Dış Basın Birliği Başkanı Tahir Olcay Kıraç, dün Afrika gazetesinde yayınlanan bir karikatür nedeniyle yaşanan polemiklerin, gazetecilik mesleğinin ne kadar önemli ve zor bir meslek olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini kaydetti.
Kıraç yaptığı yazılı açıklamada, gazeteciliğin her şeyden önce ifade özgürlüğünün kamusal kullanım aracı olarak toplumsal bir işleve sahip olduğunu belirterek, bu nedenle her düşüncenin kamuya mal olabilmesi ve özgürce dile getirilebilmesinin basın özgürlüğü ile mümkün olduğunu ifade etti.
Bu özgürlüklerin de diğerleri gibi sınırsız olmadığını kaydeden Kıraç, basın özgürlüğünün sınırınınsa sağduyuyla çizildiğini belirtti.
Eleştirinin, gazetecilik mesleğinin olmazsa olmaz parçası olduğunu fakat bunun da bir sınırı olması gerektiğini belirten Kıraç, “Eleştirinin hakaret sınırını aşmaması toplumsal açıdan bir gereklilik olduğu kadar gazetecinin kendi mesleğine karşı da ödevidir.” ifadelerini kullandı.
Kıraç şöyle devam etti:
“Toplum nezdinde gazetecinin ve gazetecilik mesleğinin saygınlığını korumak, gazetecinin bağımsızlığını savunduğu kadar ele aldığı konulardaki eleştiri üslubunda da gizlidir. Mesleğin en zor yanı, uygulamada kantarın topuzunu kaçırmadan belli kişi, zümre ya da toplumları rencide etmeden bu eleştiriyi yapabilmektir. Hele hele seçilmiş toplum liderlerine yönelik ifadeler, iki kez tartılmalı ve temsil ettiği toplumu incitici olmaması için yeniden ölçülüp biçilmelidir.
Kaldı ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan bu yakışıksız karikatür, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ceza Kanununun 154. Maddesine göre de açıkça suç teşkil etmektedir.
Geçmişte benzer karikatür krizleri, yukarıda bahsettiğimiz bu denge ve ölçünün kaçırıldığında ne denli yıkıcı sonuçlar verebileceğini göstermiştir. Belli saiklerle yöneltilen eleştiriler hakaret sınırını aştığında, ifadenin sahipleri basitçe karikatür sanatının arkasına sığınarak mesleki uygulamanın yanlışlığını örtemez, örtmemelidir.
‘Tarafsızlık mümkün değildir ama nesnellik olanaklıdır’ saiki, gazetecinin cebinde kaleminin yanından hiç ayırmaması gereken düsturu olmalıdır. Meslektaşlarımızı yaşananların ardından daha ölçülü ve dikkatli olmaya davet eder, eleştiride kantarın topuzunu kaçırmamanın önemini bir kez daha hatırlatmak isteriz.”