Doğrusunu söylemek gerekirse, başbakan Sibel hanımın çok iyi bir hekim ve çok iyi bir insan olduğunu herkes teslim ediyordu ama bu denli başarılı bir yönetici olacağı tahmin edilmiyordu.
Koalisyon partilerinin de karşı çıkamayacağı bir isim olarak ve kadın olmasının avantajı da düşünülerek partisi tarafından başbakan olarak önerildiğini tahmin ediyorum..
Bu hükümet kurulurken, hükümet ortaklarının düşüncesi ve toplumda yarattıkları izlenime bakılırsa, başbakan ve teknokrat dedikleri kabinenin tek amaç ve görevi olacaktı. Toplumu, 28 Temmuz seçimlerine sağ salim taşımak..
Sibel hanım herkesi şaşırttı ve toplumun moralini yükseltti. “Halka rağmen birşey yapılamaz” diyerek, elindeki yönetim gücünü, kısa süreli bile olsa, toplumun yararına gözeterek ve toplum vicdanını rahatlatacak kararlar alıp uygulamasıdır.
Kabinesindeki kişilerin milletvekili adayı olarak seçime gitmeyeceklerinin bilinmesi ve Sibel hanımın da seçilme kaygısı bulunmaması, geçici hükümetin en büyük özgürlüğü olmuştur.
Kabinedeki bakanların da Sibel hanımın yönetim anlayışı ve etiğine sahip olması, peş peşe iyi kararlar almalarına yardımcı oldu..Başbakan ve bakanların çok iyi bir ekip oluşturdukları belli oluyor. Bakanların ve hükümet ortağı partilerin keskin görüş farklılıkları olsaydı, bu kadar rahat çalışamıyacaklardı.
Tabii seçim yasaklarını unutmamak gerekir..Uzun vadeli bir hükümet olsalar bu ahenk bu kadar iyi olur muydu bilemeyiz..
Sibel hanım kendisini şöyle tanımlıyor: “Ben hangi işi yaparsam en iyisini yapmaya çalışırım.” Gerçekten öyle. Öyle bir lider tipi ki, güleryüzü ve sevecen karakteri, radikal kararlar almasını engellemiyor..Aklına yatmayan ve toplumun aleyhine olacak bir konuda taviz vermiyor. Onunla, “Alengirli işleri” konuşmak mümkün değildir. İyi eğitimli olması yanısıra çok iyi aile terbiyesi ve görgüsü aldığı belli oluyor. Bunlar, sonradan kazanılacak şeyler değildir.
Beni en çok mutlu eden şey, bu toplumun, bir kadın siyasetçi ve Başbakanlık yapan bir kadının ve içişleri bakanlığı gibi kritik bir bakanlığın başında olan Gülsün hanımın, kadın yöneticilerin güçlülüğünü halka göstermesidir.
Siyasetçiler, toplumun ve insanların sıkıntı çektiği çoğu anomalilerin, ille de yeni yasal düzenlemeyle iyilelşebileceğini söylerler. Bu “eski siyaset”in bir taktiğidir ve “bir şeyin değiştirmenin ellerinde olmadığını” ima etmekten başka anlam taşımaz..
Halbuki, başbakanın yönettiği bakanlar kurulu yeni kararlar alabilir, eski hükümetin yasalara uygun olmayan tüzük ve kararlarını iptal edebilir, yurttaşları rahatlatacak tüzükler yapabilir, kötü tüzükleri iptal edebilir.
Nitekim hükümet kamu mallarının hatırlı kişilere peşkeş çekilmesini öngören tüzüğü iptal etmiştir. 1975’ten beri çözülmeyen eşdeğer sorunlarının bir biçimde yeniden ele alınacağını müjdelemiştir.
Hükümetin bu performansı seçimlere ve sonrasına kadar devam edeceğe benziyor.
Toplum bu hükümete alıştı ve takdir ediyor..Öyle bir örnek oluyorlar ki, yeni gelecek hükümetin bu çıta ve anlayışı aşağıya çekme olasılığı kalmadı.
Bazan insanlar güzel ve yararlı bir şey yapar ve tarihe geçer. Bu başbakan ve hükümet in iyi icraat ve davranışları, olumlu olarak tarihte yer alacaktır.