2010’da “Bükemediğim eli öperim” diyerek destek verdiği ve Saray’a çıkardığı Derviş Eroğlu’nun UBP’sinden ilk ‘hediye’yi Lefkoşa Belediye Başkanlığı seçimlerinde alan Serdar Denktaş’ı başka ‘sürpriz hediyeler’ daha beklemekteydi.
Nitekim bir süre sonra 5 kişilik DP grubundan geriye bir Mustafa Arabacııoğlu, bir de Serdar Denktaş’ın kendisi kalmıştı.
Ertuğrul Hasipoğlu, Mehmet Tancer ve Ejder Aslanbaba bir ‘gece yarısı operasyonu’ ile DP’den UBP’ye iltihak etmiş, Serdar Denktaş için kabus dolu günler başlamıştı.
Zira 2010’daki ittifakın sonuçları “büyük balık küçük balığı yer, yutar, bitirir” kuralı gereği hızla DP’nin kapısına kilit vurma noktasına doğru ilerlemekteydi.
Neyse ki imdada İrsen Küçük yetişti. Eroğlu-Küçük kavgası DP’yi ve Serdar Denktaş’ı ipten aldı.
**
Sonraki süreçte Eroğlu ‘sağın esas patronu’ sıfatıyla aynı anda birkaç düğmeye birden bastı.
Bir yandan kurultay sürecinde İrsen Küçük’ü ‘mahalleye yollama’ çalışması yürütüldü, strateji gereği bir grup UBP milletvekili DP’ye geçirildi.
Eroğlu’nun uzun soluklu hesabı 2015 seçiminde her iki partinin de desteğini alabilmekti.
İrsen Küçük sahneden alındıktan sonra Serdar Denktaş liderliğinde, ama Eroğlu’nun yakın arkadaşlarının kontrolünde bir DP oluşturuldu.
UBP’de ise İrsen Küçük sonrasında, 2000’li yılların ilk bölümünde olduğu gibi ‘emanetçi başkan’ sıfatıyla Hüseyin Özgürgün yeniden oyuna sürüldü. Etrafına da Eroğlu’na uzak olmayan isimler yerleştirildi.
Eroğlu bir yandan UBP’yi, diğer yandan DP’yi idare eder duruma geldi.
**
Serdar Denktaş, Eroğlu’nun hedefini, stratejisini, taktiğini elbette bbiliyordu.
Ama onun da hedefleri, taktikleri, stratejileri vardı. Serdar Denktaş ‘Eroğlu sonrasında sağın lideri’ olmak istiyordu.
Buna giden yolda Eroğlu’nun yanında durması gerektiğine olan inancını “bükemediğim eli öperim” sözüyle birlikte 2010’da dillendirmişti.
Sonrasında başına gelenleri unutmasa da, ‘bir kez daha denemek’ istiyordu Serdar Denktaş...
Bu yüzden parti içinde, eski DP’lilerin tepkisini almak pahasına UBP’den gelenlerin etkin rol almasına imkan sağladı.
CTP ile kurlan hükümette de Serdar Denktaş birkaç adım sonrasının planlarına uygun tavırlar sergiledi.
UBP’nin kurultay istihdamlarını sahiplenmesi bunun bir örneğiydi.
Ve şimdi hiç de sürpriz olmayan ‘yerel seçimlerde ittifak’ konusu da aynı planın bir parçası...
**
Tüm bunlar orta yerde dururken, CTP kurmaylarının “UBP ile DP ittifak yapıyor” konusunu kriz vesilesi yapmasını anlamak mümkün değil!..
Ne olur ki ittifak yaparlarsa?
Bırakın ki iki partinin tabanları farklı bölgelerde farklı tavırlar geliştirecek, merkeze uymayacak, adayların kişiliği, kalitesi, icraatları, feodal ilişkileri ön plana çıkacak.
Bırakın ki DP’liler birçok yerde belediyeyi batırmış, sosyal yatırımları yapmayan, icraatı sıfır UBP’li başkanlar ile halk arasında kalacak.
Dahası var.
2010 seçiminde Eroğlu’na verdiği desteğin ‘hediyeleri’ni unutan Serdar Denktaş ‘sağın liderliği’ne soyunurken belki de ‘evdeki bulgur’dan da olacak!
CTP yöneticilerine tavsiyemdir.
Bırakınız UBP ile DP yaklaşsınlar, bırakınız kavuşsunlar, bırakınız birleşsinler...
Siz hükümetin ‘doğru işler yapması’na, Kıbrıs sorununda ‘yoldan çıkılmaması’na odaklanın, başkan adaylarınıza sahip çıkın, partide disiplini sağlayın yeter!
Çünkü halk gonnara yemez.
Hele yerel yönetimlerde hiç!
Serdar Denktaş da günü gelince ‘hediye’sini alır yine...
Günü ne zaman mı?
2015 Nisan sonrası...