Derya ULUBATLI
Alsancak’ta Erdal Arabacıoğlu İnşaat Şirketi’ne ait şantiyede bulunan bazı işçiler, ‘gıda veya su zehirlenmesi’ şüphesiyle Girne Akçiçek Hastanesi’ne başvurdu. Müdahale için şantiyeye sağlık ekipleri gönderdi.
Alsancak’ta bir otel inşaatı için kurulan şantiyede bulunan bazı işçilerin zehirlendiği haberi üzerine olay yerine giden YENİDÜZEN ekibi de, şantiye görevlileri, yemekhane sorumlusu ve işçi temsilcileriyle konuştu, yaşananları yerinde gözlemledi.
Şantiye görevlileri: “Başta endişelendik ancak doktorlar ciddi bir şey olmadığını söyledi”
Geçtiğimiz gün sabah saatlerinde işçilerin birbirine anlatmaya başladığı sağlık şikayetleri üzerine ciddi bir salgın ya da zehirlenme durumu olduğunu düşündüklerini ve bunun üzerine hemen sağlık ekiplerine haber verdiklerini anlatan şantiye görevlileri, gelen doktorların gerekli incelemeleri yaptıktan sonra ciddi bir sıkıntı olmadığına karar verdiğini anlattı. Bazı kişilere antibiyotik tedavisi, bazılarına ise hafif bir mide ilacı verildiğini söyleyen yetkililer, sıkıntının özel bir firmadan aldıkları sudan kaynaklandığına inanıldığını ve suyun gerekli tahlillerin yapılması için devlet laboratuarına gönderildiğini dile getirdi.
Mutfak sorumlusu Adıgüzel: “Yıllardır buraya hizmet veriyoruz, böyle bir şey yaşamadık…”
Yaklaşık 4 yıldır bu mutfaktan sorumlu olduklarını söyleyen Ali Adıgüzel, tüm ürünlerin taze alınmasına dikkat ettiklerini ve yıllardır başlarına böyle bir şey gelmediğini anlattı. Su ile ilgili bazı şikayetler aldıklarını ancak bunlar toplu şikayetler olmadığından ciddi bir sıkıntı çıkacağını düşünmediklerini söyleyen Adıgüzel, gerekli önlemlerin alındığını ve benzer bir olayın yeniden yaşanmaması için ellerinden geleni yapacaklarını aktardı.
Akçiçek Hastanesi Başhekimi Akpınar: “Gıda zehirlenmesi şikayeti için ekip gönderdik”
İşçilerin kaldığı şantiyeye, dışarıdan gelen gıdalar nedeniyle zehirlenme yaşandığını ifade eden Girne Akçiçek Hastanesi Başhekim Süha Akpınar, işçilere gıda zehirlenmesi yönünde tedavi başlatıldığını kaydetti. Girne Akçiçek Hastanesi Başhekim Süha Akpınar, YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamada 150 kişinin gıda zehirlenmesi şikâyeti olduğunu, müdahale için işçilerin kaldığı şantiyeye sağlık ekiplerinin gönderildiğini ifade etti.
Arabacıoğlu Firması Şantiye Müdürü Metin Vurmaz:
“Doktorlar geldi, kontroller yapıldı… Su zehirlenmesi olduğu düşünülüyor”
Başta gıda zehirlenmesi gibi bir durum olduğunu düşündüklerini ve acilen ambulans çağrıldığını söyleyen Arabacıoğlu Firması Şantiye Müdürü Metin Vurmaz, doktorların şantiyeye gelerek gerekli incelemeyi yaptığını ve ciddi bir durum olmadığını öğrendiklerini anlattı. Vurmaz şöyle devam etti: “Doktorlar geldi, inceleme yaptı. Kusma belirtisi olmadığı için hastaneye gerek yok dediler. Sadece ishal belirtisi vardı. Yemekten olduğunu düşündük ancak biz de aynı yemeği yiyoruz, bize hiçbir şey olmuyor. Bu yüzden doktorlar işçilerin kullandığı damacanadaki sudan olabileceğini söylediler. İshal nedeniyle işe gelemeyen birkaç kişi var ama kimse hastaneye gidecek kadar kötü değil. Doktorlar bununla ilgili özel bir rapor yazmadı ancak sözlü olarak su zehirlenmesi olabileceğini söyledi. Aslında sebil üzerindeki su hazır bir su, çeşmeden değil. Yıllardır da aynı yerden su alıyoruz ancak güneşte beklediği için bakteri üretmiş olabileceğini düşündük. Belki su firmasının da bir suçu yoktur ama biz yine de sudan örnek aldırdık, laboratuara gönderdik. Sonuçların gelmesini bekliyoruz…”
Bunun dışında firma olarak iç denetimlerinin oldukça iyi olduğunu savunan Vurmaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim iş güvenlik firmamız var, yemek yerlerimizi de sürekli denetliyoruz. Kaç yıldır aynı yemek ekibiyle çalışıyoruz, daha önce hiç böyle bir durumla karşılaşmadık. Üzgünüz”.
