Dedim, inanmadınız!
Siz Cumartesi görün asıl!
Neyi mi?
Canım, Ersin Tatar da değişebilir…
Ben kendisinin kesinlikle federal çözüme inandığından eminim…
Şaka yapmıyorum…
Sadece, bu ülkede var olan faşist kişi ve örgütlerin aşırı baskısı nedeniyle, bu konuda görüşünü belirtemiyor, ne derlerse çıkıp onu söylüyor!
-*-*-
Vallahi şaka yapmıyorum!
Cumartesi günü, saat 11.30’da, bakın görün O da Kuğulu Park’ta olacak…
“Bu memlekete bizim” diyecek…
“Tüm yolları açın, bütün kapılar açılsın”ın altına imza atacak…
-*-*-
Tatar, ne dedi dün biliyor musunuz?
Kıbrıs’ın Kuzey sahillerinin doğal güzelliğine işaret etti…
Ve bu bölgenin en büyük şanssızlığının Teknecik Elektrik Santrali olduğunu belirtti…
“Buradan bakınca Toroslar görünüyor, sağlığınıza dikkat edin” gibi saçmalıklar değil söylediği…
Belki de çok ender “doğru bir şey söylüyor” ama gerçekten Teknecik’te bacalardan çıkan duman ve çevreye verilen zarar kabul edilebilir değildir…
Helal olsun!
Seçildikten sonra ilk kez kendisini alkışladığım için ayrıca kendimi de alkışlamak istiyorum!
Bakın, çok iddialıyım ve ısrarlıyım; Tatar, “egemen eşit devlet” zırvalığını, sırf siyaset ve talimat olduğu için söylüyor… Çok inandığı için değil!
-*-*-
Bırakın benim bu konuda ısrarcı oluşumu; bakın kendisi ne diyor?
“… Siyaseti bir kenara bırakarak konuşuyorum, Teknecik sorununa Kıb-Tek ve yetkililer bir şekilde çözüm bulmalıdır…”
Yani demek istiyor ki, siyaset yapsaydı, “Bayrak inmez, ezan susmaz, şehitler ölmez, burada da hava pırıl pırıl” diyecekti!
Anladınız değil mi?
Siyaset yaptığını itiraf ediyor!
Siyaset yapmasa, doğruları söyleyecek!
-*-*-
Siz yer açın; Cumartesi iki toplumlu etkinliğe katılacak…
“Barış için tüm yollar açılsın” diyenlere destek verecek…
Siyaset yapmayacak!
İster misiniz, Anastasiadis’e de telefon açsın ve “gel be Niko sen de” desin!
-*-*-
Olmaz mı?
Siyaset yapmasa kesin olurdu!
Kendisi de biliyor ve zaten itiraf ediyor!
Ama siyaset yaptığı için, olmuyor!
-*-*-
I love TRNC, I love Tatar!
Başka yerde yaşayamaaaaaam!
-*-*-
Gonyak da pahalı oldu oğlum, n’apacayık!
Cumartesi günü Ersin Tatar’la birlikte, siyaset yapmadan, ülkemiz için, Kuğulu Park’tayız, bekleriz…
Yok eğer siyaset yapacaksak, “… Toroslar görünmüyor, hava rüzgarlı, deniz dalgalı, sağlığınıza dikkat edin, sizi gidi federal çözümcüler sizi”lerdeyiz!
Yani, siyaset yapınca Karagöz - Hacivat, yapmayınca Ersin Tatar!
Siyaset yapınca koltuk uğruna biat; yapmayınca doğru icraat!
-*-*-
Söyle diyebiliriz; bu iğrenç siyaset olmasaydı; Kıbrıs sorunu rahat çözülürdü…
Çünkü, siyasetin mamması uğruna hep yalana başvuranlar, siyaset yapmayınca doğruları görecekti, doğruları bilecekti ve doğruları söyleyecekti!
Teknecik itirafındaki gibi!
-*-*-
Ama siyaset olduğunda, saçmalamalar gırla!
Mesela dün KKTC Cumhurbaşkanlığı’ndan şöyle bir açıklama yapıldı:
“Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Motorlu Araç Satıcıları ve İhracatçıları Birliği Genel Kurulu’na katıldı…”
-*-*-
Dikkatli okuyun!
Haber siteleri de düzeltmeden koydu bu haberi!
“Motorlu Araç Satıcıları”na kadar tamam…
“Ve”den sonrasına bakalım: “İhracatçıları” diyor…
Rahmetlik Behaddin dayı bu haberi okusa, “hayırceboyle” derdi!
İhracat?
Hayırdır, Suat hocam “Günsel”i tamamladı ve ihracata mı başladık?
Yoksa BMW artık Alayköy Sanayi’de mi üretiliyor?
-*-*-
Sahte ve zorlama siyaset nedeniyle bu tür hatalar oluyor…
Oysa, faşizm olmasa ve rahat kalsalar, “ithalat” ile “ihracat”ı karıştırmazlardı!
-*-*-
Tekrar edeyim; Tatar ve UBP’ye faşizmin Türkiye’den baskısı olmasa, yemin ederim ki Kıbrıs sorunu beş dakikada çözülür!
Kahrolsun “işbirlikçi sahte siyasetimiz”…
Bilmem anlatabildim mi?
Estarabim siyaseti!
Bazı kaynaklara göre, “ez" Farsçada “ben” anlamına gelir.
"Tarab" Arapça kökenli bir kelimedir ve eski dilde, yani Osmanlıcada “sevinç, neşe ya da şenlik” anlamında kullanılır…
“… -im” eki ise Türkçeleştiren bir ektir.
Yani sigara ya da gannavurinin topluca içilmesi sırasında, çember oluşturan çok sayıda kişiden birine aynı anda iki sigara denk gelen kişi “estarabim” der…
“Sevindim” veya “neşelendim” gibi bir şey!
-*-*-
KKTC’nin “egemen eşit ve bağımsız bir devlet olacağı” ile ilgili olarak yaklaşık iki yıldan beri sürdürülen siyasete “estarabim” siyaseti diyebiliriz!
-*-*-
Kafayı buldun mu?
Buldum abi!
Sağdan, soldan estarabim!
Aoum!
Aoum!
Erkin Koray’ın şarkısıdır değil mi?
-*-*-
Bir neşelenme hali…
Sigarayı bir tane değil, aynı anda iki adet içme şansı!
-*-*-
Tamam, Türkiye yanımızda…
Sağdan soldan Türkiye!
Aoum!
Aoum!
Ama “egemen eşit devletmiş da bağımsızlıkmış da”…
Geçiniz canlarım benim!
O siyaset bitmiştir!
Estarabim siyaseti vardır artık!
Sağdan soldan estarabim!
Dileyen, “sağdan soldan Ersin abim” de diyebilir!
Cümleyi, “sağdan soldan Tahsin abim, aoum aoum” şeklinde de okuyabilirsiniz değerli sanatçı kardeşlerim!
-*-*-
Yoksa, Pakistan bizi tanıyacak mı?
Çok iş var oralarda!
Yedi kişiyi işe alıyor KKTC İslamabad Büyükelçiliği!
Pardon, ofisi işte!
Estarabim!
Aoum aoum
Gerçek bir Tottenham efsanesiydi… Jermain Defoe… 39 yaşında futbolu bıraktığını açıkladı… Son olarak Sunderland’taydı… Eminim zerre kadar haberi olmayacak ama bu küçük ülkede kendisini çok seven bir Tottenham taraftarı olduğunu bilmesini isterdim doğrusu…