Yaşamım süresince kaç ‘Seçim’ yaşadım, bilmiyorum. Bunlar arasında, heyecanla sandık başına gittiklerim de oldu, iş-ola oy kullandıklarım da. Ve şimdi yine, yepyeni bir ‘Seçim’ daha var önümüzde.
Herkes ama herkes gibi tereddütlerim var benim de. Ama sandığa gitmemeyi seçenlerden değilim. Bu mantığa da şiddetle karşıyım hatta. “Kesinlikle gitmeyeceğim” diyenlere de “En azından git, oy pusulanı doldurma, iptalini sağla. Bu da bir protestodur” diyorum. Bilinçli ‘İptal’ edilmiş oy pusulalarının da, çok büyük anlamı olabileceğini anlatmaya çalışıyorum.
***
Bir ‘Seçim’ daha yaşayacağız birkaç ay sonra. Parlamentomuza sokmak istediklerimizi ve daha da önemlisi, sokmak istemediklerimizi, hayal kırıklığı yaratanları da belirleyeceğiz dolduracağımız o oy pusulalarıyla.
Halkımızın çok büyük bir bölümü kararsız ve hatta umutsuz. “Kim gelirse gelsin aynı düzen devam edecek” diyor. Bu acı, ama gerçek. Herkes ama herkesin sorduğu sorular hemen hemen birbirinin kopyası.
Düzen değişecek mi ? Torpil duracak mı ? Yağma duracak mı ? Rüşvet duracak mı ? ‘Peki efendim... Siz nasıl isterseniz efendim’cilik duracak mı ? ... v.s. v.s. v.s.
***
Seçmenler cephesinde sorulara sorular eklenmeye devam ederken ‘bazıları’ seçim havasına girdi bile. Son hızla vatandaşlıklar dağıtılmaya devam ediliyor. El altından, -seçim yasakları başlamadan- arazi yağmasını hızlandıranlar da var. Ve daha neler neler....
Bir yanda ise, bir bölümün derdi, ‘aday’ olabilmek. Aday adayları da aday olabilmek için herşeyi ama herşeyi yapmaya hazır durumdalar. Hele bir kere o listelere girmeyi başarsınlar hemen arkasından da ‘oy avı’ başlayacak. Eskiden de böyleydi şimdi de aynı film yeniden vizyona girecek.
Unutulmaması gereken, iplerin aslında seçmenlerin elinde olduğu...Seçimden seçime hatırlansalar da...
Üniversite
Şu küçücük ülkede üniversite sayısı arttıkça artmakta. Yüz küsur bin öğrenci de en büyük övünç kaynağımız. Her ikisinin de sayısı daha da artar mı ? Bu gidişle artar.
***
Geçenlerde dünyanın en iyi üniversiteleri listesi açıklandı. Türkiye üniversiteleri ilk bin içinde gerilere yerleşmiş durumda. Herhalde, bu listede KKTC üniversitelerini aramaya kalkmadınız... Aradıysanız da bulamadınız zaten.
***
Ticarethane mi üniversite mi ? sorusunu ciddi ciddi soracak mıyız acaba bir gün ? Sorup, sorgulayacak mıyız ? Yoksa ülkedeki üniversite ve üniversite öğrencisi sayısıyla öğünmeye devam mı edeceğiz ?
Bana, sanki ikincisi olacak gibi geliyor. Ya size ?
Sokak Ağzı
“Seçimmiş !!! Ne giderim ne de yakınından geçerim... Gece olunca sonuçları bile beklemeye niyetim yok... Giden de aynı gelecek olan da...”
***
“Parti Başkanlarından biri ‘Kıbrıs sorunu seçim malzemesi yapılmamalı’ demiş... Bana göre tam tersi. Artık tek kurtuluş Kıbrıs Sorunu’nun çözümünde. Hangi partinin bu konuda ne düşündüğü de hayati öneme haiz...”
***
“Sürüş ehliyeti satan çete yakalanmış..Hem de başlarında büyük (!) adamlarımızdan biri varmış...Oh ne güzel... Daha ne çetecikler var oralarda bir bilseniz... Güzel ülkem ahlaksızlar, yalancılar, yalakalar, çıkarcılar ülkesi oldu. Yaşasın KKTC....”
***
“Kendini bulunmaz hint kumaşı sanan o kadar çok insan var ki çevrede...Adam ne diyor ? ‘Tekliflere açığım’ diyor... Başarıları (!) ortada...Ey partiler, kaçırmayın sakın bu fırsatı. Teklifinizi götürün bu büyük değeri (!) kaçırmayın sakın elinizden....”
***
“Mağusadaki Venedik Evi, altmış küsur yıldır kanunsuz olarak kullanılmaktaymış... Altmış yıldır uyuyan bir halk ve altmış yıldır uyuyan bir devlet... Ne güzel....”
***
“19 değerli milletvekilimiz Federasyon kararının iptalini istemiş. Ne istediklerini açık açık koysalar ya ortaya da biz de bilsek bari... Taksim’i mi tescillemek istiyorlar ? Yoksa işgali mi ?”