Seçimlere Başlangıç Vuruşu…

Kutlay Erk

Bir süreden beri tartışılan erken genel seçim tarihi konusunda henüz kesinleşmiş bir sonuç yok; ancak, en geç Nisan 2022’te erken genel seçim olacak. Hemen ardından da Haziran 2022’nin son Pazar günü yerel seçimler var. Bu arada Ekim 2021’de UBP kurultayı yapılacak. Dolayısıyla ve hayırlısıyla, Kuzey Kıbrıs’ın geleceğini eline alacak siyasi kadroların belirlenmesine az kaldı, seçimleri ile ilgili çalışmalar da başladı…

UBP kurultayı erken genel seçim tarihini geciktiren unsurdu. Saner’in, kurultayın parti başkanlığı seçimlerinin kendisinin tek adaylığıyla geçiştirilmesi stratejisini gütme olasılığı yüksek; yaklaşan erken genel seçimi ve olağan yerel seçimleri de mazeret olarak gösterecek. Arkasına AKP’yi de aldı mı, işlem tamam… Kim var ki UBP’de AKP’nin ‘yol göstericiliğine’ itiraz edecek, karşı duracak olan?! UBP kurultayı konusuna daha derin girmek de doğru olmayacak, onların iç meselesi deyip burada durmakta fayda var… Ancak, UBP’nin erken genel seçim tarihinin Nisan 2022 olmasındaki ısrarı kurultaylarının tarihinden kaynaklanmaktadır.

Peki, şu anda Kuzey Kıbrıs’ın genel hali-ahvali ne?! Perişanlık… Sağ siyaset marifetiyle siyasi, ekonomik ve sosyal alanlar allak-bullak; hükümetin kendisi daha da allak-bullak… Sağ siyasetin unsurlarının kendi içleri de allak-bullak… Seçimlere giderken kendilerini rahat hissetmiyorlar… Sol siyaset?! Partizan olmayan ancak genellikle sağ partileri destekleyen seçmenler sağ siyasetin Kuzey Kıbrıs insanına yaşattıkları nedeniyle savrulmaktadır ama halen sol siyasetin partilerini destekleyeceklerine dair emareler güçlü değildir. Yani ve doğruya doğru, sol siyasetin partilerinin de bu arada büyüdüğünü söylemek biraz zor… Sandığa gitmeme onlar için bir tercih olabilir… Sol siyasetin ise onların sandığa gitmesini sağlayacak açılımlar yapması ve onların uzaktan bakan ilgilerini sol siyasetin yamacına çekmeleri gerekir. Durum 2000’li yılların başları gibi, 2002 yerel ve 2003 genel seçimlere giden sürecin bir benzeri gibi… Sol siyasetin ana akım partisi CTP’nin o dönemde uyguladığı CTP-Birleşik Güçler yapılanma stratejisi partizan olmayıp de savrulan sağ sempatizanı seçmenlere bir çekim merkezi yaratmıştı. Tarih tekerrür ediyorsa, stratejilerin de geliştirilerek tekerrür ettirilmesinde çekince olmamalıdır.

Bu gibi siyasi iklimlerde genellikle sol siyasi partilerin birleşerek tek çatıda seçime katılması tartışmaları yapılır. Bu doğru bir strateji değildir, çünkü sağ siyasi partilerin de tek çatı altında birleşmesine zemin hazırlayacak. Ortaya çıkacak olan cepheleşme de şimdilerde savrulan sağ eğilimli seçmenin yuvasına dönmesine neden olacaktır. Bilinmelidir ki cepheleşmede oy geçirgenliği olmaz, partizan olmayan seçmen de sağa kayar… Dolayısıyla, sol partilerin tek çatı altında seçimlere girmesi, sağ siyasetin ummadığı başarıyı elde etmesine vesile olabilecektir.

Ne yapılmalı?! Sol siyasetin ana akım partisi CTP savrulan sağ eğilimli seçmene çekim merkezi olabilmek için CTP-Yurtsever Güçler yapılanma stratejisi ile yola çıkarsa, demokratik kitle örgütleriyle bağlaşıklık kurabileceği gibi derdi yurdu ve yurdunda sürdürülebilir geleceği olan sağ eğilimli seçmenlerin karar önderleriyle de dayanışma içine girebilir. Siyasi İslamcı AKP’nin Kuzey Kıbrıs’ın iç işlerine, seçimlerine ve dahi UBP’nin kurultayına karışması sağ seçmen tabanında önemli rahatsızlıklar yaratmıştır; onaylamıyorlar ve mücadele edebilecekleri yeni bir çatı arıyorlar… Bu yeni çatı, yeni bir siyasi parti de değildir; yurduna dair gailede kendilerine yakın olan siyasi partilerle birlikte yurdunun geleceği için demokratik siyasi mücadele yapabileceği bir dayanışma çatısıdır.

CTP bu yönde kendini kanıtlamıştır; 2000’li yılların başlangıcına benzeyen yeni bir süreci CTP yeniden kurgulayarak, o dönemki muhatapları ve dayanışma örgütleriyle kafa kafaya verip geçmişin doğru ve yanlışlarını, günahları ve sevaplarını tartışarak ve daha geniş bir tabana yayılabilmek için “Yurtseverlik” öznesini kullanarak erken genel ve yerel seçimlere hazırlanmalıdır. Bu hazırlıkların vizyonu hem vesayet siyasetinden kurtulmak hem de Kıbrıs sorunu çözüm sürecini BM rayına oturtmak için sol siyasetin mecliste çoğunluk sağlaması, yerel seçimlerde de Kıbrıs sorunu çözüm süreci bağlamında Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) başkanlığını kazanması olmalıdır. Bu başarılırsa, AKP’nin Kuzey Kıbrıs siyasetine UBP üzerimden duhulü önlenmiş olabileceği gibi, CTP’nin kuracağı hükümetin Başbakanı da Kıbrıs sorununun çözümünün BM ölçütlerinde başlatılması ve sürdürülmesi için Cumhurbaşkanı’nı etkisiz unsur (makine mühendisliğinde “Avare dişli” denir) haline getirebilir. Uluslararası tanınmış kimliğe sahip bir LTB Başkanı da hükümet ve Başbakan marifetiyle BM rayına oturtulacak görüşme süreci ile ilgili tüm dış çalışmaları, temasları, lobileri yapabilir.

Dolayısıyla, seçimlere başlangıç vuruşunun yapıldığı bu günlerde sol siyasetin ana akım partisi olarak CTP’nin vizyonunu, strateji planını ve eylem programını çıkarmasında ve etki alanını yayabileceği bağlaşıklıkları kurgulamaya başlamasında büyük yarar vardır. Hedef, CTP-Yurtsever Güçler bağlaşıklığı ile genel seçimde meclis çoğunluğunu, yerel seçimlerde de LTB Başkanlığını kazanmak olmalıdır.

Bu seçimlerin sonunda düdüğü parayı veren değil, Kıbrıslı Türklerin ve yurdunun geleceğini gaile edinen yurtseverler çalmalıdır…