“Kızım şimdi toprak altına girdi. Torbacılar çok rahat dolaşıyor.”
Onca yalan gündem içerisinde bir annenin sözleri saplandı yüreğime; Maraş gösterileri, arıza giderildi törenleri, casus senaryoları, irade pazarlıkları ve demokrasi ayıpları arasında bir anne kızını toprağa verdi, bir baba katilleri yutkundu, bir evlat öksüz kaldı, bir ülke kendi karanlığıyla yüzleşti.
Yalnızlığın, savrukluğun ve ilgisizliğin içinde yitirdiklerimizin farkına vardık.
***
Hepimizi kemiren en önemli dert geleceğe dair belirsizliktir.
Sevgi yoksunu gösterişler, ilgi yoksunu hırslar, dayanışma yoksunu telaşlar arasında çocuklarımızı yitiriyoruz.
Son dönemde ‘sır’ gibi içimize üfürdüğümüz genç ölümler var, ‘sebepsiz’ diyerek gizlediğimiz ama aslında gerçeği bildiğimiz…
Uyuşturucu çoğu…
***
“Evladım torbacılara amca diyor bu benim çok zoruma gider” demiş annesine…
Şimdi annesi isyan ediyor…
“Ben doğurduğum kızımı tanıyamadım” diyen bir çığlık var.
“Kızımın arkadaşları beni aradı: Yüksek dozda uyuşturucu yuttu, durumu ciddi. Ne bir polis evime geldi, ne de arayıp bilgi verdi.”
Yaşama hakkına değil sadece insanların matemine dahi saygı duyulmayan bir yere dönüşüyor ülkem…
***
“Bu çocukları kazanmak lazım; hapse değil rehabilite merkezine götürülmeye ihtiyaçları var” diyor bir anne… Buralarda neye ihtiyaç olup, neye olmadığına kendimiz karar veremiyoruz henüz…
Uzaklarda çiziliyor senaryomuz.
Yakınlarda dağılıyor ömürlerimiz.
Usumuz başka başka ellerce yönetiliyor.
Kendimizi kaybetmişiz, bulamıyoruz.
Ne seçimlerimize saygı var, ne acılarımıza.
Savruluyor çocuklarımız, yitik zamanların gölgesinde, yarını kimsesiz mevsimlere ölüyoruz.
Katiller örtülü ya da seçik içimizde büyüyor.
***
“Buğra’nın kısa metrajlı filmi 30 yaşına kadardı. Kızım şimdi toprak altına girdi. Torbacılar çok rahat dolaşıyor. Bu büyük bir sorun. Kızım da bu maddelere çok rahat ulaşıyordu. Buğra çok iyi niyetli bir kızdı, çok kurtulmak istedi ama peşini hiçbir zaman bırakmadılar onunla ilgili hep korkularım vardı, ama bunu hiç tahmin etmemiştim.”
***
Yarınsızlık içimizi kemiriyor.
Yalan bir düzen, eğreti hayatlarımız…
Bir de böyle duyumsayınız acıyı.