Sessizlik

Neşe Yaşın

-Gerry Loose için-

Her anlatan kendi kurgusunu katar anlatıya. Bazı ayrıntıları öne çıkarır, bazılarını önemsizleştirir, kimi zaman ise tüm tabloyu değiştirecek bir detayı devre dışı bırakır. Dinlerken bunu bilerek dinlerim ben genelde. Hemen yargı oluşturmam. Oysa hayatın böyle duraksamalara tahammülü yok. Her şey hızla gerçekleşmek durumunda. Bir kutuya tik atmalısın ki önüne diğer soru gelebilsin. Kimi kez evet ile hayır arasında ‘hayır’ a meylederken baskı yüzünden ‘evet’ diyebilirsin.

Kimi insanlar iyi anlatıcıdır. Anlatıları ile sizi cezbederler. Kimileri sıkıcı olsa da bir biçimde manipüle etmeyi başarırlar ortamı. Monologcudur kimileri, uzun uzun konuşurlar. Öyle bir anlatı kurmuşlardır ki hiçbir itiraz alanı kalmamıştır dinleyene. Kurdukları anlatı kusursuz bir metin gibidir. Size verilen rol ise dinleyici olmaktır. Bir tiyatro salonunda oturan seyirci gibisinizdir.

Doğru iletişim üzerine çok kafa yordum hayatımın bir döneminde. Bunun için karşıdakinin de gönüllü katılımı gerekir oysa. Bir monologcuya söyleyebileceğiniz tavrının yanlış olduğudur yalnızca. Büyük olasılıkla bir narsis vardır karşınızda ve duvarına çarparsınız onun.

Bunca kelime kargaşası içinde sessizlik ne kadar değerlidir oysa. Gözlerin dili, sıcak bir gülümseyiş, rahatlatıcı bir dokunuş… Bir diyalog sırasında sessizlik anlarında başkasının düşüncesini davet eder ve ağırlarsınız onu. Sizin sustuğunuz anlar diğerlerini işitmek için verdiğiniz aralıklar, onlara duyduğunuz saygı, sunduğunuz değer ile ilgilidir.

Benim için en doğru iletişim şiir ile olandır bu yüzden. Şiir okuyanın düşünce ve imgelem gücüne alan açar çünkü. Düzyazının kolay yapamayacağı bir şeydir bu.

Bir dinletide şiir okurken seyircilerin yüz ifadelerini izlemek dikkatimi dağıtır. Bu da bir iletişimdir ve karşıdakinin beğenisini talep etmektesindir bir biçimde. Üstlerine kelimeler, imgeler, metaforlar boca ettiğin bu insanlar bir çağrışımlar tünelinde bocalamakla meşguldür çoğu zaman. Ciddi, dalgın ve uzak durur şiir dinleyicisi. Onları kendi içlerine davet etmişsindir sesinle, hipnotize etmişsindir. Bu yakınlaşma çabası karşısındaki uzaklık içimi burkar çoğu zaman. Şairlik bir çeşit kırılganlıktır zaten. İzleyiciler arasında başka şairler de vardır genelde. Bu en çok tedirgin edendir.  Sözcük yargıçları gibidir onlar. Bir yandan da izleyicinin seni beğenmesi sevgilileri bir başkasına kur yapıyormuş gibi yaralar onları. Gizli, derin bir öfke duyabilirler sana. Şair-okur ilişkisi marazi bir aşk ilişkisi gibidir çoğu zaman. Okurunu bir çeşit maşuk gibi gören şair için diğer şairler alt edilmesi gereken bazı rakiplerdir. Şairler birbirlerini çok derinden anlarlar diğer yandan da. Şair rekabetleri, çekememezlikleri ve kavgaları ünlüdür ama birinin başına bir şey gelse hepsi birden seferber olur. Bir çeşit ailedir şairler.

Bir şair ölünce adete bir kardeşimi, ailemin bir bireyini kaybetmiş gibi hissederim ben. Günlerdir derin bir yastayım itiraf etmek gerekirse. On gün boyunca Budapeşte ve Transilvanya’daki şiir etkinliklerinde beraber olduğumuz şair Gerry Loose İskoçya’ya dönüşünden bir gün sonra ikamet ettiği adada yürüyüşe çıkıp geri dönmemiş. Eşi iki gün sonra bu şok edici haberi ulaştırdı bize. İçim paramparça.

Gerry sessizlikleriyle insanı ağırlayan, konuşunca da en bilgece, isabetli, etik ve insani yorumu yapan bir şairdi. Doğaya, hayata, insana duyduğu sevgiyi beden dilindeki zarafet dillendirirdi adeta. Hayatını dünya barışına adamış bir aktivistti o aynı zamanda. Sevilmemesi imkânsız olan insanlar vardır ya, işte öyle biriydi Gerry. Son sıralar Filistin için çok uğraşıyordu. Sözcükler yetersiz onun duyarlılığını, inceliğini anlatmak için. Kalbim isyanla dolu bu şok edici kayıp karşısında.

Filistin için duyduğu kaygı ile bazı çağdaş mezmurlar yazmıştı son sıralarda. Festivalin kargaşası içinde bana verdiği bu şiirlere göz bile atamamıştım. İçim nasıl da suçluluk dolu. Ona sevgiyle bakıp şöyle diyebilmek isterdim: “ Bunlar çok güzel Gerry”,

Bir tanesini burada paylaşayım:

Mezmur 11: sessizlik

nasıl diyeyim seni ruhuma

bir kuş gibi kaçan

senin dağına

yalnızca güvercinlerin sessizliğinin olduğu

sedir ağaçlarına senin

kuyularına

kıymıkların olduğu

yalnızca kırıntı ve tuzun olduğu

selah*

GERRY LOOSE

Çeviri: Neşe Yaşın

*selah sözcüğü mezmurlarda kullanılan ‘amin’ gibi bir sözcük. Sonsuza dek anlamındaymış. Gerry İngilizce’de öyle kullandığı için ben de öyle bıraktım.