Gassibi Stadı’nda Apoel ile Porto takımları arasında oynanan Şampiyonlar Ligi maçını seyretmeye Mağusa bölgesinden spor yazarı arkadaşlarla birlikte gidip maçı görünce, ister istemez biraz da tarihte yolculuk yapmak ve eski günlerde Gassibi’de oynanan eski maçları da anımsamak geldi içimden.
Çetinkaya’nın da aralarında bulunduğu Kıbrıs ortak futbol liginde bir zamanlar top oynarken Kıbrıslılar, Gassibi Stadı Çetinkaya’nın lig şampiyonluğu ve Pakkos Şildi kazandığı günlere de ev sahipliği yapmıştı.
Olayları patlak verdiği ve sporun politikaya alet edildiği 1958’li yıllarda yine bu stada gelen Çetinkaya takımının maç yapmak üzere stada girişi engellenmiş ve ortak yaşamı sonlandırmak için yaratılan bahanelerden bir tanesi olarak bu maçın oynanamamasını her iki tarafın ayrılıkçı güçleri gerekçe olarak kullanmıştı.
Tüm bu anlatılanlar geçmişte yaşanmış ve artık tarih kitaplarının sayfalarında yerlerini alırken, bir de bugünlerde yaşanan ve ilerde tarihe geçecek olan olaylarda (maçlar) yaşanmaktadır.
Zenit, Shaktar ve UEFA Şampiyonu Porto takımlarıyla aynı grupta yer alan ve Şampiyonlar Ligi’nde adı geçen takımlarla yapmış olduğu maçlarda şu anda topladığı 8 puanla grup lideri olan Apoel’den söz etmekteyiz. Geçen akşam oynadığı FC Porto takımında dünyanın en iyi takımlarının transfer edebilmek için yarıştığı Hulk başta olmak üzere, Alvaro Pereira, kaleci Helton, Moutinho gibi Portekiz milli takımı başta olmak üzere forma giyen ve uluslararası arenada daha bir yıl önce UEFA Şampiyonluğu yaşamış olan oyuncuların yer almaktadır.
Böyle bir takımla oynadığı iki maçta, bir beraberlik bir de sahasında galip gelerek 4 puan çıkarabilen bir Apoel’den bahsediyoruz.
İlk on birinde sadece üç Kıbrıslı oyuncunun yer aldığı ve Kıbrıs Rum toplumunun en fanatik/ırkçı grubu olarak bilinen ve maçlarında her zaman fanatizmin sporun önünde gittiği Apoel, uluslararası arenada kendi toplumunu en iyi şekilde temsil ederek ülke tarihinde görülmemiş bir başarıya imza atmak üzere (Anortosis’in başarısını egale etmek üzere) son sürat ilerlemektedir.
Peki biz acaba 3-5 kilometre daha kuzeylerinde yaşayan Kıbrıslı Türkler olarak kendi ligimizde acaba nelerle uğraşıyoruz?
Şikenin göbeğine kadar işlendiği (teşebbüs mü yoksa fiili tecavüz mü gargarasında yutulduğu), kendi ülkelerinde hastalıkları ve karıştıkları şike ve doping olaylarından dolayı ceza almış tescilli Barış Memişleri getirerek uzun süre gündemde tuttuktan sonra zar zor göndermişken gerekli önlemleri almıyoruz. Sırada aynı vukuattan ceza almış Celil’i getirebilmek için uğraşarak içinde bulunduğumuz rezil durumu bir kez daha yaşatmak için uğraşıyoruz.
Tabii bir de Türkiye’de askerlik yapmamak için bizim ülkemize gelerek baş milliyetçi geçinen Türkiye liginde oynamış oyuncuları da unutmamak lazım (Tamamen duygusal nedenlerle).
Hayal âleminde yaşayanlara etrafımızda yaşanan ve bizim de ancak gidip tribünlerden yaşananlara şahit olmak dışında sürece dâhil olamadığımız bazı gerçekleri anımsatmak istedik sadece.