Tüm AB ülkelerinde kullanımda olan 50 mikron ve üzeri naylon poşetlere yasak getirilmesini eleştiren TUTDER, yasağı üretime ve ülke ekonomisine zararlı bulduğunu ifade etti.
Çevrede atık olarak kalan tüm plastik ürünlerin zarar verdiği ve kullanımın azaltılması gerektiğine inandıklarını bu nedenle 15 mikrondan kalın market ve mağaza poşetlerinin yasaklanması kararını çevre açısından olumlu bulan TUTDER, bu yasağın tüm AB ülkelerinde kullanımda olan 50 mikron ve üzeri poşetlere de uygulanmasını anlamsız, üretime ve ülke ekonomisine zararlı bulduğunu açıkladı.
TUTDER bu çerçevede karar vericilerle yasaktan olumsuz etkilenecek üreticilere ortak bir paydada buluşmak hedefiyle acil olarak görüşme çağrısı yaptı.
Kuzey Kıbrıs Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği (TUTDER) Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı açıklama şöyle:
“ 15 mikrondan kalın market ve mağaza poşetlerinin yasaklanması kararı çevre açısından olumlu bir adım olsa da, bu yasağın 50 mikron ve üzeri poşetleri de kapsaması hatalı ve ayni zamanda ülkemizde karar mekanizmalarının ne kadar çarpık işlediğinin de somut bir göstergesidir.
TUTDER çöp poşeti üreticileriyle çeşitli nedenlerle karşıt görüşlerde olmuş hatta yasal süreçlerde karşı karşıya gelmiş olsa da, savunduklarını günü birlik çıkarlar üzerine inşa etmemekte; olgulara ülkenin ve insanımızın geleceği açısından bakmakta; politikalarını bu perspektif üzerine oturtmaktadır.
Çevrede atık olarak kalan tüm plastik ürünlerin çevreye büyük zarar verdiklerini biliyoruz ve kullanımın azaltılması gerektiğine inanıyoruz. Görüşümüz bu kadar nettir. Ancak 50 mikron üzeri çok kullanımlı poşetlerin/torbaların yasaklanması ne çevre ne de ekonomik açıdan açıklanabilir değildir.
Neredeyse tüm AB ülkelerinde 50 mikron üzeri çok kullanımlı poşetler kullanımdayken, ülkemizde de üretilebilen 50 mikron üzeri çok kullanımlı poşetlerin yasaklanmasının doğru olmadığına inanıyoruz.
Devlet yıllardır farklı uygulama, politika ve araçlarla bu alanda yatırım yapan işletmeleri teşvik etmiş, yatırım yapmalarını desteklemiştir.
Devlete güvenen yatırımcılar da buna bağlı olarak yararlanabilecekleri tüm teşviklerden, yardımlardan yararlanmış ve yatırım yapmışlardır. Bu gerçek bir anda göz ardı edilemez.
Benzeri yasağı koyan diğer ülkeler, yasak uygulamaya girmeden önce yatırımcılara ya yeterli süreler tanımış ve/veya yatırımlarını dönüştürebilmeleri için destek vermiştir.
Bu alanda yatırım yapanlar da bizim insanlarımızdır. Bu yatırımlarda çalışanlar bizim emekçilerimizdir. İşsiz kalacak olan insanların çocukları bizim çocuklarımızdır.
Karar vericiler bir an önce yasaktan etkilenecek üreticilerle bir araya gelerek, hem çevrenin, hem yatırımcıların hem de sektör çalışanlarının kötü etkilenmemeleri için alınması gerekli önlemleri tartışarak, kazan-kazan formülüne ulaşmalıdırlar.
Bu ülke hepimizin. Birlikte Sorumluyuz”