Bu yazacağım yazı aslında bir teşekkür yazısıdır. Fakat yazının teşekkür kısmına gelmeden önce İplik Pazarı Sokağı'n yakın dönemde geçirdiği değişimi ve mevcut durumunu ele almak istiyorum.
Bu sokağın yakın dönem değişimi için 2013 yılına, Kadri Fellahoğlu’nun LTB Belediye Başkanlığı dönemine gitmemiz gerekiyor. Bu dönemde yaptığımız Asmaaltı ve Arasta Bölgesi Yayalaştırma Projesi sokakta yenilikçi ve cesur yatırımların yapılmasına önayak olmuştu.
İplik Pazarı Sokağı'nı herkes bilmeyebilir. Halbuki Lefkoşa Surlariçi’nin en göz önünde olan sokaklarından biridir burası. Surlariçi'ne Girne Kapısı'ndan girdiğinizde güneye doğru ilerlersiniz, önce Venedik Sütunu'nun solundan, ardından da İş Bankası'nın solundan bu sokağa varırsınız. Lokmacı Barikatı'na kadar ilerleyen bu yol adeta cennet gibidir.
İplik Pazarı Sokak Lefkoşa’da Lokmacı kapısından geçen turistlerin çarşıdan sonra gördüğü ilk sokak olma özelliğine sahiptir. Bu sebepten dolayı aslında turistler için Lefkoşa’nın yüzü olma özelliğini taşır.
2013 yılında Kadri Fellahoğlu’nun belediye başkanı olduğu dönemde, başkanlığını üstlendiğim LTB Teknik İşler ve Kentsel Tasarım Komitesi’nde yayalaştırma projesini uygulama kararını aldık. Bu aldığımız karara İplik Pazarı Sokak da dahildi. Zaten biz ilk adımı attığımızda bu projenin ismi ASMAALTI, ARASTA ve İPLİK PAZARI SOKAĞI YAYALAŞTIRMA PROJESİ'YDİ.
Biliyorsunuz yayalaştırma projesi şu anda 5’inci yılına geldiğinde artık Lefkoşa Surlariçi’ni canlandırdığı ve turizmi artırdığı kabul edilir hale gelmiştir. Fakat 2013 yılında durum böyle değildi.
Yayalaştırmayı yeni yapmıştık ve pek çok esnaf bu yayalaştırmaya çekince ile yaklaşmıştı. Projenin tutması ve bu günlere gelebilmesi için, özellikle de seçimlerin yaklaştığı 14 aylık süreçte çok mücadele verdik. Proje için çok mesai harcadık ve sonunda ‘Lefkoşa Surlariçi’ni geceleri ve gündüzleri de çalışan bir turizm ve eğlence merkezi’ haline getirmeyi başardık.
İplik Pazarı Sokak ve yayalaştırması da bu tartışmanın önemli bir konusuydu. Maalesef TDP’nin ilçe başkanının annesinin sokak üzerinde bir dükkanı vardı ve siyasi güç bu yolun açılması konusunda Kadri Fellahoğlu döneminde ciddi baskı uyguladı. Dahası Mehmet Harmancı bu dükkan sahibi ilçe başkanı ile aynı partiden olduğundan, geldiğinde yaptığı ilk işlerden biri bu sokağı yayalaştırma kapsamından çıkartmak oldu.
Bu dönemde yine belediye meclis üyesi olarak benim de ayıbım vardı: Asmaaltı ve Arasta sokaklarındaki yayalaştırmayı korumak için bu yayalaştırmanın kalkmasına sessiz kalmayı kabul etmek zorunda kaldım. Bu yaptığım hatanın ağırlığını her gün İplik Pazarı Sokağı'na girdiğimde hissediyorum.
Sonuç olarak bu sokak yayalaştırma kapsamından çıkartıldı ama yatırımcılar bu sokağı terk etmedi. Adım adım yatırımlarıyla ve çektikleri turistlerle sokağı canlı hale getirmeyi başardılar.
