Meşribe Peynirci, Alsancak Bölgesi’nde bulunan atölyesinde yeteneğini seramik ile buluşturan bir sanatçı…
Seramik sanatına olan tutkusunu ve eserleri için aldığı ilhamları YENIDÜZEN’le paylaşan Peynirci, aslında Ege Üniversitesi’nde sağlık hizmetleri, meslek yüksek okulu diş protez bölümünden mezun bir sağlıkçı.
“Seramik sanatıyla ilk olarak 2018 yılında, belediyenin açtığı bir kursla tanıştım…” diyen Peynirci, o günden bu yana amatör olarak seramik sanatlarıyla ilgilendiğini belirtiyor.
Üniversite eğitiminde ise aldığı uygulama derslerinin bugünkü çalışmalarında kendine büyük katkısı olduğunu ifade eden Peynirci, öğrendiklerini iş hayatında da kullanabildiğini söylüyor.
“Hayallerimi gerçekleştirmeye karar verdim” diyen Meşribe Peynirci, böylelikle kendi atölyesini kurduğunu anlatıyor.
“Seramiği ve doğal malzemeleri karıştırmayı seviyorum”
Peynirci eserleri üzerinde çalışırken doğadan esinlenerek, etrafta bulduğu malzemeleri geri dönüştürmeyi, onları da seramiğin parçası yapmayı sevdiğini ifade ediyor.
Bazen bir parça dal, bazen eski paslı bir çivi veya daha önce kullanılmış ama daha sonra evin bir köşesine atılı duran lamba tarzı malzemeleri kullanmaktan hoşlandığını da dile getiriyor.
“İnsanlar tek kanatlı melekler gibidir…”
“Kendimi tekrar etmemeye dikkat ediyorum fakat vazgeçemediğim tasarımlar da var. Bunlardan birisi ‘Tek Kanatlı Melekler’ serisi. İnsanları simgeleyen bir çalışma” şeklinde kendini ifade eden Peynirci, bu vazgeçilmez serinin ilhanımı Mevlana’nın “İnsanlar, tek kanatlı melekler gibidir; ancak birbirlerine sarılarak uçabilirler” sözünden aldığını ve verilen mesajın da yeterince etkili ve açık olduğu düşüncesini paylaşıyor.
“El becerisi olan bir toplumuz”
Peynirci, ‘sanat dallarında bir yol almak isteyen insanlara ne tür bir tavsiyede bulunursunuz’ sorusuna ise, “Zaten toplum olarak el becerisi olan bir toplumuz. Üretmek, başarmak da buna eklenince insana verdiği haz bir başkadır. Ayrıca seramik bir sanat dalı olmakla kalmıyor, aynı zamanda bir terapi yöntemidir” sözleriyle cevap veriyor.