Hüseyin ÖZBARIŞCI
Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (El-Sen) Başkanı Ahmet Tuğcu, Türkiye’de “rüşvet ve yolsuzluk” soruşturması kapsamına alınmasıyla, Kıbrıs’ın kuzeyine yakıt tedarik ettiği ortaya çıkan İçkale isimli şirketin, KIB-TEK’in üzerine “bir karabasan gibi çöktüğünü” söyledi.
Tuğcu, sendika olarak İçkale’nin Kıbrıs’taki faaliyetlerine ilişkin bazı “fesatlıklar” tespit ederek, polise ve Sayıştay Başkanlığı’na bilgi verdiklerini ifade etti.
YENİDÜZEN’e konuşan Tuğcu, ‘fesatlık’ tespit ettikleri konunun ‘sayaçlar’ ile ilgili olduğunu belirterek,
“sayaçlarla ilgili İhale başka firma tarafından kazanıldı ancak iki hafta sonra ihaleyi kazanan şirket geri çekildi ve İçkale’nin taşeronu olan firma ihaleyi aldı. Bu konunun soruşturulmasını istiyoruz” dedi.
Tuğcu, “Şu anda Kıb-Tek’in kullandığı yazılım da İçkale’nin bir yan kuruluşu olan bir şirkettedir. Biz süreçle ilgili yaptığımız tespitlerde ihalelerde usulsüzlük olduğunu, yapılan sözleşmelerin, teminat mektuplarının gününden sonra imzalandığı gibi şikayetlerimiz de var” dedi.
İçkale isimli şirket hakkında Türkiye’de başlatılan soruşturma kapsamında, Kıbrıs’ın kuzeyinin elektrik üretimi için ihtiyaç duyduğu yakıtı taşıyan gemisine ilk etapta İskenderun’da el konulduğunu, geminin gecikmeli şekilde Teknecik Elektrik Santrali’ne ulaştığını, bu nedenle ciddi bir yakıt krizinin baş gösterdiğini ifade etti.
Geminin gelmesiyle, yakıt sorununun geçici süreyle çözüldüğünü belirten Tuğcu, toplam 26 günlük yakıt kaldığını belirtti, “Bu sıkıntı çözülmezse 26 gün sonunda ya elektriksiz kalacağız, ya da daha pahalı bir fiyata güneyden elektrik alacağız” şeklinde konuştu.
“Burada sorulması gereken esas soru TPIC’in bu sorunu nasıl çözeceğidir” diyen Tuğcu, “TC ile KKTC hükümetlerinin anlaştığı firma TPIC’tir. TPIC aynı zamanda bir devlet kuruluşudur. Bu olayın üstüne nasıl bir çözüm üretilecek, merakla bekliyoruz. Eğer bu sorun çözülmezse 26 günün sonunda yine elektriksiz kalabiliriz, ya da çok daha pahalıya elektrik almak zorunda kalabiliriz. Güney bize verdiği sürece bir sıkıntı olmaz ama güneyden elektik alamazsak elektriksiz kalabiliriz” ifadelerini kullandı.
Tuğcu, UBP – YDP – DP Hükümeti’nin, KIB-TEK ile ilgili çeşitli sözler verdiğini, bu sözlerin havada kalmaması için Başbakan Ünal Üstel’den görüşme talep ettiklerini ancak görüşme taleplerine yanıt dahi verilmediğini ifade etti.
“Gelen yakıtla birlikte Teknecik’teki yakıt miktarı 26 günlük yakıt oldu”
EL-Sen Başkanı Ahmet Tuğcu, YENİDÜZEN’in dün manşetine taşıdığı yakıt tedariki sorununa geçici çözüm bulunduğunu ve 12 günlük yakıtın adaya geldiğini aktararak, gelen yakıtla birlikte, Teknecik’teki yakıt miktarının 14 günlük yakıttan 26 günlük yakıta çıkartıldığını söyledi. “Burada sorulması gereken esas soru TPIC’in bu sorunu nasıl çözeceğidir” diyen Tuğcu, “TC ile KKTC hükümetlerinin anlaştığı firma TPIC’tir. TPIC aynı zamanda bir devlet kuruluşudur. Bu olayın üstüne nasıl bir çözüm üretilecek, merakla bekliyoruz. Eğer bu sorun çözülmezse 26 günün sonunda yine elektriksiz kalabiliriz, ya da çok daha pahalıya elektrik almak zorunda kalabiliriz. Güney bize verdiği sürece bir sıkıntı olmaz ama güneyden elektik alamazsak elektriksiz kalabiliriz” şeklinde konuştu.
“Sadece yakıt konusunda değil, sayaç ve yazılım konusunda da sorun var”
El-Sen Başkanı Tuğcu, Kıb-Tek ile ilgili sorunun sadece yakıt olmadığını dile getirerek, “Kurumla ilgili şu anda yine aynı firmanın taşeronlarından biriyle yapılmış bir sayaç ihalesi var. Bu sayaç ihalesinde sayaç tedarikinde de sıkıntı olabilir. Çünkü sayaç tedarikini sağlayan firmalar da İçkale’ye bağlı” dedi. El-Sen olarak kendilerinin bu konuda bir “fesatlık” tespit ettiklerini belirten Tuğcu, hem Sayıştay Başkanlığı’na, hem de mali polise suç duyurusunda bulunduklarının altını çizdi. Tuğcu konuşmasına şöyle devam etti: “İhale başka firma tarafından kazanıldı, iki hafta sonra ihaleyi kazanan şirket geri çekildi ve bu firma aldı. Bunların ülkemizde soruşturulmasını istiyoruz. Sadece yakıt değil, sayaç sorunu da var. Şu anda Kıb-Tek’in kullandığı yazılım da İçkale’nin bir yan kuruluşu olan bir şirkettedir. Biz süreçle ilgili yaptığımız tespitlerde ihalelerde usulsüzlük olduğunu, yapılan sözleşmelerin, teminat mektuplarının gününden sonra imzalandığı gibi şikayetlerimiz de var.”
“İçkale, Kıb-Tek’in üzerinde bir karabasan gibi oturuyor”
Sahipleri hakkında Türkiye’de “rüşvet ve yolsuzluk” soruşturması açılan ve Kıbrıs’ın kuzeyine yakıt tedariki sağladığı ortaya çıkan İçkale şirketi hakkında konuşan El-Sen Başkanı Tuğcu şunları söyledi: “İlk kez Erhan Arıklı’nın Ekonomi ve Enerji Bakanı olduğu dönemde ihalesiz yakıt, alımlarında İçkale’nin ismi duyulmaya başlandı. Daha sonra taşımacılıkla ön plana çıktı. İçkale şirketini ton başına 33 dolar sent olan taşımacılık fiyatını bize ton başına 150 dolardan, sonra da ton başına doğrudan alım yönetimiyle 75 dolara getirdiği dönemlerden biliyoruz. Kıb-Tek’in şu anda çalıştığı ve AKP hükümetine yakın 3 şirket var. AKSA, EUAŞ ve İçkale. İçkale’nin doğru bir şirket olmadığına inanıyoruz. İçkale Türkiye’deki AKP hükümetinin desteklediği bir şirkettir. Şu anda Kıb-Tek’in üzerinde bir karabasan gibi oturuyor. Son yapılan anlaşmanın TPIC ile yapılmış olmasına rağmen arkasında İçkale’nin çıkmasına hiç şaşırmadım.”
“Ağustos ayından beri verilen yatırım sözlerinin hayat bulması için uğraşıyoruz”
El-Sen Başkanı Tuğcu YENİDÜZEN’e verdiği röportajında, UBP-DP-YDP Hükümeti’nin geçtiğimiz Ağustos ayı içerisinde Teknecik Elektrik Santrali’ne yatırım sözleriyle ilgili somut bir adım atılmadığını, böyle bir mali kaynak da ayrılmadığına dikkat çekti. Başbakan Ünal Üstel ile geçtiğimiz hafta görüşme talepleri olduğunu aktaran Tuğcu, kendilerine herhangi bir dönüş yapılmadığını belirtti. “Bizim Başbakan Ünal Üstel ile şahsi bir derdimiz yok, olamaz da zaten…” diyen Tuğcu, Üstel’in “Kıb-Tek halkın malıdır” sözlerini hatırlattı, “Ağustos ayından beri verilen yatırım sözlerinin hayat bulması için uğraşıyoruz. Bu yatırımların neden gerek duyulduğunu kendisine bizim bakış açımızla anlatmak istiyoruz. Görüşme talebimiz bu yöndedir” dedi. “Bütün bu olayların arkasında Başbakan’ın olduğunu görüyoruz” ifadesine yer veren Ahmet Tuğcu, “Başbakan geçtiğimiz Ağustos ayında ‘Burada (Teknecik) sabotaj var’ ifadelerini kullanmıştı. Biz de soruyoruz ki, Sabotaj soruşturması ne oldu, ne aşamadadır?” diye sordu.
“Verilen sözler yalan oldu, altı boş kaldı”
El-Sen Başkanı Ahmet Tuğcu şöyle devam etti:
“2025 yılının Kıb-Tek bütçesine baktığımızda Ağustos ayında verilen 80 milyon dolarlık yatırım ve Teknecik’e 4 adet makinenin kurulması noktasındaki sözlerinin yalan olduğunu ve altı boş kaldığını görüyoruz. Komite görüşmelerinde Maliye Bakanı da bize bu yatırımın kaynağının olmadığını söyledi. Yani tamamen yaptıkları halkın gözünü boyamadır, günü kurtarma politikalarıdır. Bize göre sergiledikleri bu tutum hem UBP’ye, hem de bu ülkeye zarar veriyor ve bunlar ülkemizin başına gelen büyük bir felakettir. Somut herhangi bir adım yok… Ağustos ayından beri hiçbir konuda ihaleye çıkılmadı. Biz, Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı’na soruyoruz, bize ‘Başbakan’a soralım o bilir’ diye cevap veriyor. Kıb-Tek Yönetim Kurulu’nda bir ciddiyetsizlik var ve kurumu yönetenler konusunda uzman değil. Kurumu yönetenler çok iyi insanlardır ama onlar tamamen bir siyasi bir atamadır. Siyasi atama oldukları için de, herhangi bir yatırım yapacak vizyonları yoktur…”
Asgari ücret… “Piyasayı kontrol etmeyen hükümettir. Bunun cezası emekçiye kesilmemelidir”
Son olarak asgari ücretin hayat pahalılığı altında verilmesini de değerlendiren El-Sen Başkanı Tuğcu, “Hükümet hayat pahalılığının altında bir artış yaptı. Bunun açıklaması yapmak zorundalar. Bu kabul edilebilir bir şey de değil, yasal bir şey de değil” dedi. UBP-DP-YDP Hükümeti’nin sadece yasa gücünce kararname ile ülkeyi yönettiğini ifade eden Tuğcu, yasa yapılmadığına dikkat çekti, “Büyük bir ihtimalle tarihinde gerek sendikalar, gerekse şahıslar tarafından en çok dava edilen hükümet, bu hükümettir” değerlendirmesini yaptı. UBP-DP-YDP Hükümeti’nin aldıkları birçok kararın Anayasa’ya veya yasalara aykırı olduğunu da işaret eden El-Sen Başkanı, “Bunları söylediğimiz zaman biz kötü oluyoruz. Varsın biz kötü olalım, bunları söylemeye devam edeceğiz. Önemli olan asgari ücretin ne kadar olduğu değil, alım gücümüzün yukarda olmasıdır. Bizim alım gücümüz düşük seviyededir. En büyük sorun oradadır. Piyasayı kontrol etmeyen hükümettir. Bunun cezası emekçiye kesilmemelidir. Piyasa kontrol edilmeden pahalılığı önleyemezsiniz.” şeklinde görüş bildirdi.