Yeni hükümet kuruldu ya...
Kimilerini okudum, ‘çok güzel, seçimden sonra da bunlar kalsın’ diyor...
Hepsi ‘geçici’ laflar..
Hükümet gibi...
Alıştım... Alıştık herhalde... Birlikte...
***
İnsanlara ‘sempatik’ gelmesinin sebebi, ‘teknokrat’ olması..
Önemli çoğunluğu hiç ‘vekillik’ yapmamış, biri hariç geçmişte böylesi bir ‘koltuk’ deneyimi yaşamamış; siyasetin bildik ‘kabuğu’ içine hapsolmamış, kendi alanlarında uzman isimler...
Elbette önemli isimler...
‘Yüzleri ve mimikleri’ eskimemiş isimler...
Ama yarın, öbür gün, belli bir kesimin ‘haksız’ kazanımlarına el atsalar...
Ya da ‘değişim’ adına biraz sağı solu kurcalayarak, ‘statüko’yu yerinden oynatsalar...
Göreceksiniz, nasıl da kopacak feryatlar, “Olmaz olsun” diye...
***
Sandığa gideceğiz...
Sayılı günler kaldı....
Şimdi adaylar belirleniyor...
Ve aday belirleme sürecine de her durumda, ‘bir başka anlam’ yükleniyor...
Mesela ‘mevcut milletvekilleri’ ya da ‘aşina yüzler’ geriye mi düştü:
- “Fena kesildiler” oluyor yorumu...
Eğer ‘en tepede yer alırsa’ bu isimler, bu kez de “gördünüz mü, gençlere yer kalmadı, yeni yüzler yine fırsat bulamadı” diye bükülüyor dudaklar...
Her iki koşulda da, bir ‘komplo teorisi’ kuruluyor mutlaka...
Ama doğru, ama yanlış, böyle...
***
Şunu gördüm ki...
Pekçok siyasi partide ‘delegeler’, belirli ‘aileler’in etrafında dönüyor.
Hatta kimi aileler, birden fazla partiye yön verebiliyor...
Belki şimdi sırası değil ancak yine de notumuzu düşelim bir yere...
Ülke TEK SEÇİM BÖLGESİ olmalı, belki ‘belirli’ sayıda ilçe temsiliyeti de sağlanan ‘karma’ bir sistem üzerinde uzlaşılmalı. Yoksa ‘delege’ sistemi, hem kendi kendini yiyecek, hem de siyaseti.
Milletvekilliği, belediye başkanlığı, parti başkanlığı gibi görevler 3 dönemle sınırlandırılmalı; elbette kişilerin sosyal güvenceleri korumaya alınarak...
***
New York Times’ta yazan Daren Acemoğlu, - ki dünyaca ünlü ekonomi profesörü, İstanbul asıllı bir Ermeni’ymiş, Hıncal Uluç’un köşesinde okudum-...
Şu saptamayı yaptı son yazısında:
“Demokrasi sadece sandık değildir”
Oy vereceğiz, evet...
Ama yetmiyor, bitmiyor...
‘Sandık’, tek başına yaşamı ve demokrasiyi değiştirmiyor...
Çok daha fazlası gerekiyor...