Türkiye’de 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerde 72 kişiye mezar olan İsias Otel davasında beşinci duruşma Adıyaman 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde Türkiye saatiyle 10:00’da başladı.
Savcı mahkemeye mütaalasını okudu sanıkların tamamının ayrı ayrı olmak üzere vefat eden ve yaralıların sayısı dikkate alınarak her birinin ayrı ayrı yargılanmalarını ve tutuklu sandıkların ise tutukluluklarının devamını talep etti.
Ardından mahkemede söz hakkı alan Ruşen Yücesoylu Karakaya ve Pervin Aksoy İpekçioğlu, “olası kast” suçuna dikkat çekti. Karakaya, “Gerçek adalet yerini bulsun. Aileler olarak sanıkların olası kast ile yargılanmalarını ve onların da gün yüzü görmemelerini istiyoruz” dedi. İpekçioğlu ise “Olası kast suçlarına sadece kolon kesilmesi değil, asmolen katların kesilmesi de dahil edilmeli. Bu davada olası kast uygulanmayacaksa başka hiçbir davada olamaz” dedi.
Müdafi avukatlarından Koçoğlu, “Hem yazılı hem sözlü savunmaya karşı süre talep ediyoruz. Savcımızın kusur yönünden öngörme kısmındaki tespitine katılıyorum. Sanıkların üzerine atılı eylemin olası kast olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
Gazi Gazi Üniversitesi’nin ek raporu doğrultusunda Halil Bağcı’nın tahliye edilmesine işaret eden Koçoğlu, “Apar topar tahliye ettiğiniz Halil Bağcı’nın bu binanın yıkılmasının temel sorunlarından biri olduğu çok ortada. Halil Bağcı’nın mutlaka tutuklanması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Koçoğlu, “bilirkişi raporu Savcı mütaalasını da göz önünde bulundurarak tüm sanıkların tutukluluklarının devamını ve sanıkların olası kast suçundan yargılanmalarını talep ediyoruz” dedi.
Savcı mütaalasında sanıkların alt sınırdan uzaklaşarak cezalandırılmasını talep etti.
Pervin Aksoy İpekçioğlu Avukatı Hasret Güney Doğan “Savcı mütalaasına katılmıyorum. Olası kast ve bilinçli taksiri artık tartışmamamız gerekiyor. Buradaa olası kasttan başka herhagi bir hüküm vicdanları rahatlatmayacak ve adaleti sağlamayacaktır. Biz bir sonraki depremlerde ölmek istemiyoruz. Sayın savcının mütalasına şaşırmadım biz bunu Adana’da da yaşadık. Biz cesurca bir karara talibiz. Bilim ve fenni adalete uygun bir şekilde karar vereceğinizden eminiz. Daha fazla ölmemek için vermeniz gereken tek karar budur, emsal karar verilmesi gerekmektedir. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz yargılanan sanıkların tutuklanmasına ve ek savunma alınmasını talep etmekteyiz.”
Ahmet Bozkurt: Sözlerimin en sonunda vurgulamak istediğin en başta söyleyeceğim. Ben müteaahit değilim. Ben 93 yılında arsa sahibi, 95 yılına kadar da bina sahibiyim. Belediyenin verdiği ruhsatlarda müteahhit olduğuma dair bir cümle yok. Ben müteahhit değilim mal sahibiyim. Bu raporda, evlatlarım inşaat mühendisi, mimar ve elektrik mühendisi olmuşlar.73 yaşındayım bugüne kadar bir sabıkam olmadı.
imkanından korkan yasalara uyan bir aile reisiyim. Son gelen raporla; bana, eşime ve evlatlarıma atılan bu suçlamaları asla kabul etmiyorum. Tamamen Ismarlama ile yapılan bir rapor. Eğer Ismarlama ile yapılmış olmasaydı bizi bu kapsama almazlardı. Ben belediye başkanı değilim, ruhsat müdürü değilim, inşaat mühendisi, mimar, müteahhit hiçbir şey değilim. Ama hepsi benim üzerime yıkılmış. Ailem burada suçlanıyor bu suçlamaları reddediyorum.