31 sene geçti.
Hani ‘sınavlar iptal’di, okullar tatil!..
Lefkoşa’ya kalkmıştı otobüsler…
Gece telefonlar kesilmiş, ‘kesik yemişti’ demokrasi.
“Hayır diyene hayat yoktu...”
Darbe sonrasıydı…
‘Denktaş’ beyin son görev yıllarıydı…
“Cumhuriyet” ilan edilecekti de...
Kıbrıs Türk Federe Devleti’nden neydi farkı?
Seçimlerimiz de vardı, Meclis’imiz de.
‘Transferler’ de vardı...
Eğer mesele ‘koltuk’sa gerisi ‘teferruat’tı ‘sağdan sağa’...
***
30 senede farkını gördük (!)
Önce iyice ‘izole’ olduk dünyadan…
Kuruluş bildirgesinde “federasyon” hedefine “katkı” sağlayacağı belirtilmişti, sonuç ortada!..
Bu ‘ayrılıkçı’ adıma dünya öylesine tavır aldı ki, Türkiye’yle dahi koptu uluslararası temaslar…
‘Vilayet’leştik giderek...
Şimdiki gençlere, “Biliyor musunuz, Fenerbahçe Girne’de, Türk Ocağı Limasol’la maç yapmıştı” dediğimiz zaman…
Şunu da eklemek gerekiyor: “KKTC’den önceydi!..”
***
Fabrikalarımız vardı; konfeksiyondan ayakkabıya, narenciyeden plastiğe…
10 binlerce insan üretiyordu sabahın ilk ışığından, gecenin karanlığına…
Ve dünyaya 80 milyon dolardı ihracatımız…
Evet hepsi “KKTC’den önceydi…”
***
Peki, neler değişmedi!..
“Ganimet” üleşme kültürü…
Türkiye’nin vesayeti…
Popülizm, partizanlık, bağımlılık…
Adaletsizlik ve umutsuzluk…
Çok daha belirsiz bir ‘gelecek’…
***
15 Kasım, Kıbrıslı Türkleri dünyadan iyice ‘izole’ eden bir hesapsızlığın yıldönümüdür…
Bu ‘devlet’ sahipsizdir!..
Çok geniş yığınların ‘aidiyet’ duygusu yoktur, “KKTC”ye dair.
Çıkarına göre takılır ahali…
İşine gelire, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin şaşmaz üyesidir…
Gelmezse “öteki…”
İşine gelirse, Türkiye “etle tırnak.” .
Gelmezse, “işgalci!..”
31 sene geçti, fotoğraf budur!..
İster ‘kutlayınız’ bugün...
İsterse akınız güneye...
Nasılsa ‘bu da geçecektir’ gün gele...
( * Daha önce yayınlamıştık, birkaç satır ekledik, çıkardık, meram aynı!.. )