Denktaş’ın Özgürgün’ün Eroğlu’nun…
Ve bu ‘zihniyet’in anlamadığı şu!..
Kıbrıs’ı “Rum” üzerinden şeytanlaştırmak, Türkiye’yi de “milliyetçilik” üzerinden melekleştirmek bir sonuç üretmiyor.
Kaybediyoruz...
Kayboluyoruz...
Yol alamıyoruz...
***
Kıbrıslı Türkler, Türkiye Futbol Federasyonu’nda hiç yer almamıştır!..
Tek bir ‘üye’ kulübümüz yoktur!..
Ne anımız, ne geçmişimiz, ne yarınımız vardır.
Ne de emeğimiz...
Oysa ‘Kıbrıs Futbol Federasyonu’nda üye kulüplerimiz de vardır, geçmişimiz de...
Siz ‘Kıbrıs’a yani ‘biz’e ait ne varsa, seneler boyunca ‘Rumlaştırdınız!..’
Her kim Kıbrıs’ta ortaklıktan, işbirliğinden, dayanışmadan, yakınlaşmadan söz etse, bunu da ‘Türkiye karşıtlığı” diye sundunuz...
“Türkiye’den para geliyor” diye, varlığı, iradeyi, haysiyeti, kimliği unuttunuz…
“Para” üzerinden tümünü adeta “satılığa” çıkarttınız.
İşin aslı o üzerine titrer göründüğünüz Türkiye ile bağları da “ticari ilişki”ye çevirdiniz.
***
Sporu konuşuyoruz, değil mi?
Türkiye, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyor açık açık...
Hem Kıbrıs’ın güneyine gidiyor, hem misafir ediyor evinde...
Bayrağını çekiyor...
Yarışıyor birlikte...
Türkiye’nin bu tavrı ‘Kıbrıslı Türklere karşıtlık’ üzerinden mi okunmalı yani?
Ne ilgisi var!..
“Dünyanın gerçeği” diyorlar...
Öyle!..
İyi de, Kıbrıslı Türk sporcular, gider, dünyanın ve Türkiye’nin de tanıdığı bir ‘federasyon’un içinde yer alırsa, o zaman niye değişiyor ki aynı dünyanın gerçeği!?
***
“Doğal gaz”dan pay isterken, pasaportuyla dünyayı gezerken “cici”leşen Kıbrıs ülkesini, niye işinize gelmeyince ‘tu kaka’ ediyorsunuz ki!..
İlla ki ‘mahalli’ düzeyde Türkiye’ye iliştirilmekle nereye gideceğiz daha?
***
‘Alt yönetim’ diyenlere kızmayınız lütfen!..
Çünkü ‘siz’siniz bunu teyit eden...