Şeytanın bağacını kırabilmek

Bu haftaya kadar henüz galibiyetle tanışamayan iki takımın mücadelesiydi Düzkaya ile Türk Ocağı karşılaşması. Ev sahibi Düzkaya üst sıralara oynayan rakiplerine karşı iyi mücadele etti 9’uncu haftaya kadar ve son 3 karşılaşmada yenemese de yenilmed

 

 

Bu haftaya kadar henüz galibiyetle tanışamayan iki takımın mücadelesiydi Düzkaya ile Türk Ocağı karşılaşması.

Ev sahibi Düzkaya üst sıralara oynayan rakiplerine karşı iyi mücadele etti 9’uncu haftaya kadar ve son 3 karşılaşmada yenemese de yenilmedi. Dünkü Türk Ocağı karşılaşmasında Düzkaya’nın bu üç karşılaşmadaki mücadele gücü yoktu sahada.

Türk Ocağı’na baktığımızda, haftalardır galip gelemeyen, ligin başında geriye düştüğü maçlarda skorda dengeyi sağlayabilmiş bir takım hüviyetinde oldularsa da son haftalarda bu performansları sergileyemediler.

Yaşanan sakatlıklar da Türk Ocağı’nın Düzkaya deplasmanına sıkıntılı gelmesine neden oldu. Emrah, Bayram, Beyhan, Salahi ve Aksel’in yokluğunda defansta göremeye alıştığımız Talat’ın ileri uçta forma giymesi maçın başında ilginç bir düşünce olarak dikkatimizi çekti. Talat’ın arkasında çabuk adamlar Ediz ve Murat görev aldılar.

Murat son maçlara göre daha hareketli görünse de ayağında çok fazla top tutuyor ve çok çalım girişimine bulunduğu için çok top kaybı yapıyor. Daha basit bir oyun anlayışı içine girse takımına daha fazla katkı sağlayacak ancak bunun tersini düşünüyor Murat.

Bununla beraber ileri uçta Talat golcü bir kimliği olmamasına rağmen hava topları veya top saklama adına iyi bir performans çizdi diyebiliriz.

Türk Ocağı 3 tane net pozisyon buldu Düzkaya karşısında. Pozisyonların tamamı yan top ve Düzkaya savunması ceza alanı içerisine gelen bu ortalara müdahale etmekte zorlandı. Üstüne üstlük Talat’ı yakından marke edemedi. Bu 3 pozisyon da Talat’a nasip oldu ancak futbolcu bunlardan 1’ini gole çevirebildi. Diğer 2’si, attığı golden daha müsait pozisyonlardı diye düşünüyorum. Ancak günün sonunda galibiyeti getiren gol olduğu için önemli bir gol oldu. Bununla beraber Talat bu gollerden hiçbirini kaydedemeseydi, hem Ocak teknik heyeti hem de kendisi çok eleştirilecekti. Ancak bu golün yapılan taktiksel bir hamle ile gelmesi, şeytanın bacağını kırarak ilk galibiyeti de getirmesi anlamlı oldu.

Oyunun ikinci devresinde iki takımın orta saha oyuncuları ileri fazla çıktıklarından bu bölgede bir boşluk oluştu. Yağan yağmurlar nedeni ile sahanın çok su tutması, zeminin ağırlaşmasına, futbolcuların istediklerini yapamamasına neden oldu. Orta sahaların oyundan düştüğü zaman diliminde top her iki yarı saha arasında mekik dokudu. Zemiden ve oyuncuların pas hatalarından dolayı özellikle Düzkaya rakibini 4’e 3, 4’e 4 yakaladığı pozisyonları kaleye yanaşamadan değerlendirmeye alamadı.

Maçta Düzkaya lehine ofsayt nedeni ile verilmeyen iki golden bir tanesi tartışmaya açık. İlk pozisyonda Mustafa Akış serbest vuruşunu kaleci Ali tutamayınca İbrahim arkadan gelerek topu ağlara gönderdi ancak yan hakemin bayrağı ile bu gol geçerlilik kazanmadı. Ofsayt nedeni ile verilmeyen ikinci gol tartışmaya açık. Mustafa Akış’ın çizgiden ortaladığı topla Serdal arka direkte buluştu. Serdal’ın kaleye paralel şutunu yine İbrahim uzak direkte tamamlayarak ağlara gönderdi. Bu pozisyonda verilen ofsayt kararı ince bir karar o yüzden tartışmaya açık.

Bunun dışında oyuna sonradan giren Hüseyin’in gole giderken düşürülmesi pozisyonu var. Hüseyin’in sağında ve solunda 3 Ocak savunmacısı var. Benim gördüğüm bu oyuncular Hüseyin ile aynı hizada gibi ve Sedat’ın müdahalesi sonrası Hüseyin yerde kaldı. Hakem Sediral bu pozisyonu sarı kart ile neticelendirdi. Kırmızı kart verse, kimse neden kırmızı verdi diyemezdi.

Günün sonunda Türk Ocağı’nın Talat’ı pivot santrfor olarak değerlendirme düşüncesi tuttu ve ligdeki ilk galibiyetini elde ettiler. Bu galibiyetle Düzkaya, hala daha galibiyete hasret. Bu maçtan önceki üç maçında gösterdiği mücadele gücünü sahaya yansıtabilseler, belki de sonuç böyle olmayacaktı.

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri