Çarşamba günü Sertoğlu’nun sert açıklamaları ile sarsıldık. Belediye başkalığı adaylığından sonra ilk kez basınla karşı karşıya geldi. Belli ki, haksızlıklara onun da tahammülü kalmamış. Günaydın demekte yarar var.
Ne demişti Sertoğlu hatırlayalım. “İçte ve dışta bizleri kimse kaale almıyor. Bizleri kimse tanımıyor. Lütfen artık ses çıkarın”. “Bizleri geçmişte tehdit edenler, binamızı bombalayanlar, gencecik çocuklara yapılanlar karşısında suskun kaldılar” “Ey Cumhurbaşkanları, ey Başbakanlar, ey milletvekilleri mevkilerinizi düşünmekten çocuklarımızı unuttunuz. Çocuklara ne zaman sahip çıkacaksınız?
“Bizim gençliğimize kimse sahip çıkmadı. Siyasilerimiz, şimdiki ve ikinci cumhurbaşkanları, ne hükümet ne de muhalefet, ne de bize akıl veren dernekler. Bir kişi de çıkıp İzmir Büyükşehir Belediyesi ve TFF’ye sizin yaptığınız nedir diye sormadı. Çocukların futbol oynama arzusunu yerle bir ettiniz diye sormadı. Siyasetteki geleceklerini düşündükleri için kimse bir şey çıkıp söyleyemiyor, lanet olsun böyle siyasete. Bu konu ile ilgili birinin bir şey yapıp yapmayacağı yönünde bekleyeceğim”
Önemli Not: Bu açıklamaların bir gün sonrası Kemaller NIKE’ın ödül gecesinde de Cumhurbaşkanı ile boy boy resim çektirdi. Bu ne biçim tepki koymak anlamak mümkün değil.
Şimdi Sertoğlu’na seslenmek isterim. Ey Sertoğlu siyasilere ne kızıyorsun? Sen değil miydin, bizleri “satarak” siyasetin içerisine bulaşmak isteyen? Sen değil miydin KOP kelimesinden ürken, çözümü desteklemeyen, hatta Ledra Palas’tan bir adım öteye gitmemizi istemeyen partiden aday olan? Sen değil miydin saray ve başbakanlık arasında mevki sahibi olma adına koşuşturup duran? Sen değil misin TFF’yi eleştiren, daha sonra da hocalarını adamıza davet edip bizlere kurs verdirip yediren içiren?
Siyasetçi olmak isteyen sendin. Ama olamadın. Seni kullanıp bir çırpıda harcadılar. Kendi yandaşlarına eleştiri getireceğine tüm siyasetçileri ayni kefene koyup bağırıyorsun. Olmadı be Hasan başkan. Sen hala daha onlarla bizleri karıştırıyorsun. Aradaki farkı da görmek istemiyorsun. Bizler sana destek olurken, onlar hep köstek oldu. Hatta aleyhinde uğraştı. Hiç bir dönemde KOP ile ayni masaya oturmanı istemediler. Gençliğimizin ambargolar altında yaşamını savundular. Ülkeyi neredeyse parsel parsel sattılar. Bilmem hangi Türkiye takımlarına, babalarının malıymış gibi dönümlerce arsa verirken, Kıbrıs takımlarını öksüz bıraktılar. Daha ne yazayım be Hasan. Adamların ülkeyi yok etmek için programlandığını hala daha görmezlikten mi gelelim?
Kişisel menfaatin ve koltuk sevdan yüzünden bizleri yalnız bıraktın. Seni hep uyardık. Sanki de düşmanmışız gibi bizleri asla dinlemedin. Şimdi de tüm siyasetçileri suçlama yoluna gittin. Bu ülkede kimlerin antlaşma istediği, kimlerin istemediği ortada. Yarın Cenevre’de uzlaşma zemini yakaladığında, sana kimlerin destek verip, kimlerin vermeyeceğini bir kez daha görürsün.
Özetle şunları söyleyeyim ey Hasan;
Sana KOP’la ilişkilerinde destek veren kim oldu? Bizler.
Görüşlerine sahip çıkan kim? Bizler.
Aday olduğun parti KOP konusunda kılını kıpırdattı mı? HAYIR
Sana destek verdimi? HAYIR
Cenevre’de olası KTFF-KOP çözüm yolunda sana destek verecek kim? Yine bizler.
Bu yüzden lütfen bana “katakulli” okuyup tüm siyasetçileri suçlama. Artık kimlerle yola çıkacağını çok iyi bil.
Sana son kez şunu da hatırlatayım ey Hasan.
Kıbrıs Türk halkının dünyayla resmi ilişkisi 1983’te kesildi. O tarihe kadar tüm dünya takımları ile sportif alanda karşılaşırken, 1983 sonrası ambargolara maruz kaldık. Ve bu kafayla gidersek bir otuz yıl daha ambargolarla mücadele eder, yok oluruz. Ne Türkiye Cumhuriyeti, ne başka bir ülke ne de Güney Kıbrıs bizleri kaale almaz. Bu yüzden önümüzdeki süreçte çıkıp gereğini yapmak zorundasın. Bizler sana yine destek vereceğiz. İşte, sana tarihi fırsat. Git Cenevre’ye. Otur masaya ve bu sorunu gençlerimiz için çöz. Heykelini Lefkoşa meydanına dikelim. Haa eğer yaptığın anlaşmaya kulüplerin çoğunluğu onay vermezse, o zaman sen gidersin. Onlar da ANNELERİNİN liginde oynamaya devam eder.