Şapkayı öne koyma zamanı

Burhan Gürkan


Çetinkaya’nın tarihini anlatmaya verek yok. Aldığı kupaları da. Futbolda nasıl üç ihtimal varsa, bu ihtimaller arasında şampiyonluk kadar küme düşme de vardır.

Çetinkaya, G.Birliği maçında aldığı 3 puanla Birinci Lig’in kapısından döndü.

Hafta arasında yaşananlar Kıbrıs Türk futbol tarihinin yanı sıra dünya futbol tarihinde de bir ilk olsa gerek. Bir maçın ardından 6 puan kaybeden başka bir takım yoktur her halde.

Çetinkaya’yı değerlendirmek için son dört sezonu ele alalım.

Son birkaç sezonun başında olduğu gibi geride bıraktığımız sezonun başında da Çetinkaya başkan bulmakta zorlandı. Haftalarca ertelendi genel kurul.

Günün sonunda “Geç” oluşturulan yeni yönetimin getirisi, A takımın sezonu “Geç” açması oldu. Takımlar temmuz başı antrenmanlara başlarken sarı kırmızılılar topa vurmak için ağustosu beklemişti. Gelir sağlansın diye satılan oyunculardan elde edilen para ilk yarı için bile yeterli olmamıştı. İlk dört hafta sıfır çekilmesi, ardından en basit bir “dayanışma gecesi”nde iki kişinin omzunun bir birine değmediğini gördük. Hal böyleyken yönetim elini çekti. Yine haftalarca “Kim başkan olacak?” sorusu ve ertelenen genel kurullar.
Bu sürede ateşten gömleği giyerek Divan Kurulu’nu oluşturan birkaç Çetinkayalı, takımı dalgalı okyanusta yüzdürmeye çalıştı.

Nitekim zor dönemler bazen daha fazla motive eder ya, devre sonuna kadar kıt kanaat puanlar toplandı.

Ardından yeni yönetim, güçlü bir sponsorla yapılan gövde gösterisi... Maçlar artık ücretsizdi, tribünlerde ikram yapılması planlanıyordu. Hatta ilk resmi maçın devre arasında “Adet yerini bulsun” diye kulübün eskilerine teşekkür plaketi dahi verilmişti. İşler yoluna girecek gibi görünüyordu, ama olmadı.

Yeni teknik adamla takımın ten uyumu tutmadı. Aslında sezonun o raddesine kadar denenen birçok şey tutmamıştı ya Çetinkaya’da...

Son bir kan değişimiyle çıkılan son düzlükte, kulübün önde gelenlerinin katıldığı antrenmanla motivasyon sağlanmaya çalışıldı.

Normal sezonun sonuna gelindiğinde maça giriş ücretli olmuştu. Ayrıca kapı önünde maç biletini kesen de ne acı ki, o gün kadroya girmeyen bir futbolcuydu...

Sahada kazanılan zaferin anlam taşıması için Play-out kayıpsız geçilmeliydi ancak ilk maçta yaşanan Bağcıl mağlubiyeti gidilecek köyün minarelerini göstermeye başlamıştı.

İkinci maçta rakibin yaptığı “Hatalar zinciri” kara bulutların dolaştığı sarı kırmızılıların üzerine adeta bir gökkuşağı çıkmasını sağladı. Serdarlı cezalı oyuncu oynatmış, üstüne üstlük karşılaşmanın ikinci yarısına çıkmamıştı. Yapılan itirazda hükmen galibiyet ve 3 puan silinmesi isteniyordu. KTFF Yönetim Kurulu, ki bana göre yanlış olanı yaptı, maddelerde açıkça belirtilmesine rağmen puan silme yerine sadece hükmen mağlubiyet vermişti. Tahkim’e yapılan itiraz sonrası 3 puan silme cezası verilice rüzgar Çetinkaya’nın arkasından esmeye başladı. G.Birliği maçında alınacak 3 puan ligde kalmaya yetecekti, öyle de oldu.

Çetinkaya’da şimdi şapkayı çıkarıp öne koyma ve durum değerlendirmesi yapma zamanıdır. Maçta alınan galibiyetin ardından ligde kalmanın mutluluğu sadece maç günü yaşanmalı. Bundan sonra yapılacak olan ilk iş, ilerisini düşünmek olmalı. Toplum olarak geçmişte yaşanan kötü deneyimlerden ders çıkarma yönümüz zayıftır. Bu raddede sezonun değerlendirmesi yapılmalı ve aynı sıkıntıların yaşanmaması için nelerin yapılabileceği masaya yatırılmalıdır. Maddi yönden sağlam sponsorlara bel bağlama döneminin nasıl aşılabileceği düşünülmeli, kulübe sabit gelir getirici unsurun sadece halı saha ve otopark kirası olmadığının farkına varılmalı ve projeler üretilmelidir. Geçmiş yönetimlerde görev alan küskünler-kırgınlar barıştırılıp camiaya geri getirilmelidir. Çünkü onların yer aldığı yönetimler sportif başarıyı beraberinde getirmişti. Erken kollar sıvanmazsa bilin ki, bu yıl yaşananlar yine yaşabilir. Bu sefer karşısınza cezalı oyuncu oynatıp sahadan çekilen bir rakip bulamayabilirsiniz...