurguladı. 6 doktor ve 13 hemşire ile toplumun çok önemli bir kesimine sağlık hizmeti verdiklerine dikkat çeken Dr. Usar, şuanda doktor sayısının yeterli olduğunu ancak 5 doktorun kadrolu olmaması nedeniyle sıkıntı yaşandığına dikkat çekti. Hastanenin fiziki açıdan artık yetersiz kaldığını ve yeni bir hastaneye ihtiyaç duyulduğunu belirten Usar, tüm sağlık personelinin özlük haklarının korunması için Sağlık Çalışanları Yasası’nın yürürlüğe girmesi gerektiğini vurguladı.
YENİDÜZEN, Sağlık Dosyası için Nöroloji Servisi’ni ziyaret ederek, Dr. Sıla Usar ile görüştü. Usar, servisin sorumlu hemşiresi Firdevs Bladanlı ile birlikte verilen hizmetlerle ilgili bilgi verdi.
“Bir yılda 1236 yatan hasta…”
Nöroloji Uzmanı Dr. Sıla Usar, Nöroloji Servisi’nde beyin, omurilik ve periferik sinirlerin hastalıklarına bakıldığını dile getirdi. Usar, “Beyin damarları hastalandığı zaman felçler geçirilir, biz bu felçlere müdahale ederiz. Hasta Acil Servise ilk 3 saat içinde başvurduğu takdirde müdahale edilebiliyor. Bu felçleri geri çevirebilecek tedavileri uygulayabiliyoruz. Radyoloji uzmanlarıyla hem medical hem de mekanik olarak felce yol açan pıhtıyı ortadan kaldırma tedavileri verebiliyoruz. Aynı zamanda Epilepsi, Parkinson, Alzheimer, Migren, Nutreskuleros ve kas erimesiyle seyreden pek çok hastalıklara bakıyoruz” dedi. Nöroloji Servisi’nin 22 yatak kapasiteli olup, yoğun bakım servisinde 6 yatağın bulunduğunu söyleyen Dr. Sıla Usar, ayrıca ayakta tedavi için ayrı bir odanın bulunduğunu aktardı.
Usar, “Bizim servisimizde koğuş yoktur. 22 yatağımız var ve bütün odalarımız iki kişiliktir. Tuvalet banyoları var. Ama bunlar şık değil. Odalar iki kişi için küçüktür. Normalde her odaya bir yatak konulması gerekir ama o zaman ihtiyacı karşılayamayız” şeklinde konuştu.
Serviste 6 tane uzman doktor çalıştığını ve sadece kendisinin kadrolu olduğunu vurgulayan Usar: “Dr. Ferda Selçuk ile Dr. Gülsün Akansoy sözleşmeli, Dr. Cemaliye Lordoğlu, Dr. Duygu Aksoy ve Dr. Eylem Barbin’in mecburi hizmet kapsamında görev yapıyor. Ayrıca Asistan Dr. Belin Kamiloğlu ve hastalara psikolojik testler uygulayan sağlık psikologumuz Çağla Kumova’da hizmet vermektedir” dedi.
“365 gün 24 saat kesintisiz hizmet”
Nöroloji Servisi’nin kendine ait hemşire kadrosu olduğunu belirten Sıla Usar, 13 tane hemşirenin vardiya usulü hizmet verdiğini aktardı. Usar, “her gün mutlaka nöbetçi bir uzman doktorumuz bulunur. Mesai saatleri dışında da yılın 365 günü ve 24 saat bu servis hizmet vermektedir. Yoğun bakımın hemşireleri de ayrı şekilde görevlerini sürdürürler” dedi.
Nöroloji Bölümü’nün ayrıca ayakta tedavi alan hastalar dışında, her gün poliklinik ve EEG-EMG (Merkezi Sinir Sistemi ve Periferik Sinir Sistemi tanısı) hizmeti de verdiğini vurgulayan Dr. Usar, şunları aktardı: “Nörolojik hastalar için yoğun bakım ünitemiz var. Elektro Diyalistik hastalar için EEG-EMG laboratuarımız var. Aynı zamanda hareket bozuklukları ve spaste (kaslardaki katılıkların tedavi edilmesi) enjeksiyonları yapıyoruz.
