Cumhurbaşkanı Ersin Tatar başkanlığındaki bakanlar kurulu, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) meselesini ele almış!
Öyle yazdı bir gazetemiz!
-*-*-
İlginçtir, bu gazetenin sahibi olan dev şirketle DAÜ’nün adı uzun zamandan beri birlikte anılıyor!
-*-*-
Gazetemiz ne yazmış?
“DAÜ’de çözüm arayışı”...
-*-*-
Başka ne yazmış gazetemiz?
Ersin Tatar’ın, “... DAÜ’nün marka değeri korunmalı” dediğini duyurmuş!
-*-*-
DAÜ satılamaz dendi mi?
Denmedi!
-*-*-
Haliyle aylardır söylüyoruz, tekrar edelim; DAÜ satılacak!
Üstelik bunun için para da alınmayabilir!
İlgili gazetemizin sahibi şirkete borçlar mahsup edilecek!
-*-*-
DAÜ adı korunacak tabii ki!
Tek farkla, yanına “reklam” alınacak be canlarım!
-*-*-
Hayırlı olsun!
Ruhunu satmış bir toplum, üniversitesini neden satmasın ki?
-*-*-
KTHY çalışanlarının büyük çoğunluğu kavgayla, bağırmayla, çağırmayla devlete memur da olmuştu!
DAÜ çalışanları mı?
Allah bilir!
Ve Allah acısın efendim!
-*-*-
“Satın kurtulun” dendi!
“Satalım kurtulalım”lardayız!
Egemen ve eşitiz, üstelik federal çözüm olursa, egemen ve eşit de olmayacağız diyor “satıcılar”!
Yaaaa...
Utanmak!
Bu ülkede hukuk dışı, hukuka aykırı hiç bir şey yapılmıyor mu?
Yapılıyor!
Mesela Kıb – Tek’e doğrudan akaryakıt almak!
Acil ve olağanüstü bir durum olsa, bakanlar kurulu kararıyla alım yapılması elbette anlaşılırdır ve kabul edilebilirdir ama bunu otomatiğe bağlamak, ne idüğü belirsiz, fiyatı sallama – doğrudan akaryakıt almak hukuksuzluktur!
Hatta belki de cinayete teşebbüstür!
Çünkü içindeki zehrin oranını bilmiyoruz!
-*-*-
Anayasa’ya aykırı işler de yapılıyor bu ülkede...
Vergi kaçakçılığı yapılıyor...
Hatta insan kaçakçılığı yapılıyor...
-*-*-
İnşaat taşeronlarının başkanı, Bağımsız Gazete’ye itiraf ediyor ve sektörde binlerle ifade edilen kaçak işçi olduğu söyleniyor!
-*-*-
Erhan Arıklı, gelirindeki değişikliği Meclis’e bildirmek zorunda olduğunu bilmediğini söylüyor!
Zorlu Töre seyrediyor!
Ersin Tatar hala televizyon kanalını kaça sattığını anlatmıyor!
-*-*-
Hırsızlık yapmak, rüşvet almak bu ülkede kimsenin zerre umurunda olmuyor!
Mesela Girne yeni Hastanesi?
Bir türlü bitmiyor ve masrafları sürekli artıyor!
-*-*-
Halk kazıklanıyor!
Toplum cefa çekiyor!
Birileri bu işin sefasını sürüyor!
Kimseye batmıyor!
-*-*-
Askerliği parayla satın almış bir cumhurbaşkanımız var; bize Türk milliyetçiliği dersi veriyor!
Ve bir güzel insanımız, Mustafa Hürben “vicdani retçiyim” demiş diye, bugün hapse atılıyor!
UTANIYORUM!
Asıl utanması gerekenler mi?
Çalıyorlar!
Çalıp çalıp oynuyorlar!
Barbun yakalayan, satan veya yiyen
Rumlar KKTC’ye geçerse tutuklanacak!
KKTC’de bazı süper Türkçüler, “Rumlar madem ki avukatımızı tutuklattı, biz de misilleme yapalım” noktasındadır...
Sayıları üç veya beşi geçmeyen bu “horoz”ların, misilleme olarak ne uydurabileceklerini düşündüm!
-*-*-
Çünkü Rum Yönetimi, Kıbrıslı Türklere ait mülkleri, “hukuk dışı” yöntem veya usullerle kapişari etmiş değil!
