Cuma günü, Kıbrıs’ın yakın tarihinin en acı gerçeğiyle bir kez daha yüzleştik; savaş, ölüm, acı ve gözyaşı!
20 Temmuz’da adaya çıkan Türk askerinin 14 Ağustos’ta harekatın ikinci aşamasını başlatarak hedeflenen sınırlara doğru yürüyüşe geçmesinin takip eden saatlerde, misillemeye girişen EOKA-B’cilerin imza attığı iki büyük ‘intikam’ katliamından biriydi Dohni katliamı.
14 Ağustos’ta Atlılar, Muratağa ve Sandallar köylerinden toplanan 126 Kıbrıslı Türk, 15 Ağustos’ta ise Dohni, Zigi ve Mari köylerinden toplanan 83 Kıbrıslı Türk (toplanan 84 kişiden biri katliamdan sağ kurtulmayı başardı) katledilmişti.
Atlılar, Muratağa ve Sandallar katliamında öldürülen Kıbrıslı Türklerle Dohni, Zigi ve Mari köylerinden toplanıp katledilen Kıbrıslı Türkler arasındaki fark, Atlılar, Muratağa ve Sandallar katliamında öldürülenlerin gömü yerlerinin Eylül 1974’te ortaya çıkarılması, diğerlerinin ise ‘kayıplar’ listesine eklenmesiydi.
Ve işte Dohni katliamından geriye kalan kayıpların yarıya yakının kalıntıları, Cuma günü gözyaşlarının sel olduğu bir törenle defnedildi.
Yakın zamanda ulaşılan ikinci grup kalıntıların DNA tespit çalışmaları ise sürüyor.
***
Şehitler...
Kayıplar...
Ve onların geride bıraktıkları yakınları!
En büyük bedeli onlar ödediler.
Hem Kıbrıslı Türkler, hem Kıbrıslı Rumlar...
Bu ada üzerinde yüzlerce insan hayatını kaybetti toplumlar arası çatışmalarda.
Yüzlerce masum insan öldürüldü.
Yüzlerce genç toprağa düştü, yüzlerce ana baba, kardeş, evlat gözyaşına bulandı.
Yüzlerce kadın çocuklarını babasız büyüttü.
O günleri unutmak ya da yok saymak mümkün değil.
Kimse savaşa kurban verdiklerini unutmaz, unutamaz.
Unutması beklenemez, unutması istenemez.
Ancak unutmamakla, unutturmamak arasında öylesine ince bir çizgi var ki!
Bu insanların yaşadıkları acılar, on yıllardır siyasetin en acımasız malzemesi yapılıyor.
Onların acılarının sırtına basılarak, siyaset yapılmaya çalışılıyor.
Oysa Cuma günü Taşkent’te düzenlenen törende bir kez daha şahit olduğumuz gözyaşları, bu adanın kalıcı barışa olan ihtiyacının en açık ilanıdır.
Kıbrıs sorununa yaşayabilir bir çözüm bulma çabaları, aslında biraz da geçmişi yaşamaya devam etmemek içindir.
Ve şehitlere esas saygısızlık, bu adayı mütemadiyen benzer olaylara gebe bırakmaktır.