Fehime ALASYA
Türkiye’de Covid-19 aşı adayını geliştiren grupta görev alan Kıbrıslı Türk Bilim İnsanı Prof. Dr. İhsan Gürsel, hem bu aşı çalışmaları hem de ülkemizde de uzun süredir tartışılan ve uygulamaya giren BioNTech ve Sinovac aşıları hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Sinovac aşısının klasik teknoloji ile yapıldığını anlatan Gürsel, herkesin korkmadan aşı olması gerektiğinin altını çizdi.
“Erken Kullanım Onayı” alan her aşının yapılması taraftarı olduğunun altını çizen Gürsel, “Hasta olanları dinlerseniz bu virüsten bulaş olmayı istemezsiniz. Hastalanmamayı başarmamız lazım. Kendinizi koruyun, aşılanın” dedi.
Gürsel, Sinovac, Astra, Modern, Pfizer ve çalışmaları süren diğer birçok aşının mutlaka faydası olduğuna vurgu yaparak, Pandemi döneminde markası ne olursa olsun temin edilen aşıdan uygulanması gerektiğini kaydetti.
Gürsel, merak edilen aşılanma konusunu YENİDÜZEN’e değerlendirdi…
Türk aşısı Ağustos-Eylül ayında erken kullanım onayı alabilir
Yıllardır Türkiye’de çalışmalar yürüten ve salgın sürecinde ODTÜ-Bilkent Üniversitesi araştırma grubu ile coronavirüs Türk aşısı çalışmalarında görev alan Gürsel, Nisan ayı başından beridir kurulan komitede, aşı çalışmaları yaptıklarını ifade etti. Bu çalışmalarla ilgili bilgi aktaran Gürsel, klinik öncesi çalışmaların tamamlandığını, faz 1 çalışmalarının sürdüğünü anlatarak, bu aşının tahminin 8 ay gibi bir süre sonunda onay alabileceğini ifade etti. Gürsel, “Eğer her şey yolunda giderse bu aşı, Ağustos veya Eylül ayında erken kullanım onayı alabileceğiz” dedi.
Tek çıkar yol aşı
Sinovac aşısının klasik teknolojik sistemlerle yapıldığını ifade eden Gürsel, bunun en iyi çalışılan aşı sistemlerinden biri olduğunu kaydetti.
Yan etkileri veya olası tehlikelerinin en fazla bilinen aşılardan biri olduğuna değinen Gürsel, etkinliği ve koruyuculuğunun BioNTech aşısına göre daha sınırlı olmasına rağmen bunun sıkıntı yaratmadığını anlattı.
Salgından kurtulmanın tek yolunun aşılanmak olduğunun altını çizen Gürsel, “Aşı olma hakkı olan herkes aşı olsun. Bu aşıyla ilgili sorun olacağını düşünmüyorum. Pandeminin önüne geçmek için herkes aşılanmalı.” dedi.
“En büyük sorun bilgi kirliliği ve aşı karşıtlığı”
Aşının mecburi olmaması ve aşı karşıtlığının salgını kontrol altına almada güçlük yaratacağına da değinen Gürsel, bu konuyla ilgili de şu görüşleri paylaştı:
“En büyük sorun bilgi kirliliği ve aşı karşıtlığı. Yanlış ve bilimsel olmayan birçok bilgi insanların kafasına yerleştiriliyor ve maalesef bu yanlış bilgi insanların aklında daha çok kalıyor. Şu anda birçok hastalığı yaşamıyor, görmüyoruz. Aşılar olmasa bunları görür olacaktık. Aşılar bizi hastalıklardan koruyor. Aşı karşıtlığının önüne doğru ve uzman bilgileri ile geçebiliriz, bunu önleyebiliriz. O zaman herkes aşılanmanın ne kadar doğru olduğunu anlar. Bu pandemiden çıkışın tek bir yolu var o da aşılanmak. Öbürü de hasta olmak. Bu yol tercih edilmemeli. Bu aşının bilinen çok büyük bir yan etkisi yok, kötü değil, koruyucu olacağını düşünüyorum. İleri vadede korunaklığı ne kadar olur bilmiyorum, 6 ay sonra etkisini yitirir mi bilemiyorum. Bazı insanlarda geçebilir bazılarında geçmez. Ama şu anda pandemideki bulaş zincirini koparmanın tek yolu aşılamadır.”
Aşı olsak da korunmalıyız…
Aşılanmanın da bir süreç olduğunu anlatan Gürsel, bu süreçte korunmaya devam etmenin önemine de değindi.
Aşı olunması durumunda da virüsü yayma olasılığı taşındığını anlatan Gürsel, korunmanın önemine bir kez daha değindi. Gürsel, özellikle aşı sürecinde ilk dört hafta ciddi olarak korunmaya devam edilmesi gerektiğinin altını çizerek, 8 haftaya kadar korunmanın gerekliliğini anlattı.