VAKIFLAR İDARESİNİN AYIBI
Maalesef İplik Pazarı Sokağı'ndaki ilk ayıp KKTC Vakıflar İdaresine ait. Bu ülkenin ilk meclis binası olma gibi önemli bir özelliğe sahip olan ve yolun doğu tarafını boydan boya kaplayan binanın durumu içler acısıdır. Binanın cephesi tuvalet seramiği gibi bir seramik ile kaplanmış, bu seramikler yer yer dökülmüş, çoğu yerde çürümüş klimalar ve bunların yanında da yeni eklenen klimalar vardır. Sokak boyunca bu bina gerçek anlamda Lefkoşa Surlariçi’nin bir ayıbı olarak durmaktadır.
Vakıflar İdaresi acilen bu binanın cephelerini elden geçirmek zorundadır.
BAŞKENT BELEDİYESİNİN AYIBI
Lefkoşa Türk Belediyesi'nin sokakta aslında iki ayıbı var. Birincisi yukarıda bahsettiğimiz yayalaştırma kapsamından çıkartılmasıdır. Bu sebepten ötürü İplik Pazarı sokak yayalaştırma ihalesinden de çıkartılmış ve projedeki tüm alanlara taş parke döşemesi yapılırken bu sokak öksüz bırakılmıştır. Yolları asfalt kalmıştır.
İkinci ayıp ise sokağın başında olan ağacı budarken belediyenin ‘elini korkak alıştırmamasıdır’. Güney'de Makarios Caddesi'ndeki gibi şekilli budanmayan bu ağaç, muhtemelen bazı dükkanların “tabelam gözükmüyor” şikayetlerinin gazabına uğramıştır.
Belki de bu budama gerekli olabilir, fakat bu güzelim ağaç kelaynak haline getirildiğinde arkadaki pansiyonun pis su boruları, dökülmüş sıvaları, sıvanmamış tuğlaları ve çirkin klimaları ortaya çıkmıştır. İlk kısım tartışılır olsa bile, bu cephenin düzeltilmeden bu halde turistleri karşılar hale getirilmesi Lefkoşa Türk Belediyesi'nin ciddi bir ayıbıdır.
YAKIN DOĞU BANKASI'NIN AYIBI
Lefkoşa’da üniversitelerin kente katkısı bence tartışılmazdır. Getirdikleri öğrenciler, şehrin tanıtılması ve yaratılan kampüsler Lefkoşa’nın hem ekonomik hem de kültürel zenginliğini artırmaktadır. Yakın Doğu Üniversitesi Lefkoşa’da kampüs kuran ilk göz ağrısı ve ilk üniversitesidir. Fakat aynı üniversitenin banka binası maalesef bir eğitim vakfına yakışmayacak şekilde İplik Pazarı Sokakta cam ve kompozit kaplamalarla Lefkoşa Surlariçi’nin dokusunu bozmuştur. Maalesef bu bina İplik Pazarı Sokağı'nın ayıplarının arasına girmiştir.
Umarım bu eğitim kurumu ilerde bir gün bu binanın cephesini elden geçirecek ve Surlariçi'nin dokusuna uygun hale getirmeyi seçecektir.
TÜRKİYE İŞ BANKASI'NA TEŞEKKÜR
Bu kadar ayıp konuştuktan sonra, bu sokakta teşekkür etmemiz gereken bir kurum varsa o da ilk olarak Türkiye İş Bankasıdır. Sarı taş cephelerini yenilemenin, Surlariçi dokusunu korumanın ve bakımı eksiksiz bir şekilde yapmanın yanında bu kurum, sokak canlanmaya başladıktan sonra cephelerini komple ışıklandırmış ve geceleri turistlerin hayran kalacağı bir görsellik yaratmıştır.
Bu sokakta Türkiye İş Bankası'nın gösterdiği duyarlılığın başta Türk Bankası, Koop Bank ve diğer kurumlara örnek olması dileğimle bu haftaki köşe yazımda ele almayı uygun gördüm.
Çok iyimser olarak umuyorum ki bu teşekkür, İplik Pazarı Sokak’taki diğer kurumlarımızın da dikkatini çekecek ve bu sokağın dönüşerek Lefkoşa Surlariçi’ne örnek yaratmasına vesile olacaktır.