Felçler ilk sırada
Dr. Usar, bu dönemlerde en fazla yatan hastalarda görülen rahatsızlıkların başında felçlerin geldiğini belirterek, polikliniğe gelen hastalarda ise en fazla Parkinson, Alzheimer, Epilepsi ve Multipl skleroz hastalığının görüldüğünü ifade etti. Usar, Felçli hastaların tedavileri yanında fizik tedavi ekibiyle de rehabilitasyonu tamamladıklarını aktardı.
Usar, kayıtlara göre 2014 yılında 7 bin 53 ayakta tedavi alan hasta görüldüğünü, 1236 hastanın da yataklı tedavi gördüğünü dile getirdi. Serviste yüzde 100’e yakın doluluk oranı görülen bir bölüm olduklarını vurgulayan Dr. Sıla Usar, yatak kapasitesinin artırılmasıyla bile aynı doluluğun devam edebileceğini ifade etti.
“Çağdaş bir hastane şart!”
Dr. Sıla Usar, serviste; bir sekreterin hizmet verdiğini ancak kayıtlar için bir sekretere daha ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek, birer tane olan temizlik görevlisi ve ara elmanın da 2’ye çıkarılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Usar, “hemşire sayısı artırılırsa, doktorlar da kadrolanırsa bizler için çok olumlu olacak” diyerek fiziki koşulların düzelebilmesi için servisteki odaların daha geniş olması gerektiğini belirtti.
“Bir ülkenin kamu hastaneleri olmazsa olmazıdır. Bir devletin sağlık sistemi sağlam olmalıdır” diyen Dr. Sıla Usar, sağlık ve eğitim kurumlarının mutlaka güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Sağlık sektörünün çok pahalı bir hizmet olduğunu dolayısıyla sosyal bir devletin vatandaşına iyi bir sağlık hizmet vermekle mükellef olduğunu vurgulayan Usar, sağlıkta tasarruf yapılamayacağını dile getirdi. Usar, Özel hastane tercihinin vatandaşa kalmış bir durum olduğunu ancak kamu hastanelerinin özelle rekabet edebilmesi için iyileştirilmesi gerektiğinin şart olduğuna dikkat çekti.
Lefkoşa Hastanesi’nin fiziki olarak artık yetersiz kaldığını vurgulayan Dr. Sıla Usar, “nüfusumuz çoğaldı yeni branşlar açıldı. Hastalıkların tanılarında çok daha iyiyiz. Bu yüzden daha fazlan hastaya daha iyi kaliteli hizmet götürebilmek için fiziki koşulların daha iyi olan bir hastaneye ihtiyacımız var” dedi. Tıp doktorluğunda ana branşlar yanında yeni branşlar açıldığı için bölümlerin arttığına dikkat çeken Usar, daha geniş ve daha iyi fiziki koşullara sahip çağdaş bir hastaneye kavuşulması gerektiğini aktardı.
