Sakın güçlendirmeyin, ne gerek var ki!

Serhat İncirli

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş’in dünkü Yenidüzen’de manşetten yayınlanan haberde dile getirdiklerini okuyunca, utanan var mı?

-*-*-

Ne dedi Burak Maviş?

Özetle dedi ki, hükümet deprem tehlikesine karşı okullarda güçlendirme çalışmaları yapacaktı… 24 aylık süre verilmişti… 22 ay geçti… Güçlendirme ihalelerinin sadece yüzde 17’si tamamlandı…”

-*-*-

Bu nedir?

Bu ayıptır!

Bu başarısızlıktır!

Bu terbiyesizliktir!

Bu yalancılıktır!

-*-*-

En azından birkaç kişi, yıllardır oturdukları sivil toplum koltuklarından ya da filanca makamdan ya da falanca bakanlıktan istifa etse; sorumluluk alsa falan diyecektim!

-*-*-

Demiyorum!

Çünkü belli ki olayı yanlış anlamışlar!

-*-*-

“Güçlendirme” ifadesini, bir “emir” olarak algıladılar!

Sürekli Türkiye’nin dilbandilerinden emir almaktan kafayı yemiş olmalılar ki burada da “güçlendirme” yi, “sakın güçlendirmeyin, ne gereği var” şeklinde yorumlamışlardır!

Suçlayamıyorum da!

Mahkemeye götürseniz, “cezai ehliyetsizlik” durumu bile ortaya çıkabilir!


Suriye’de son durum!

Türkiye, İsrail ve İngiltere’deki medyanın “Suriye’deki son durum”la ilgili yazdıklarından anladığım aşağıdaki gibidir…

-*-*-

Esad, Esed ya da Assad artık yok!

Suriye orada!

Ama sanki üçe bölünmüş durumda!

-*-*-

Haritaya göre aşağıdan, yöne göre Güney’den İsrail ve yukarıdan yani Kuzey’den Türkiye, Esad döneminde yapamadığını yaptı ve Suriye’nin içlerine kadar girdi…

-*-*-

İsrail’in hedefinde Suriye’nin tankı, topu, tüfeği, uçağı, gemisi var…

Türkiye’nin hedefinde Kürtler…

-*-*-

HTŞ kısa adlı şeriat yanlıları ise “geriye kalana” – kalırsa – talip!

-*-*-

Esad mı?

Ailesiyle birlikte Moskova’da!

-*-*-

Kaybeden?

Daha önce Sunni yoksullar kaybediyordu; şimdi Alevi yoksullar ezilecek…

-*-*-

Batılılar mı?

Çeşitli açıklamalar yapacaklar!

-*-*-

Amerika, Rusya ve İran mı?

Şimdilik pek sahada görünmüyorlar ama Amerika’nın kesinlikle İsrail’in arkasında olduğu açıktır…

Türkiye’nin “Kürt operasyonundaki” mevzisi ise net değildir!

-*-*

Ve bir yorum eklemek istiyorum; Amerika’nın Kürtlerle ilgili konuda alacağı pozisyon, Tayyip Erdoğan’ın bile geleceğini etkileyebilecek bir pozisyon olabilecek potansiyele sahiptir…


Hükümet ve dilbandiler birlikte “ÇAL(ışı)yor”

Memleket batakta!

Her gün 2025 Bütçesi ile ilgili konuşmaları dinliyorum ve şu soruyu kendi kendime soruyorum:

“Bu seviyede başarısız bir hükümet, neden ısrar ve inatla istifa edip erken seçime gitmiyor?”

-*-*-

Gayet açıktır ki, hükümet başkanı da ortakları da bakanları da vekilleri de durumun farkındadır!

-*-*-

Sağlıkta, eğitimde, turizmde, bayındırlıkta, tarımda, hayvancılıkta yatırım yapacak zerre kadar paramız yok!

Devlet maaşları ödeyebilmek için neredeyse 20 milyar TL açık verecek!

-*-*-

Ve soruya, yani bu seviyede başarısız olduğunu bilen hükümetin, neden ısrar ve inatla istifa etmediğinin ötesinde, nasıl oluyor da Türkiye’deki “ağalar” tarafından destekleniyor?

-*-*-

İnanılmaz derecede batak bir yönetim söz konusudur…

Yönetenler bunun farkındadır…

Dış siyaset de çökmüştür, iç siyaset de!

Rüşvet, komisyon aldı başını gidiyor!

Devlet kurumlarının adı insan kaçakçılığında geçiyor!

Sahte diplomalar bizi Dünya’da hak etmiş olduğumuz bazı noktalardan da uzaklaştırdı!

-*-*-

Ve Türkiye bunun farkında!

Ne acıdır ki demokrasi katliamında Türkiye başrolde!

İktidar partilerinin kurultaylarından, hükümetin oluşumuna, hatta cumhurbaşkanının seçimine kadar her şeye müdahil olanlar, eğer şu anda hiç müdahale etmiyor ve 2027’ye kadar devam konusuna destek veriyorsa, demek ki bunlar yan bizim hükümetle dilbandiller birlikte “ÇAL(ışı)yor!


Çocuklarımızın durumu vahimdir!

Her şeyden vaz geçtim!

Körler sağırlar bir birini ağırlar misali, cumhurbaşkanımızın, gadimcisi tüketiciler başkanından insan hakları “onursal” şeyisini almasıyla bile dalga geçmeyeceğim!

Batırdınız, bitirdiniz, rezil ettiniz, rüsva ettiniz da demeyeceğim!

-*-*-

Allah vallahi da billahi da tuttuğunuzu altın etsin!

Yediğiniz rüşvetler bile tümünüze helal olsun!

-*-*-

Yalakalığınız, yağcılığınız, iki paralık dilbandilere mahkum oluşunuza da bir daha ses etmeyeceğim;!

-*-*-

Ama sizden bir ricam var; lütfen dünkü Kıbrıs gazetesinin manşet haberini bulup okuyun! (Fotoğraftaki başlıktan söz ediyorum…)

-*-*-

Yazıktır, günahtır!

Çocuklarımız için bir şeyler yapmamanız affedilebilir değildir!

Yaşlısına, çocuğuna, engellisine zerre kadar sahip çıkamayan bu konuda en küçük bir siyaseti, programı olmayan bir hükümetin ya da bir devletin başındasınız!

-*-*-

Çocuklarımızın durumu vahimdir!

Okullarda akran şiddeti, öğretmenlere karşı şiddet, çeteleşme, sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı, “yok yahu, eşit egemen devletimizi çekemeyenlerin uydurmasıdır” şeklinde saçmalayabileceğiniz bir noktada değildir!

Bilmem anlatabildim mi?