Seçiminin ‘kaderinin’ belirleneceği günlere girildi.
Son düzlük!.. 15 gün!..
Ve Kıbrıs’ın kuzeyinde ‘15 gün’ aslında ‘sonucu’ belirliyor...
Son ‘düzlük’ özellikle ‘örgütlü’ çalışmada bir adaya ya kazandırıyor,
ya da kaybettiriyor.
---------------
Avrupalı üst düzey bir diplomatla önceki gün öğle yemeğinde buluştuk.
- ‘Seçimler nasıl’ diye sordu...
Diplomatların ustalığı da bu!
Tam siz ‘sormak’ için hazırlanırsınız, hep onlar sorar...
- “Anketler ile sokak birbirini tutmuyor” dedim.
- “Anketlerin hiçbiri güvenli değil” dedi...
---------------
Sokağa baktığımda, Eroğlu ‘ikinci tur’a kalmıyor...
Dün bir anket daha yayınlandı.
Daha pek çok anket var...
Yayınlanmayan...
Adaylar için ‘özel’ olarak izlenen...
Ve gün boyunca, elimde telefon, tüm kaynaklarımı yokladım...
“Eroğlu ikinci tura kalmıyor” demiştim ya...
Duydum ki bu iddiam ‘sahada’ da ihtimal dışı değil...
Yani ‘son düzlük’ belirleyici yine...
-------------------
“Eroğlu’suz bir ikinci tur” hayalimdi.
İşte o durumda, “Bu toplum uyanıyor, barış yürüyüşü başlıyor” derim...
-------------------
Daha önce de yazmıştım...
Seçimin sonucunu “CTP’nin örgütlü gücü” belirleyecek...
Hani hep söylenir CTP’de, “sarı karıncalar gibi çalışmak...”
Böylesine ciddiye alınırsa son 15 gün, belki de ‘Eroğlu’suz ‘ikinci tur’ sürpriz değil.
CTP örgütleri ‘uykusuz bir 15 gün’ yaşarsa, Sibel’in ikinci turda yarışması en güçlü olasılıklardan biri...
Yoksa...
Eroğlu ve Akıncı’nın yarışacağı bir ‘ikinci tur’ yansıyor araştırmalara .
------------------
Özersay’ın artan ‘sempati’si ne kadar ‘oy’a dönüşecek, Eroğlu ‘inişe geçen’ oylarını nasıl toparlayacak, CTP örgütleri ve Sibel’in ‘kişisel oy potansiyeli’ ne kadar yol alacak, Akıncı farklı kesimlerden gelen oylarını ne kadar elinde tutacak, tümü soru işareti...
Üç aday çok yakın, bir aday belirleyici konumda ve seçim şimdi başlıyor.
Emek veren, ciddiye alan kazanacak.