Saner’in istifadan  başka şansı yoktur!

Serhat İncirli

Tanınma talep etmenin tam sırası!
Neden mi?
Çünkü, artık haberler o kadar çabuk yayılabiliyor ki; tüm Dünya Kıbrıs Türk Devleti’nin varlığından haberdar olmuş durumda!
Haydi gelin bunu avantaja çevirelim!
Çok mu utanç verici?
Sadece bu mu utanç verici olan yani?

-*-*-

Şaka konusu veya daha da kötüsü, alay meselesi olduk!
Tüm toplum!
Ya da tüm KKTC!
İngiltere’den, hatta Meksika’dan arayan var!
Malta’dan oğlum aradı; “… Babaaaaa, our prime ministeeeeer” diyor…
Yani “Bizim Başbakan…”
Herkes duydu ve gördü!

-*-*-

İngiltere’den iki gazeteci aradı…
Türkiye’den ve Güney’den arayanların haddi hesabı yok…

-*-*-

Herkes ama herkes alay ediyor, dalga geçiyor…
Kimse de “insan haklarıydı, özel yaşamdı” gibi bir çerçeveden konuya bakmıyor…

-*-*-

“El alemin senelerdir büyük uğraşları söz konusuydu, tek bir mastürbasyonla ülkeyi tanıttı” diyenler mi istersiniz, “herkesin bayrakla yapamadığını… O yaptı” diye kahkahalar atarak gülenler mi?

-*-*-

Sorun, tek bir insanın özel yaşamı değildir!
Sorun, zaten siyaseten alay konusu olmuş veya alay konusu haline getirilmiş kimsesiz bir toplumun, bu şekilde Dünya’nın gündemine gelmiş veya getirilmiş olmasıdır!

-*-*-

Evet, Ersan Saner’in yapması gereken tek bir şey vardır…
Efendim bu görüntü sahteydi, kurguydu, “rakiplerim yaptırdıydı”yı geç…
Şahsı, partisi ama hepsinden önemlisi ülkesi ve temsil ettiği toplum, tüm Dünya’ya rezil olmuş durumdadır.
Kimseyi daha fazla üzmenin ve daha fazla da şaka malzemesi olmanın anlamı yoktur.
“Eşimden, çocuklarımdan ve sizden özür dilerim” demesi yeterlidir.

-*-*-

Bu günden sonra, öteki üç adayı yarış dışı bıraksalar ve kurultaya tek başına da girse; meselenin temizlenmesi şansı sıfırdır.
Komploysa komplo, oyunsa oyun, gerçekse gerçek.
Hiçbir anlamı yok!

-*-*-

Bu istifanın, Ersan Saner’in özel yaşamı ile de alakası yoktur.
Bu yaşadıkları da herkesin başına gelebilecek, son derece özel yaşamı ilgilendiren bir olaydır.
Ancak, öyle ya da böyle, içinden çıkılabilecek bir pozisyon söz konusu değildir; istifadan başka seçeneği bulunmamaktadır.

-*-*-

Şu gazete patronu aramış, “sakın çekilme” demiş.
Yanındaki bir danışmanı zaten “çekilmesine gerek yok” diye naralar atmaktaymış…

-*-*-

Ülke nüfusu ile ilgili olarak “kabalık” ifadesini kullanan İrsen Küçük’le ilgili her fırsatta dalga geçen bir toplum, bu saatten sonra Ersan Saner’i değil başbakan, “peygamber” olsa, sokağa çıkarmaz!


Mağusa Köpek Barınağı’nda mama kalmadı!

Mağusa Belediyesi iflas etti…
Görünen köyün kılavuza ihtiyacı yok…

-*-*-

Her Perşembe Mağusa’ya giderim…
Dün bir arkadaşım aradı, “Sağdan soldan 20 torba köpek maması topladım, Mağusa Köpek Barınağı’na götürüyorum” dedi…
“Neden?” dedim…
Çünkü belediyenin parası kalmadığı için barınaktaki dostlarımıza mama alınamıyor ve orada çalışanlar çeşitli iş insanlarından yardım talep ediyormuş…

-*-*-

Yani, sadece çalışanlar değil, Mağusa’da tüm canlılar tehlikede!
Bir kısmı maaş alamıyor, ötekilere mama alınamıyor…

-*-*-

Bu arada bir başka arkadaş anlattı; “her gün açlıktan bir veya birden fazla köpek ölüyor” dedi.
Bu, basit bir “hayvan ölümü” değildir.
Ve en kısa sürede tedbir alınmasını gerektirir…

-*-*-

Ayrıca bir dost olarak da tavsiyemdir; Sayın İsmail Arter, gerçekten süreni doldurdun, dönemini tamamladın, sakın aday olma… 
 


Hepimize yazıklar olsun!

Heyecanla bekliyoruz!
Kimden?
Sedat Peker’den!
Ne bekliyoruz?
Bir seks videosu daha paylaşmasını!

-*-*-

İlkini O mu paylaştı?
Bilmiyorum!
Ama şimdi tehditler yağdırıyor, “bende daha neler var” diyor…
Eminim Ersan Saner gibi veya daha ayrıntılı görüntüsü olduğuna inanan veya bunu bilen siyasetçilerimiz varsa; şu anda bildikleri tüm duaları ediyorlardır!
Korkudan kabız olduklarından eminim!

-*-*-

Peki biz, toplum olarak bu hale nasıl geldik?

-*-*-

Asıl tartışmamız gereken bence budur!
Kutlu Adalı’nın katledildiğini bilip de yıllardır konuşmayanlardır bunlar… 
Kendi canları sıkıldığı zaman bizimle dalga geçercesine video görüntüleri tehditleri yağdıranlardır… 
Bazı cinayet zanlılarının isimlerini açıklamaları yeterli değildir… 
Tüm siyasilerimizi zan altında bırakmaktadırlar… 
Yaptıkları tek doğru “şey”; eşit egemen devlet” diye maskaralık yapanların, gerçekten eşit ve de egemen sandıkları ve KKTC adını verdikleri “şey”in sadece bir “bataklık” olduğunu kanıtlamaktadır…

-*-*-

Suçlu mu?
Asıl suçlu bizleriz!
Ve dün de dediğimiz gibi; çok temiz bir toplum, mutlak barış ve çözüm amacıyla “sokağa inme vakti” gelmiştir ve geçmektedir.
Sokağa inmezsek, hepimize “son kez” yazıklar solun!


Meclis, hükümet, başbakan, para, benzin, gaz, siyasi şeref, politik haysiyet yok! Ama ne var? Ankara’da gezmeler… Haaa gitmesin mi? Ne münasebet; hiç oluuuur? Gitsin tabiii. Üstelik Cumhurbaşkanımız dün önemli bir anlaşmaya imza atmış… Bu anlaşma mı? Elon Musk ve Bil Gates’e (Fotoğraftaki iki kişi) KKTC Merkez Bankası kredi veriyormuş! ABD ve Rusya da bizi tanıyormuş… Tek bir şartları varmış, yeni devletin marşı “Besame Mucho” adlı şarkı olacakmış! (Dalga mı geçiyorum? Gerçekten doğru söyleyin, siz kendinizi ciddiye alıyor musunuz?)