FELSEFE, BİLİM ve SANAT
Hakikatı aramada sanat çok önemli bir dil kullanır.
Felsefe kavramlarla uğraşır, bilim gözlemler yaparak hakikatı anlamlandırmaya çalışırken; sanat da metafor kullanır.
AYNADAKİ SIFIR
Adam aynaya bakar; "aynada kocaman bir sıfır görüyorum" der.
İşte bu anlatım, tam manasıyla bir metafordur.
Hiçbir sosyolog, düşünceyi bu kadar kısa bir yolla anlatamaz.
Bu üç dilden en özgür olanı da sanattır;
Çünkü;
Sanatın zorunlu bir yöntemi olmadığı gibi, tutarlı olma gayreti içerisinde değildir.
İlkeleri yoktur...
Bir temele indirgenemez.
YAŞAM EŞLİK EDİLECEK BİR ŞARKI GİBİDİR
Hayatı;
"eşlik edilecek bir şarkı"ya benzetenle,
bir "sınava" benzetenler,
kuşkusuz ki,
farklı değer yargılarına sahiptirler...
Ama;
Kişisel beğenilerini temel doğrular gibi görmeye başlayanlar için,
kuşkusuz ki,
Sanat bir "ucube" de olabilir..!
DÖNÜŞEREK EVRENSELE YAKLAŞMAK
Benim için ise sanat, dönüşümün merkezindedir.
Yaşamın her evresinde, sürekli değişim ve dönüşüm içerisinde olan sosyal ve fiziksel ilişkilerimizi duygu ve düşünceye benzetmek, hissetmesini, düşündüğümüzü düşünmesini sağlamak...
Dönüşmek için bir yolculuğa çıkmak ve evrensel olana ulaşmaktır.
"Güzel ve Çirkin" masalındaki gibi…
Kız çirkin bir kurbağayı öper ve o yakışıklı bir prense dönüşür.
Bütün ana karakterler filmin başında gördüğümüz insanlar değildirler.
Dönüşüm geçirirler...
İdeolojik boyutta yaşanan değişimler oldukça önemlidir ama;
Herhangi bir toplumsal değişimin mümkün olabilmesi için;
İlk önce insanın düşüncesinin değişmesi gerekmektedir.
ÜRETİM İLİŞKİ VE ARAÇLARININ MODERNLEŞTİRİLMESİ
Sanat, toplumu değiştiren gücün insan yaşamında oynaması gereken rölü belirler ve "üretim ilişkilerinin" modernleştirilmesine ön ayak olur.
Marks da toplumların üretim ilişkilerinin ve araçlarının modernleştirilmesinin mücadelesi olarak açıklar sosyalist temeli ve değişim ve dönüşümün özünü...
Öyleyse;
Dönüşmek için bir yolculuğa çıkmamız gerekir...
Ve bu yolculuk, fiziksel olduğu kadar ruhsaldır da.