“2025’i görür mü?”
Ersin Tatar için bu konuşuluyor.
Cumhurbaşkanlığı makamında henüz 2’nci yılını doldurmadı.
“Yeni siyaset” iddiasıyla kendine değil sadece hepimize pranga taktı.
Krizle, kaosla, kavgayla anılıyor.
Tek bir başarısı yok.
Ufukta da görünmüyor çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin “KKTC”yi tanımasını istiyor.
Pakistan ya da Azerbaycan’a dahi kabul ettiremeyeceği bir “kurgu” için dudak oynatıyor.
“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” tekerlemesi karşılık bulmazsa, Tatar’a panayır gezmek kalıyor, Türkiye’de valiler ve muhtarlarla açılış yapmak, üniversitelerde onursal doktora almak, konser izlemek, iftar yemeklerinde gazetecilere dert yanmak…
Bir de siyasetin altını oymak (!)
“Ulusal” bir kazanı hem kaynatıyor, hem de içinde kaynıyorlar.
On binlerce insan gelecek belirsizliği ile dertlenirken…
***
“Sunat Atun’u görevden almadım, çünkü Türkiye bunu kabul etmedi” imasında bulunmuş, iftar yemeğinde, gazetecilere… Siyasi parti ziyaretlerinde, “aslında görevden alacaktım ama Başbakan acele etti, hükümetin istifasını sundu” demiş bu kez…
Altı üstünü tutmuyor genelde söylenenlerin, inandırıcı gelmiyor hiçbiri…
Demokratik gelenekler çiğneniyor birer birer…
Partisinin bile desteğini yitiriyor böylece…
***
Türkiye’den gelen her telefonda eli ayağı titreyen bir Cumhurbaşkanı var.
Ulusal Birlik Partisi merkezinde dinledim, eski Çalışma Bakanı Oğuzhan Hasipoğlu’nu Saray’a çağırarak, nasıl telaşla istifasını istediğini…
Ertuğruloğlu, Dışişleri Bakanı oldu böylece...
Antalya’daki zirveye gidemeyecekti yoksa!
***
Gelelim “devrik” Başbakan’a…
Bir Başbakan, bir bakanını görevden alacaksa eğer bunu “gizli kapaklı” yapmaz.
“Pandomim”e sığınmaz.
“Maliye Bakanımız Sunat Atun’u görevden alarak, yerine Olgun Amcaoğlu’nu getirme kararı aldım, Bakanlar Kurulu’nu bu yönde revize ettim, Cumhurbaşkanı’nın da onayına sundum” der.
Açık açık!
“Ya o ya ben” gibi tepkilere, senaryolara, oyunlara girmez.
***
Başbakan Faiz Sucuoğlu, 59 günlük hükümet macerasında pek çok sözünü düzeltmek ihtiyacı hissetti, söyledikleri gerçek olmadı.
Yalanlandı defa defa…
“Devlet” taklidi yapının en tepesindeki iki isim toplumsal güven endeksinin dibindedir kanımca…
Tutarsızlık, ciddiyetsizlik ve bencillik ağır basmıştır, bir de korku…
Sandıktan yüzde kaç oyla çıktığınızın hiçbir önemi yoktur o nedenle…
İradeniz yoksa…
Sözünüz havada kalıyorsa…
Çözüm değil kaos üretiyorsanız yalnızca…
Kaç oy aldığınız değil ne yaptığınızdır önemlisi…
Sandık sonucu hatırlanmaz bile!