Serdar Denktaş'a mektup

Kamil Kolcu

Muhalefette olduğunuz dönemde gazetelerdeki açıklamalarınızı "sürekli", tv ve radyolardaki görüşlerinizi ise "fırsat" buldukça takip ettim.

Umut veren açıklamalarınız, "reform konusundaki duruşunuz" ve mevcut sistemdeki "rahatsızlıklarınız" noktasında örtüşen fikirlerimiz olduğunu belirtmek isterim.
Şimdi sporun patronu oldunuz.
Bu da demek ki bir ortak noktamız daha oldu.
Yeni görevinizde başarılar dilerim.
Son birkaç ayda ülke sporunun mevcut yapısının değişmesi gerektiği üzerinde görüşler belirtiyorum.
Artık, "tesisleşmeden" çok "sporculaşmaya" yönelik projeler üretmemizin zamanının geldiğine inanıyorum.
Bu nedenle, yeni dönemde sporla ilgili planlama yaparken, üzerinde durmanız gereken noktanın "sporcu yetiştirme ve desteklenme" olmasını tavsiye ederim.
Artık, ülkenin sahaya, salona ihtiyacı yoktur.
Mevcutları koruyalım yeterlidir.
Peki ne yapmalıyız?
İşte, mevcut durumun yarattığı sıkıntıları ve kısır döngünün oluşturduğu verimsizliği kabul eder ve yol haritamıza "elit sporcu okulları" açma gibi projeler koyarsak sanırım, sporcun birleştirici gücünü dünyada hissetmeye başlayacağız.
Bir kere yetenekli bir ırkız.
Bireysel branşlarda çok önemli sporcularımız geldi geçti.
Geliştiremedik.
Bu nedenle, "elit sporcu okulu" üzerinde çalışılmasının zamanı geldi.
Bütçe sıkıntısı yaşanabilir.
Ama reform istiyorsak, yeni dönemde sporun bütçesinde kaynak ayırmalıyız.
32 spor federasyonuna yılda 2 milyon TL'ye yakın para veriyoruz.
Sadece futbol 2 buçuk milyon TL alıyor.
Bunların yan birliklerine de bir o kadar para veriliyor...
Sonuç; sıfır elde var sıfır.
Uluslararası düzeyde bir tek sporcumuz bile yok.
Öyle sporcular yetiştirmeliyiz ki, tek çıkış kapısı olarak görülen Türkiye'yi bile aşmalıyız.
Hayal değil bunlar. Çünkü, antrenörü olmayan, beslenme uzmanı olmayan Ömer Yalçıner, 400 metrede 47.02 gibi bir derece yapıyorsa bu ülkede, yetenekli bir ırk olduğumuz ortadadır.
Elit sporcu okuluna alınacak öğrencilerin, herşeyi ile ilgilenecek planlamalar yapmalıyız.
Çocukların gelişimlerini ama her konuda gelişimlerini takip altına almalıyız.
Derslerinden tutun, özel hayatlarına kadar her şeyi.
10 tane eğitmenle bu iş olur.
Belirli dönemlerde kamplar yapmalı, dünyada başarılı altyapı antrenörlerini belirli aralıklarla getirmeliyiz.
Bu konudaki daha açıklayıcı bilgileri, önümüzdeki günlerde örnekleriyle yazacağım.
Umarım, ciddi adımlar atarsınız.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.