Seçim ekonomisi uygulayalım mı uygulamayalım mı?

Birikim Özgür

2014 bütçesinde 285 milyon TL olan Türkiye’nin cari harcamalarımıza katkısı, 2015’te 70 milyon TL düşüşle 216 milyon TL oldu.

Hedef cari harcamalarımıza katkıyı her yıl 70 milyon TL azaltarak üç yılın sonunda katkıya ihtiyaç duymayacağımız yeni bir düzen yaratmaktır.

Bu hedefi tutturabilmek için prensipli hareket edilmelidir.

Eskiler, “hem ekmek bütün hem köpek tok olmaz” derdi.

Hem plansız, programsız kamu harcaması yapacaksınız hem de “Türkiye her işimize karışmasın” diyeceksiniz, bu olmaz.

CTP, bugün tüm birikimleriyle iktidardadır.

Ahmet Uzun, “Ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı öğrenmeliyiz” diyerek tarihe önemli bir not düşmüştü.

Ferdi Sabit Soyer, “Kıbrıs Türk halkı olarak biz değişim ve gelişim için kendi gerçekliğimizle yüzleşmeyi ertelememeliyiz” demişti.

“Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs sorununda kendi Rönesans’ını yani kendi kendisi ile yüzleşmeyi başarırken ekonomik, sosyal ve devlet yapısındaki gerçeklerle hâlâ daha yüzleşmeyi başaramadı” tespitini yapan ilk Başbakan da Ferdi Sabit Soyer idi.

CTP’nin ana fonksiyonunun değişimciliği gündemde tutmak olduğu defalarca ortaya kondu.

Yıllardır yurtseverlik görevi addediyoruz bu siyasi çizgide yürüttüğümüz mücadelemizi…

Ülkemizin ekonomik, demokratik, sosyal ve siyasal sorunlarıyla yüzleşerek halkımızın bu topraklarda eşitlik temelinde varlığını sürdürebilmesi için çalışıyoruz.

Vizyonumuzun, programımızın ve hükümet uygulamalarımızın odağında Kıbrıs Türk halkının kendi Rönesans’ını gerçekleştirmesi ideali vardır.

2015’te sadece cari harcamalarımıza Türkiye’nin katkısını 70 milyon TL azaltmayı değil aynı zamanda iç borç ödemesi gerçekleştirerek ekonomimizi rahatlatmayı da öngörmekteyiz.

Tüm bu uygulamalar ve çabamız sosyal adalet, eşitlik ve benzeri varoluşsal ilkelerimizi hayata geçirebileceğimiz müsait ortamı oluşturmak içindir.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde ideallerimiz ve bu konudaki kararlılığımız sınanmaktadır!

Hükümetimize, seçim ekonomisi uygulaması için baskı yapılmaktadır.

Kamu maliyesine 140 milyon TL ek külfet getirecek plansız adımlar atmamız istenmektedir.

Hâlbuki biz bir yandan sürdürülebilir ekonomiye geçişin ve mali sürdürülebilirliğin gereklerine odaklandık, diğer yandan da kamu maliyesine abartılı ek külfet getirmeyecek şekilde UBP dönemlerinin mirası olan eşitsizlikleri kimseyi mağdur etmeden ve yurttaşlarımızın cebine el atmadan gidermenin formüllerini zaten ürettik ve uygulamaktayız.

“Mevcut eşitsizlikleri iktidar dönemimizdeki uygulamalarımızla gidereceğiz” diyen CTP, bunun için yasal düzenlemelere gitti, dediğini yaptı, yapmaya da devam edecek.

Diğer yandan iş çevreleri, ithalatçılar ve üreticiler, Güney ve Türkiye ile kıyasla harç ve vergilerin yüksekliğinden yakınıyor haklı olarak.

Yerel gelirlerimizin büyük kısmını oluşturan vergilerin neden bu denli yüksek olduğunu bilmeyen var mıdır?

Uzun yıllardır yerel gelirlerimiz maaşları dahi karşılayamamakta, her ay kamu çalışanlarına ödemeler

Türkiye’nin yardımlarıyla gerçekleştirilebilmektedir.

Bu açığı kapatmanın yöntemi ise maalesef abartılı vergi uygulamaları olagelmiştir.

Bu da rekabet gücümüzü zayıflatan, yatırım iklimini bozan ve işsizliğe sebebiyet veren ciddi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır.

Dolayısı ile ya mevcut sorunları çözerken aynı zamanda Türkiye’nin cari harcamalarımıza katkısını tedricen azaltacaksınız, iç borcu döndüreceksiniz, yatırım iklimini geliştirerek işsizliğe çare bulacaksınız veyahut da 2) hakaretlerden ürkerek yapacağınız her bir kuruşluk ilave harcamayla tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını yiyeceksiniz, bugün seçimi kazanmak uğruna geleceğimizden çalacaksınız ve Türkiye’ye bağımlılığı artıracaksınız.

CTP, birinci yolda kararlılıkla ilerlemektedir.

İkinci yolda ilerleyen siyasileri gözlemledikçe bir utanma duygusu kaplıyor her yanımı.

Cumhurbaşkanlığı seçimine gidilirken böylesi özlü bir konudaki derin sessizlik yakışıyor mu bilhassa “değişim” yanlılarına?

İnsan sormadan edemiyor:

Bu nasıl iştir?

Bugün değilse ne zaman “fikir” üreteceksiniz ki “değişim gelebilsin?”.

Seçim ekonomisi uygulayalım mı uygulamayalım mı?

Ne dersiniz Sayın Akıncı?