Sermaye akışına sınırlama gelir mi?

Tümay Tuğyan

 


Türkiye’de 17 Aralık itibarıyla patlak veren siyasi krizin piyasalarda yarattığı tsunami etkisinin nasıl seyredeceği, biraz da 30 Mart yerel seçimlerine bağlıydı.

Zira dövizi yükselten siyasi belirsizlik koşullarının değişmesi, ancak seçimlerle mümkün olabilir, hele de sandıktan güçlü biçimde AKP’nin çıkması durumunda, daha yakın bir zaman diliminde piyasanın ‘normal’ dengelerine dönebilme ihtimali kuvvetlenebilirdi.

Bel bağlanan seçimler geçtiğimiz hafta sonu yapıldı ve sandıktan güçlü bir biçimde AKP çıktı.

Peki şimdi, yakın zamanda piyasaların ‘normal’ dengelerine dönmesini beklemeli miyiz?

Maalesef koşullarda yeni birtakım gelişmeler var ki bu gelişmeler nedeniyle, ‘belirsizlik’ hali farklı biçimde devam ediyor.

Hangi gelişmeler mi mesela?

Örneğin Erdoğan’ın Twitter ve Youtube yasakları!

***

Sandıktan AKP’nin çıkması, genel anlamda var olan siyasi belirsizliği ortadan kaldırdı.

‘AKP mi Cemaat mı?’ ya da ‘AKP mi CHP mi?’ sorularının yanıtları artık belli.

Yani artık bir siyasi otorite sorunu yok...

Yakın zamanda bir erken seçim ihtimali yok...

Tüm bunlar, piyasaları biraz daha istikrarlı hale getirecek.

Ancak ekonominin önemli unsurlarından biri olan yabancı yatırımcının korkuları bitti mi?

Muhtemelen hayır.

Kendini rahatsız eden bazı gelişmeler nedeniyle Twitter ve Youtube’u yasaklama yoluna gitmesi, ‘Erdoğan’ın önümüzdeki süreçte daha başka neleri yasaklayabileceği’ sorularını da beraberinde getiriyor.

Bugün Twitter’i ve Youtube’u yasaklayan, yarın sermaye akışına da sınırlama getirir mi mesela?

Son yaşananlar açıkça gösterdi ki, Erdoğan her an her konuda ekstrem bir dizi önlemler alabilir.

***

Erdoğan’ın 30 Mart gecesi Ankara’da yaptığı meşhur balkon konuşmasında sarf ettiği bir cümleye dikkatinizi çekmek istiyorum:

‘Cemaatin inlerine gireceğiz...’

Peki AKP acaba, bu inlere girip ne yapacak?

Seçim öncesinde Cemaat’in girişimlerine karşı attığı adımları düşündüğünüz zaman, büyük bir güç kazanarak çıktığı seçim sonrasında neler yapabileceğini kestirmek zor.

Yabancı yatırımcı beklemede!

Haliyle, Erdoğan’ın ilerleyen günlerde ne yapacağını görmek istiyor.

Bu bekleyiş, yabancılar için bir ‘risk’ hali.

Ve önünü göremeyen yabancı yatırımcı, bu risk halinin uzaması durumunda, TL yatırımını dövize çevirip Türkiye piyasasından çıkmak isteyebilir.

TL yatırımın dövize çevrilmesi demek, dövize olan talebin artması yani döviz kurunun yükselmesi demek.

Ve böylesi bir durumda Erdoğan, kur yükselişinin önüne geçmek için, yukarıda bahsettiğimiz şekilde birtakım yasaklara başvurabilir.

Yani mesela; ‘bir ayda şu kadar Dolar’dan fazlasını yurt dışına
çıkaramazsınız’ der!

Bunlar, Erdoğan’dan bekleyebileceğiniz türde icraatlar.

İşte bu tür riskler nedeniyle, yabancı yatırımcının tedirginliği bir süre daha devam edeceğe benziyor.

Ve kısa dönemde çok fazla bir değişiklik olmasa da, dövizde eğilim aşağıya değil, maalesef yukarıya doğru seyredebilir.