Ligin beşinci haftasında iki puanla son sırada bulunan Gençler Birliği, Hasan Topaloğlu’nun takımın başına teknik patron olarak gelmesi ile birlikte arka arkaya alınan sekiz galibiyet sonrası bir anda düşme potasından, şampiyonluk yarışının içine girdi.
1934 yılında kurulan ve kuruluşundan bugüne kadar geçen 82 yıllık sürede en üst ligde şampiyonluk yaşamayan bir takım olan Gençler Birliği’nde ligin tamamlanmasına dokuz hafta kala yakalanan bu başarının sonunda şampiyonluk şarkıları söylemeyi hayal etmeye başladı.
Özellikle Gençler Birliği’nde ikinci yarını başlaması ile birlikte ilk yarının son sekiz maçında yakalanan başarılı çıkışın devam edip etmeyeceği merak konusu olurken, Hasan Topaloğlu ve adamları, Binatlı deplasmanından ve Mormenekşe karşılaşmasından arzulananı alamasalar da, ortaya koydukları oyunla ilerisi için umut verdi. Nitekim, bu durum kendini Mağusa Türk Gücü (MTG) maçında gösterdi ve üstün oynadığı bir maçtan 6-1’lik farklı bir skorla ayrılarak haklı bir üç puan aldı.
Gençler Birliği takımı çıkışına devam etmek ve MTG karşısında kazanılan zaferin tesadüfü olamadığını bu kez kendi seyircisi önünde oynayacağı güçlü Doğan Türk Birliği maçında göstermek zorundaydı ve bunu da gerek skor olarak, gerek ortaya koyduğu mücadele sonunda taraflı tarafsız herkese gösterdi.
Gençler Birliği takımı daha oyunun ilk dakikasından itibaren rakip DTB takımına karşı kurduğu baskı sonunda ilk 15 dakika içinde dört net gol pozisyonunu cömertçe ya kaleci Raif’e ya da dışarı atarak skora yansıtamazken, kalesinde gördüğü ilk ciddi atakta golü gördü ve maçta 1-0 geriye düştü. Ancak kalesinde golü görmesine rağmen inatla rakibin üstüne üstüne gitti, penaltıyı atamadı veya kaleci Raif kurtardı, ne derseniz deyin, DTB kalesine gitmeye devam etti.
Karşılaşmanın ikinci yarısına da aynı anlayış ve tempoda başlayan ev sahibi Gençler Birliği’nde teknik direktör Hasan Topaloğlu, tüm riskleri göze alarak iki oyuncu birden değiştirdi. Defansın son adamı olan Abbas ile bugün Sertan Kurukafa’nın yerine oynayan Tacettin’i oyundan alarak ileriye destek vermeleri için Abdullah Kaya ve Osman Kaya’yı sahaya sürdü. Baskı konuk ekibi iyice bunaltırken, defans oyuncusu Ahmet Sönmez’in sakatlanıp çıkması, Gençler Birliği’ne ilaç gibi geldi ve Mehmet Erol ile golü buldu.
Mehmet Erol, maçı izleyenlere Galatasaray’lı Hagi’nin sol ayağı ile Monako’ya yaklaşık 30-35 metreden attığı o şık golün tekrarını gösterdi. Golden sonra DTB beraberliği koruma adına oyunu kendi sahasında kabul ederken, hızlı hücumlarla çıkmaya çalıştı ve gelişen ani atakta az adamla yakalan Gençler Birliği savunmasının arasında Ahmet Coşkun’un kafa şutu yan direkten geri gelip kaleci Ali’nin ellerinde kaldı.
Bu pozisyon belki de DTB için kader anıydı!
Kaçan bu pozisyon sonrası Gençler Birliği’nde oyuna sonradan giren Abdullah Kaya, ikinci golü buldu ve ev sahibi takım üç puan alarak şampiyonluk yarışına devam etti. Maçtan sonra yapılan konuşmalarda ise 82 yıllık hasretin sona ermesini ve camianın gelinen bu noktada günün sonunda şampiyonluk şarkıları söylemek istedikleri açıkça kendini belli etti.
Hakem Utku Hamamcıoğlu, yardımcıları ile uyumlu bir gün geçirdi. DTB’nin attığı golün ofsayt olup olmadığını ve kalecisi Raif’in elinden kaçırdığı topun çizgiyi geçip geçmediği görüntüye alınmışsa bu akşam görmeye çalışacağız. Ancak maçın başından oyundan çıkana kadar Abbas Osum’un itirazlarına kayıtsız kalması ne kadar yanlış ise, sakatlanıp oyundan çıkan Ahmet Sönmez’in ayağına buzu sarıp sarı kart görmesi için oyun alanı içine girmesine karşılık “HAYIR KART VERMEYECEĞİM” demesi o kadar doğru bir davranışdı.