Her yerde adaylar var bu günlerde, değil mi?
Festivallerde, düğünlerde, eko günlerde...
Pazarda, okulda, hastanede, dairede...
Köyde, meydanda, kahvede...
***
Bir köyde yok, farkında mısınız?
Bu seçimler ki, 'siyasi eşitliği' bağırır en fazla, çözüme dair...
'Görünür' olmak konuşulur, dünyalı bir gelecekte...
Kimliğimize ve farklılıklara saygıyı anımsatır...
İşte bu seçimler 'Kormacit'e uğramaz nedense...
***
Kekik kokulu kocaman bir 'ayıp' asılı durur boynumuzda da, farkına varmayız çok fazla...
Öyle ya, Yorgo'nun fırın kebabı, Maria'nın gülümsemesi kadardır gönlümüzdeki yeri!..
Ve demokrasi anlayışımız şömine önüne kurulan masalardaki mezeler gibi zengin değildir henüz...
***
Maronitlere bizim layık gördüğümüz 'yurttaşlık hakkı'nı 'Birleşik Kıbrıs' içinde hepimize yansıtsalar bir ayna gibi, kırarız o aynaları!..
Çok da emin değilim 'yurttaş' olup olmadıklarına gerçi...
Ama hayalim, milliyetçilik ve egemenlik masallarıyla bölünen değil sadece 'ortak yurttaşlık hakkı'yla buluşan bir coğrafyada yaşamaktır.
***
Seçimin uğramadığı Kormacit'imizle bu 'demokrasi oyunu' buruktur, Maronit dostlarımızın gönlünde...
Hiç de konusu olmamıştır üstelik, asıl yandığım da budur...
Maronitlere yönelik bu 'ayrımcılık' seçime günler kala tek kelime gündem olmamışsa, 'oy hesabı'na kilitlenen ve 'sandık sonucu'nu hayatın dahi üzerinde gören beyinlerinizin eseridir.
***
Kim bilir, seçim sonucu yine oralarda kutlanır, bir duble zivaniya ya da altın serisi rakıyla...
Konyağın pek hükmü kalmamıştır, 'kaçak' olmadıktan sonra!..
***
Seçim 'oy'dan mütevelli bir oyun galiba!..
Kormacit'in daracık, kıvrımlı yolları gibi daha çok sürmemiz gerekiyor, eşitlik ve demokrasi aşkına...