-*-*-
Hatta bu işin propagandasını o kadar iyi yapıyorlar ki; mahalle isimlerini bile değiştirmediler...
Boşalan, yıkılan Türk köylerine de “inşaat izni” vermediler!
-*-*-
Türklerin terk ettiği toprakları, Yunanistan’dan üniversitelere de hibe etmediler!
-*-*-
Ne yaptılar mesela?
Göçmen Rumlara geçici olarak tahsis ettiler, kiraladılar, kullanım hakkı verdiler...
-*-*-
Başka ne yaptılar?
Kamu yararı diyerek devletleştirdiler de!
Ama parasını bir hesaba yatırdılar, yemediler!
-*-*-
Şimdi faşist abiler misilleme düşünüyor ya!
Aklıma babam geldi!
Babam, sadece barbun yer!
Ne ilginçtir, dedem, yani babamın babası, “denizden çıkan her şey yenir” derdi; ben dedem gibiyim...
Ama babam barbuncu!
-*-*-
Ve barbun, Kıbrıs denizlerinde çok azalmış!
Diyordum ki; bizim faşistler bir kanun çıkarsa ve “barbun Kıbrıslı Türklerin balığıdır, rengi kırmızıdır, bu rengi bayrağımızdan almaktadır, haliyle barbun yakalayan, satan ve yiyen Rumları tutuklayacağız, haklarında Avrupa tutuklama emri çıkartacağız” dese!
Fena mı olur?
-*-*-
Haaaa efendim, Roma’da bir avukatımızın tutuklanması mı?
Çok aptalca, çok düşmanca, çok kışkırtıcı ve çok geri zekalı bir tavır!
Keşke, Akan Kürşat’ın tutuklanması, iadesi, şusu, busu için harcanan çabanın onda birini çözüme harcasalar ki o da ayrı bir mesele!
Rum faşistlerin kabak kellelerinin bizimkilerden çok farkı olduğunu söylediğim yargısına varmayın sakın!
Sadece o kabaklar, daha akıllı kabaklık ediyor o kadar!
-*-*-
Bu arada belirteyim; kabağı ince ince doğrayın; yumurta, un ve soda karışımına batırıp çok sıcak yağda kızartın; barbun gibi tadı var ve nefis bir mezedir!
Terbiyesiz hırsız!
Bir abimiz bir dizi program çekti.
Yıllar yıllar önce!
Biri, “gel bunları Türk televizyonlarına satalım” dedi.
Aracı oldu!
Gittiler, görüştüler, yaklaşık altı ay bir televizyonda bu program yayınlandı.
-*-*-
Sonra program durdu!
Durduruldu!
-*-*-
Aradan yıllar geçti.
On yıl kadar...
O programı yayınlayan televizyonun müdürü, başka bir kanala geçmişti; bir gün bizim programı çeken abiyle karşılaştı ve “yahu sizin programı yine çekelim, yayınlayalım, yeni kanalda program başına 2 bin dolar değil, 12 bin dolar veririm” demez mi?
-*-*-
Meğer, “gel bunları satalım” diyen aracı; 28 hafta süreyle, program başına 2 bin doları almış ve cebe indirmiş!
Bizim programı çeken abiye tek kuruş vermediği gibi bir şey de söylememiş!
-*-*-
56 bin doları çalmış anlayacağınız!
Hem hırsız, hem terbiyesiz!
-*-*-
Ama o şimdi çok büyük bir adam!
Kim mi?
Boş verin; adını söylemeye bile değmez; kendisi okusun, belki utanır diye yazdım!
İyi ki varsın AKEL... Kıbrıs Komünist Partisi AKEL, görüşlerinden ve siyasi faaliyetlerinden dolayı Kıbrıslı Türklerin kovuşturulması konusunda endişesini dile getirdi… AKEL “Kıbrıslı Türklerin gerek Kuzey’de, gerekse Türkiye’de, görüşlerinden ve siyasi faaliyetlerinden dolayı kovuşturulmasının son zamanlarda endişe verici şekilde yoğunlaştığını” vurguladı... AKEL ayrıca özgür iradenin ve Kıbrıs Türk toplumunun toplumsal varlığının garanti altına alınması için mücadele eden Kıbrıs Türk dinamiklere yönelik dayanışmasını dile getirdi…