Bir ülkede “şeffaflık” yoksa eğer demokrasiden söz etmek zordur.
Hizmetten de…
Eşitlikten de…
Adaletten de…
Akaryakıtta bileşenleri sorduk.
Bilgi vermediler.
“Bakan” izin vermezse eğer konuşmak yasak!
***
Hani diyorlar ya, çokbilmişlikle, “gazetecilik öyle yapılmaz.”
“Soracaksınız, araştıracaksınız, öğreneceksiniz” diyorlar.
Demokrasi kültürü ve açıklık olsa…
Tam bir teslimiyet olmasa…
Haklısınız!
Soracaksınız ve size bilgi vermeyecekler!
***
Önemli bir iddia var şimdi!
Tek bağımsız denetçi konumundaki Sayıştay’ın yasasında kimi değişiklikler yapılmak isteniyor.
Bu değişik taslağında dikkat çekici detay başkan ve yardımcılarının emeklik yaşı!
60’tan 65’e alınmak isteniyor.
Bir önemli koşulla birlikte: “Görevde olan başkan ve yardımcılarını da kapsayacak şekilde…”
***
Böyle olursa eğer 12 yıldır bu görevi sürdüren başkanın görev süresi 18 yıla çıkacak.
Emekliliğine 1 yıl kalmışken…
Emekliliğine birkaç ay kalan başkan yardımcılarına da görev sürelerini uzatmak için imkân yaratılacak.
***
Şimdi şunu merak ediyorum.
Siyasi otorite eliyle kendisine böylesi bir “avantaj” sağlanan başkan ya da yardımcılarının “bağımsız” olması ne kadar mümkündür?
Elbette mesele etik, ciddiyet ve sorumlulukla ilgilidir.
Ancak “en acil ihtiyaç” bu mu?
Yoksa çok daha fazla denetçiye ve daha güncel denetime mi ihtiyaç var önce?
* * *
“Kişiye Özel” düzenlemelerle meşhurdur ada yarısı…
Bunu eğer “mali denetim” kurumunda da yaparsak, kimin kimi denetleyeceğine dair de şüphe çıkacaktır ortaya…
Toplum yararına bir ihtiyaç varsa ortada, o zaman da açıklıkla bu anlatılmalıdır.
Üstelik “Sayıştay”a özgü olamaz bu durum!
Çok daha geniş bir yerden “emeklilik” yaşı konuşulmalıdır o durumda…
Dedim ya en temel, en acil, en mutlak ihtiyaç buysa…