“Sağlık Çalışanları Yasası yürürlüğe girmeli”
Sıla Usar, iyileştirme konusunda sadece hastanenin fiziki yapısından dolayı değil, sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesinin önemine dikkat çekti. Usar, Sağlık Çalışanları Yasası’nın yürürlüğe girmesi gerektiğini vurguladı. Usar, şunları söyledi: “Örneğin bizim servisimizde sadece ben kadroluyum. Arkadaşların her birinin farklı kategorileri var. Bu hekimlerin kalıcı olup olmayacağını bilmiyoruz. Bu hekimlerin maaşları arasında da farklılıklar var. Aynı oranda iş yapıldığı için bu eşit ve adil bir yaklaşım değil. Bu hekimlerin özlük hakları açısından bizim için sıkıntılı bir durumdur. Bunun düzeltilmesi için mücadele vermemiz gerekiyor. Bu sorun yalnızca hekimlerde değil hemşirelerde de var. Diğer memurlara göre sağlık çalışanlarının bir ayrıcalığı olması gerekir. Biz şuanda kamu çalışanları yasasına mensubuyuz. Biz sağlık çalışanları yasasına mensup olmak istiyoruz. Ayrı bir Sağlık Çalışanları Yasası var ama bunun yürürlüğe girmesini istiyoruz. Ayrıcalıklı olmak istemiyoruz ama ayrı bir yasaya tabi olmalıyız. Çünkü bu hem eğitimi açısından hem de sürdürülebilmesi için çok çileli bir iştir.
“İlaçlar zamanında temin edilmelidir”
Kamu hastanelerinin iyileştirilmesi için önce çalışanlarının özlük haklarını hak etikleri şekilde verilmesi gerektiğine inan Usar, “sağlıkta tasarruf insan yaşamından tasarruftur ki biz sağlık çalışanları, bu kadar çalışırken imkansızlıklardan dolayı insan kaybetmek istemiyoruz. Bu nedenle gerektiği yerde istihdam yapılmalıdır, bunda kısıtlamaya gidilmemelidir. Hastanenin fiziki koşulları iyileştirilmelidir, yeni bir hastane yapılmalıdır. Malzeme ve ilaçların mutlaka temin edilmesi gerekir” dedi.
Usar, hastalar için zamanında alınması gerekilen pahalı ilaçlar olduğunu bu nedenle devletin maliyet hesabı yaparken ayakta yürüyebilen bir hastayla, yatakta yatan bir hastanın arasındaki maliyeti de hesaplaması gerektiğini vurguladı. Usar: “Bir hastaya pahalıdır diye zamanında ilacını temin etmezseniz o hasta yatağa bağımlı kalır ve özel hayatı ile iş hayatı etkilenir, bir bakıcıya ihtiyacı olur. Maliye hesabı sadece ilacın parsı değildir, aynı zamanda kişilerin aktif ve hala verimli olabilmelerini de hesaplaması gerekir. Çünkü bir insan geriye dönüşümsüz olarak özürlü kalacak, bakım masrafları artacak. Hastanın ve ailesinin üzerindeki çöküntüyü de hesaplamak gerekir. Daha çağdaş maliyet hesaplarıyla bunları hesaplamamız gerekiyor. Biz hekimler olarak hastalara gerektiği zaman gerekli ilaçları vermek istiyoruz ve bu da çok önemlidir”
Bladanlı: “Personel özveriyle çalışıyor ama…”
Hemşire Firdevs Bladanlı ise çoğu hastaların yatağa bağımlı olduğu için en ağır bölümlerde biri olan serviste, en ağır koşullarda çalıştıklarını vurgulayarak, yatağa bağımlı hastaların hijyen, beslenme ve birçok ihtiyacını gidermek amacıyla geniş çerçevede hizmet verdiklerini söyledi. Hemşire sayısının şuan için yeterli olmadığını vurgulayan Bladanlı, en az 3 hemşireye daha ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Şartlara rağmen düzenli şekilde hastalara hizmet verdiklerini aktaran Bladanlı, sabahın erken saatlerinde vizitelerin başladığına değindi. Hastaların haftanın 3 günü yatak banyosu verildiğini ve sıkı takip altında tutulduğunu aktaran Bladanlı, düzenli bir şekilde kontrol yapıldığını belirtti. Hasta sayısının çok fazla olmasından dolayı planlı bir şekilde çalıştıklarını aktaran Firdevs Bladanlı, personelin özveriyle ve severek çalıştığını vurguladı. Bladanlı, görevini aşkla yapan bir ekip olduğunu bu görevi daha iyi yapılabilmesi için özlük hakları ve benzeri eksiklerin giderilmesini talep etti.