Yemekhane Sorumlusu Ali Adıgüzel:
“Su konusunda bazı şikayetler almıştık ama böyle olacağını düşünmedik”
“Biz 4 yıldır buranın yemek işlerine bakıyoruz. Kullandığımız ürünlere çok dikkat ediyoruz, sürekli aynı yerden, günlük ve taze ürünler alıyoruz. Bu zamana kadar hiç başımıza böyle bir şey gelmemişti. Özellikle et ve tavuklarda çok dikkatli alımlar yapıyoruz. Stoklamıyoruz. İşçilere sunmadan önce kendimiz de yiyoruz, tadına bakıyoruz. Aşçılarımız da profesyonel. Ayrıca ürün alırken ya da yemek pişirme esnasında şüphelendiğimiz herhangi bir durum olursa kesinlikle yemek yapımını durduruyoruz. Suyu da yıllardır aynı yerden alıyoruz. Suyla ilgili toplu olmasa da tadıyla ve sertliğiyle ilgili bazı şikayetler almıştık ancak markası belirli su aldığımız için çok ciddi bir sorun olacağını düşünmemiş ve değiştirmemiştik. Doktorlarla konuşup sıkıntının su tüketimiyle alakalı olduğunu öğrenince kendimizce tedbirlerimizi aldık. Neyse ki çok ağır bir hastamız yok ama tekrarlamaması için elimizden geleni yapacağız”.
Çalışan Temsilcisi Ulaş Kaya:
“Doktorlar ciddi bir şey olmadığını söyledi”
“Ciddi bir şey olduğunu düşünüyorum. Kusma ve ateş gibi durumlar olmadı. Doktor da geldi ve onlar da ciddi bir şey olmadığını onayladı. Sabah herkes birbirine bu durumu anlattı ve tüm işçilerde benzer semptomlar olduğunu o şekilde anladık ama bazı işçiler için de durumun psikolojik olduğunu düşünüyorum. Biz yine de hasta olanların gitmesine izin verdik”.
Şantiye Şefi Zeki Saip Salman:
“Gerekli ilaçları aldık, işçilere dağıttık”
Sıkıntının yemekten olduğunu düşünmüyorum çünkü dünkü öğlen ya da akşam yemeğini yemeyen insanlarda da benzer durumlar oldu. Bu yüzden sudan olduğunu düşündük. Bazı hastalar diğerlerine göre daha kötüydü, onlara doktorlar özellikle şikayetlerini sordu, antibiyotik tedavisi ve ishali önlemek üzere bazı ilaçlar verdi. Biz ishal ilacını genel olarak herkese dağıttık. Daha ağır olanlara da antibiyotik verdik.
İş Güvenliği Uzmanı Adem Kutan:
“Kitlesel bir sorun yaşanmaması için önlemleri aldık”
“Sağlık çalışanları ve doktorla görüştüğümüzde bunu bir zehirlenme olayı olarak değil basit bir mide yanması ya da bulantısı olduğunu söyledi. Ben de bu sorunu yaşayanlardan biriyim. Kitlesel olarak daha büyük bir sağlık sorunu yaşanmaması için hemen önlem alıp doktorları çağırdık ancak ciddi bir şey olmadığı söylendi. Şu an hepimiz iyiyiz. Ağır bir hastamız da zaten olmadı. Daha kötü olduğunu söyleyen birkaç hastaya özellikle tahliller de yapıldı, onların sonuçları da şimdilik iyi. Sadece bazı haplar vererek ishalin bir an önce geçmesini sağlamaya çalıştılar. Çok genel bir sorun yaşanmadı”.
İşçi Temsilcisi Adalet Kaya:
“Sürü psikolojisiyle davranılmış olabilir…”
“2017 yılında geldiğimizde Mart başlangıcı Kıbrıs’ta tavuk gribi salgını olmuştu. Ben o tarz bir şey olduğunu düşündüm ve biraz endişelendim. Zaten hemen doktorları çağırdık ve geç olmadan müdahale edilmesini istedik. Sudan mı yemekten mi olabilir diye bakıldı. Bende de oldu ama hafif atlattım ve hemen geçti. Şantiyede 650-700 kişi çalışıyor, bunların yarısı günlük para alıyor, yarısı da maaşlı çalışıyor. Maaşlı çalışanlar çoğunlukla hasta olduğunu söyleyerek gitti, günlük para alanlar da parayı alabilmek için kaldı. Bu açıdan işçilerin biraz da birbirinden etkileyerek çok büyük olmayan bir şeyi büyütmüş olabileceğini düşünüyorum. Yalan söylediler demek de istemiyorum, mutlaka birileri gerçekten hasta olmuştur ancak bazıları da sürü psikolojisiyle hareket etmiş olabilir…”