Eğitim Bakanlığımız şeftali kebabının yanlış tarifine müdahale etmiş. Bakanlığa bağlı Kültür Dairemiz tarifle ilgili programı yayımlayan Show TV'ye bir yazı yollayarak "Şeftali kebabı öyle değil, böyle yapılır" demiş, ekine 'tarif' ile mangaldan yeni alınan şeftali fotoğraflarını da eklemiş.
Büyük marifet!
Dönüp bunu basına da servis ettiler ve marifetlerini sergilediler.
Harika!
Şimdi oldu işte.
Kültürümüze sahip çıktı devletimiz.
Şeftali kebabını kurtardık.
Artık rahatlıkla mangalı yakabilir herkes.
Gerçekten komik bile değil!
Aksine, gülünecek değil, ağlanacak bir durum bu...
**
Sözüm meclisten içeri...
Her kim ki üstüne alınacak, alınsın.
Sadece bu ağlanacak mektubu yazıp şovculara 'ricacı' durumuna düşenler değil...
Bu toplumun değerlerini, kimliğini ve de onurunu koruma görevini ihmal eden bütün makam ve mevki sahiplerinedir sözüm de, sorum da...
Bula bula şeftali kebabını buldunuz, çünkü gücünüz ona yetti.
Yaşam biçimimize onca müdahale yapılırken sustunuz, hatta cibbana çaldınız.
Nüfus değiştirilirken gıkınız çıkmadı, gelen insanları oy ve ucuz emek gördünüz.
'Az Türksünüz siz, milliyetçilik öğreteceğiz' dediler, el pençe divan durdunuz.
Dinle alakamızı beğenmediler, yobazların tarikatlarını içimize sokup bizi imana getirmek istediler, önlerinde secdeye vardınız.
Her seçime, her hükümet kurulma ve bozulmasına müdahil oldular, fit gittiniz.
Daha sayayım mı, yoksa bunaltı mı geldi?
**
Şeftali kebabının bannası, soğanı, maydanozu nasıl ve ne ölçüde olmalı, değil mesele.
Yemek tarifini herkes yapar.
Siz siyaset mi yapıyorsunuz, yoksa kebap mı?
Bakan, bürokrat falan mısınız, yoksa gurme, şef veya komi mi?
Yok, hala komik değilsiniz.
Eğer bunlara, yani yukarıda anlatılanlara karşı çıkacak cesaretiniz ve cibiliyetiniz yoksaydı ya evde oturacaktınız ya da bir kebapçı dükkanı açıp şiş, şeftali, köfte, pirzola pişirecektiniz.
Veya buldum...
Bir ihtimal daha vardı, evet...
Ama siz onu da yapmadınız.
Mesela şunu: Şeftali Kebabı Belgeseli...
Yok, siz değil, işi bilenler yapsın tabii de, buna imkan yaratmayı hiç akıl etmediniz, değil mi?
Zekai Altan'a bir 'alo' deseniz, yolun yarısı geride kalırdı oysa...
Mustafa Şah'a veya...
Kebapçı Zekai dayıya uğrasanız Kızılbaş'ta, anlatırdı size şeftalinin inceliklerini...
Rahmetli Anibal, Bilal Dayı ve diğerleri yok artık maalesef...
Keşke hepsi kayıt altına alınsaydı.
**
Zor mudur ey devlet yönetenler, bu ülke insanına, kültrüne, sanatına sahip çıkmak?
İmkansız mıdır müzik, edebiyat ve sanatın diğer alanlarında eserler veren insanların hayatlarını kitaplaştırmak, belgesel filmini çekmek?
Destanlar vardır bu toplumda, destanlara konu olabilecek yaşamlar...
Spor insanlarımız vardır, çok değerli, eğitimcilerimiz, bilim insanlarımız...
Bir Mehmet Aziz Bey belgeseli çektirmek aklınıza gelseydi eğer, şimdiki virüsle mücadeleye ışık olacaktı, malarya başarı öyküsü...
Sadece laftadır sanata, spora, kültüre desteğiniz.
Bu işleri layıkıyla yapmaya çalışan ama imkansızlıklarla boğuşan bir yığın insan var bu toplumda...
Yazılan yüzlerce kitap, çekilmiş onlarca belgesel, yapılmış binlerce program, yığınla klip, ses kaydı...
Çoğu amatör ruhla...
İzlediniz, okudunuz, gördünüz mü?
Hangisine destek verdiniz peki?
Kaç yazara, kaç belgeselciye, kaç sanatçıya sahip çıktınız?
**
Show TV'ye mektup yazmışlar, 'şeftali kebabını bu defaya doğru tarif edin' diye...
Ne olacak söyleyeyim mi?
Şeftali tarifi için kaynak ayıracak devletimiz ve bunu da 'kültürümüz tanıtma' kaleminden karşılayacak muhtemelen...
Nereden mi biliyorum?
Hep böyle oluyor çünkü...
Ve çok yazık oluyor.
Özetle, Şeftali'ye yok, Şef Ali'ye var!
Esas ayıp Şeftali Kebabı Belgeseli yaptırmamış olmak yani...
İşi şov olanlarınsa öyle bir gailesi yok!