Aylar önce de yazmıştım.
Bu ülkede sol partilerin 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken bir uzlaşıya varması gerekiyor.
Bir tür ‘centilmenlik antlaşması’ yapılmalı Sibel Siber ve Mustafa Akıncı arasında…
İkinci tur için…
“İkinci tura kim kalırsa, ona açık destek verilecek” diye duymaya ihtiyacı var çünkü toplumun…
Siyasette ideoloji ve örgüt en başta gelen güçtür. Ancak psikolojik algıları da yabana atmamak gerekir. Yunanistan’daki Syriza hareketinin bu anlamda herkese öğretecekleri vardır.
**
Bugüne kadar kaç seçim gördük, geçirdik. Hepsi geldi, geçti.
Bunların bir kısmında Kıbrıs’ta federal çözüme inanan sol kesimler ittifaka gitti. Her ittifakın sonucu başarılı olmadı, ama o ittifak başka pozitif işlere sebep oldu.
‘Düşmanımın düşmanı dostumdur’ düşüncesi ne denli sakat ve antipatikse, ‘ben şimdi buna destek verip aynı kulvarda başka bir örgütü büyütmeyeyim, kendime rakip yapmayayım’ anlayışı da o kadar asosyaldir.
Yani toplumcu düşünmekten uzaktır.
Oysa solu sağdan ayıran en temel özellik, toplumsal çıkarları ön planda tutması değil midir?
Hele ‘ulusal sorun’un başat olduğu, ‘savaş-barış’ sorunsalının ‘temel çelişki’ olarak öne çıktığı bir ülkede bu çok daha gereklidir.
**
19 Nisan’da yapılacak ilk tur oylamadan nasıl bir sonuç çıkacağı elbette önemlidir.
Seçimin ilk turdan bitme olasılığı -çok büyük bir sürpriz olmazsa- yoktur.
Bu durumda ikinci tura hangi iki adayın kalacağı önem kazanıyor.
En gerçekçi tahmin, sağdan ve soldan birer adayın ikinci tura kalacağıdır.
Bu durumda sağda Derviş Eroğlu’nun, solda ise Sibel Siber veya Mustafa Akıncı’nın ikinci tura kalma olasılığından söz etmek yanıltıcı olmaz.
Ve zaten bu yazının ve bundan öncekilerin de derdi, ikinci turda federal çözümü isteyen ve zorlayacak, sol bir adayın ikinci turda nasıl sandıktan başarıyla çıkacağının sol kesimler tarafından iyice düşünülmesine katkı koymaktır.
**
CTP ve TDP kurmayları Siber ve Akıncı’nın ikinci tur için ‘sözlü’ de olsa bir işbirliği, bir ittifak sağlaması için herhangi bir girişim yaptılar mı?
En azından kamuoyuna deklare edilmiş bir girişim yok bugüne kadar…
Cumhurbaşkanlığı seçiminde CTP ve TDP tabanları elbette kendi adaylarına oy verecekler ve destekledikleri ismin sandıktan başarıyla çıkması için ellerinden geleni yapacaklar.
Ancak seçimin sonucunu yalnızca partilerin tabanı belirlemeyecek. Zira herhangi bir partinin yüzde 50’nin üzerinde oyu yok.
Zaten olsaydı, adaylardan biri ilk turdan seçimi alır, giderdi.
İlk turda da, ama özellikle ikinci turda adaylar ‘herkes’ten oy isteyecekler.
Özellikle de ‘benzer taban’lardan…
İşin özeti, Sibel Siber ve Mustafa Akıncı’nın arasını açmak, birbiriyle didişmesini teşvik etmek ve buna zemin yaratmak yerine, seçim kampanyası boyunca olabildiğince sıcak bir atmosfer içinde yarışı götürmelerini ve ikinci turda açıkça birbirlerini destekleyecekleri sözünü kamuoyuna vermelerini istemek ve teşvik etmek gerekiyor.
Her iki tarafın da ‘kibirli’ ve ‘ben merkezci’ değil, ‘alçak gönüllü’ ve ‘işbirliğine açık’ olması, onlara oy vermeye meyleden herkes için önemli bir moral motivasyondur da aynı zamanda…