"Yavaş" tedavülden kalktı ...
Şimdi "sürat" vaktidir...
Zaman para demekmiş...
Yaşlandıkça zaman daraldığına göre;
Herkesin acelesi var !
Süratle paraya erişmek gerek!
Hayatı paraya tahvil etmek, tüketim odaklı yaşamak,
Bunu da değişim iradesine eklemlendirmek yeni bir meşruiyet alanı açıyor gibi...
Türkiye'deki "tape" gelişmelerine biraz da böyle bakmak lâzım !
Başbakan Erdoğan'nın tapeler üzerinden halka seslenirken ortaya koyduğu çıkış ,
Belki de yeni bir demokrasi anlayışıdır...!
Vakit varken başarmak...
Tuttuğunu kopartmak...!
Para insanın hayal gücünü etki altına alıyor...
Yeni meşruiyet alanları açıyor...
Şirketler insanların en içten arzularına cevap buluyorlar...
İpad'ler...
Mobil telefonlar...
Arabalar vs...
Yani insanların arzularının söz hakkı olması gibi...
Yaşam tarzının merkezinde bu güç var misali !..
Maddi değerler ve zaman olgusu üzerine kurulmuş bir yaşam sanki...
İşte bu noktada evrensel solun olduğu gibi Kıbrıs Türk Sol'unun da henüz doyurucu bir çözümü yok gibi görünüyor maalesef !
Nasıl bir toplum inşa etmek istediğini ideolojik olarak söylese ve vizyon olarak ortaya koysa da stratejik ve aksiyomatik planlarda yeterince hayata geçirememiş;
Böyle olunca da, özellikle ülkemizin içerisinde bulunduğu normalleşememiş sistemde ve ekonomik çıkmazlarda;
Sadece sistemi rötüşlüyor ve reforme ediyor...!
Pazar ekonomisinin getirdiği boyutta;
Evrensel Sol dünya kapitalist sistemini aşmak ve sosyalist ilkeleri yaşama geçirmek için yeni vizyon ve stratejiler geliştirmeye çalışırken, Kıbrıs Türk Sol'u da bu politikaları geliştirmeye çalışmakta ancak maalesef ki Kıbrısın Kuzeyinde liberalizm ve kapitalizmin kuyruğunda maşrapa olmasa bile onun çıkmazları ve açmazları içerisinde boğuşturulmakta...
Ve bu koşullarda ülkemiz koşullarına dönük olarak yeni bir benlik oluşturamamakta...
Öyle görülüyor ki;
Sol'un da acelesi var!..
Ancak bu acele ne yazık ki ülkemizin ihtiyacı olan köklü çözümler üretebilmek ve var olan sorunları temelinden çözebilmek için değil ve sanki de kapitalist taklit çerçevesinde, gardırop modernleşmesini tamamlayabilmek için...!
Halbuki çok iyi biliyoruz ki sosyalizm demek öncelikle halkın sağlıklı bir sermaye sahibi olması demektir...
Dolayısıyla üretim ve tüketim Kıbrıs Türk Halkının gelişimine yönelik ve toplumsal olmalıdır...
Bazı kişi veya işletmelerin maddî kazancına göre değil...!
Sosyalizmin özü budur...
Sermaye insana değil, insan sermayeye hükmetmelidir.