Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) her gün yapılan zamların girdi maliyetlerini başa çıkılamaz noktaya ulaştırdığını bildirdi.
Sanayi Odası’ndan yapılan yazılı açıklamada, ülkede sadece sanayi sektörünün değil, tüm halkın derinden hissettiği ekonomik krizin, hız kesmeden gelen zamlarla daha da derinleştiği kaydedildi.
Açıklamada, yerli üretime tüm dünyada sağlanan desteğin çok altında kalan teşvikleri dahi sanayicilere çok gören anlayışın, yerli üretimin önünü keserek onu rekabet edemez hale getirip sonra da “bu ülkede sanayi üretimi yapılamaz” şeklinde açıklamalar yaptığı kaydedildi.
Sanayi Odası’nın halkı üretimsizliğe mahkûm eden bu anlayışın karşısında durmaya devam edeceği belirtilen açıklamada, ada ekonomilerinde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 40’larda iken bu oranın KKTC’de yüzde 8 oranında olduğu ve bunun kabul edilemeyeceği belirtildi.
Sanayi Odası açıklamasında, dünya ülkelerinde ticaret sektörüne prim desteği sağlanmazken KKTC’deki popülist siyasal yaklaşımlar yüzünden üretime sağlanması gereken önemli bir kaynağın ticaret sektörüne prim desteği olarak verildiğinin altı çizildi.
Dünyanın, özellikle yaşanan pandemi krizi sonrasında yerel üretime karşı özel bir sahiplenme geliştirdiğine ve üretimin geliştirilmesiyle korunmasına yönelik somut çalışmalar yaptığına işaret edilen açıklamada, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin, öncelikle sanayi sektörüne gelişmesi ve güçlenmesi için tüm imkânları seferber ettiği vurgulandı.
Bununla birlikte tüm dünyada ihtiyaç duyulan sektörlere doğru ve güçlü teşvikler sağlandığı hatırlatılarak, “Üzülerek ifade etmeliyiz ki, dünyanın tam tersine sanayi sektörümüz giderek ağırlaşan ekonomik krizin etkisi ile her geçen gün gerilemekte ve gücünü kaybetmektedir.” ifadeleri kullanıldı.
“Üretmek artık var olmak değil yok olmakla eş anlama gelmiştir”
Sanayiye uygulanan enerji teşviklerinin enflasyon yüzünden yüzde 25 seviyesinden yüzde 2'lere gerilediği, LPG gaza 1 aylık bir süre içerisinde 2 kez yüzde 30'lara varan zam yapıldığı, sürdürülebilir enerjinin olmadığı, iki yıllık sürede girdi maliyetlerinde ortalama 6 kat yükselme yaşandığı kaydedilen KTSO açıklamasında, “üretmek artık var olmak değil sanayicimiz için adeta yok olmakla eş anlama gelmiştir.” denildi.
“Uyarıyoruz… Sanayi çökerse ülke de çöker.”
Açıklamada ayrıca şunlara yer verildi:
“Sanayi sektörü 15 bin çalışanı ile ülkemizde üretilen mal ve hizmetler içinde yüzde 9 paya sahip, turizm ve yükseköğrenim gibi lokomotif sektörlerimize girdi sağlayan, tarım ve hayvancımızın ürününü değerlendirerek bu sektörleri ayakta tutan bir sektördür.
İstihdama ve ülke ekonomisine bu denli önemli etkileri bulunan sanayi sektörünün çöküşü, ülkenin çöküşü ile aynı anlamı taşır. Tam manası ile dışa bağımlı hiçbir ekonomi varlığını sürdüremez.
Sanayicilerimizin kendi öz kaynakları ile yapmış olduğu ve dünya ile rekabet edebilirliği olan sanayi yatırımları, ülkede uygulanan yanlış ekonomi ve teşvik politikalar yüzünden her gün daha da fazla güç kaybediyor.
Tüketerek değil, üreterek kendi ayaklarımızın üzeninde durabiliriz. KKTC ekonomisi için dış ticaret açığı yapısal bir sorundur. Dış ticaret açığını azaltmanın önemli yollarından birisi daha çok yerli malı üretmek daha çok ihracat yapmaktır.
Rakamlar açıktır. İthalatımız son 10 yılda ortalama 1 milyar 611 milyon 600 bin Dolar iken ihracatımız son 10 yılda ortalama 109 milyon 24 bin 721 Dolar olarak gerçekleşmiştir.
Üretkenlik ve katma değer artışına dayalı bir şekilde yerli üretimi çeşitlendirmeye ve güçlendirmeye ihtiyacımız var. Siyasi popülizm yüzünden, evrensel ekonomik akla uygun şekilde yapılmayan fiyat ayarlamaları, üretime değil tüketime yönelik uygulanan teşvik politikaları sürdürülebilir değildir.
Hükümeti derhal adım atmaya çağırıyoruz. Her gün değerini daha da yitiren elektik teşvikleri yeniden güncellenmeli, çalışanlara yönelik uygulanan prim desteği konusunda ivedilikle adım atılmalı, sanayiyi derinden etkileyen ve girdi maliyetlerini inanılmaz boyutlara ulaştıran kalemlere yapılan zamlar, gerileyen döviz kurlarına göre hemen geri çekilmelidir.