Gürsel, “Aşılı olsak da ya virüsü almayacağız diye bir durum yok, alabiliriz de, alsak da çok az semptom gösterebiliriz. Aşılı olsanız da bu virüsü başkasına yayabilirsiniz. Bu nedenle korunmalıyız. Tüm vatandaşlar aşılanmış olsa sorun yok ama toplumun bir kısmı aşılı bir kısmı aşısız ise bu büyük sorun olur, virüs yayılmaya devam eder.” dedi.
“Markası ne isterse olsun aşılanmalıyız”
Sinovac aşısını BioNTech ile kıyaslanın doğru olmadığına da değinen Gürsel, iki aşı arasında farklılıklar olduğunu ifade etti. BioNTech aşısında ilk kez bu kadar büyük bir sayıda ve yeni bir teknoloji ile üretim yapıldığını anlatan Gürsel, özellikle ileri yaş gruplarında ciddi yan etkilere neden olduğu söylentilerinin bulunduğunu, normalinden daha yüksek bir ateş görüldüğü iddiaları olduğunu anlattı.
“Sinovac aşısının hasta kapsayıcılığı daha yüksek. Bu nedenle BioNTech ve Moderna aşıları bazı konularda çok güçlü olmasına rağmen tartışılan konuları var.” diyen Gürsel, konuşulan tüm aşıların faydası olduğuna değindi.
Gürsel, “Her hangi bir aşı, markası ne olursa olsun, hepsi faydadır. Pandeminin önüne geçilmesinin tek çaresi halkın %60, 70’ini aşılamaktan geçiyor. Bu sağlanırsa büyük bir başarıya ulaşmış oluruz. Erken Kullanım Onayı alan bir aşıyı, markası ne isterse olsun kullanmalıyız.” şeklinde konuştu.
“Sürekli kapanmak %100 mümkün değil”
Ülkelerdeki yerel bulaşın önüne geçebilmek için 2 hafta boyunca tamamen kapanmanın iyi bir yöntem olduğunu dile getiren Gürsel, buna karşın “Kapanmanın sonu yok. İnsanları aşılayamazsanız tüm sınırları kapatıp uzun süre bu şekilde yaşayamayız. Sürekli kapanmak %100 mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
Eğitim ve korunmanın önemi…
Halkın eğitilmesi ve korunmayı öğrenmesi gerektiğinin önemine dikkat çeken Gürsel, tamamıyla kapanma veya tamamıyla açılmanın doğru yöntemler olamayacağını, ülkedeki sağlık ve ekonominin buna olanak sağlamadığı görüşünü paylaştı.
Gürsel, “İnsanların eğitilmesi, korunmayı öğrenmesi şart… Bu bıkkınlığa rağmen, hasta olanları dinlerseniz bu virüsten bulaş olmayı istemezsiniz. Hastalanmamayı başarmamız lazım. Mümkün olduğunca havalandırılmış ortamlarda bulunun, kalabalık ortamlarda bulunmayın ve aşılanın, kendinizi koruyun.” şeklinde konuştu.
“Tedbiri elden bırakmamalıyız”
Dünyayı kasıp kavuran, 2 milyondan fazla insanın ölümüne neden olan, milyonlarca insanın yaşamın etkileyen, sosyo-ekonomik olarak birçok insanı çökerten bir pandemi ile karşı karşıya kalındığını anlatan Gürsel, YENİDÜZEN okuyucuları için son olarak şu mesajı verdi: “Her ne kadar yorgunluk bıkkınlık olsa da tedbiri elden bırakmamalıyız. Aşıya ulaşma olanağı olanlar vakit kaybetmeden aşılanmalı. Bu nedenle Türkiye’de de dünyada da aşı bulan, imkânı olan herkes aşılanmalı.”
Milliyet: “Koronayla savaşacak 7 Türk aşısı yolda!”
Prof. Dr. İhsan Gürsel ve eşi Prof. Dr. Mayda Gürsel’in de içinde bulunduğu çalışmalar, Türkiye basınında da oldukça geniş yer bulmuştu.
Türkiye’deki Milliyet gazetesi karı koca bilim insanları Prof. Dr. Mayda ve İhsan Gürsel’in çalışmalarını “Koronayla savaşacak 7 Türk aşısı yolda!” başlıklı haberle duyurmuştu.
Haberde; TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bünyesinde üniversiteler ve ilaç şirketlerinin yer aldığı 49 kuruluş ve 436 araştırmacının ortak çalışmalarıyla geliştirdiği 7 aşıdan 3’ünün hayvan deneylerinin tamamlandığı belirtilmişti.
Karı koca bilim insanları Prof. Dr. Mayda ve İhsan Gürsel’in yerli bir ilaç firmasıyla geliştirdiği aşıda sona yaklaşıldığı duyurulmuş, aşının da yaz aylarında piyasaya sürülmesi hedeflendiği ifade edilmişti.