Sıcak, çok sıcak…

Tayfun Çağra

 

Sıcaklar bunaltmaya başlarken “şimdi böyleyse yaz aylarında ne yapacağız?” sorusu sorulmaya başlandı.
Gerçekten de bunaltıcı… “havalar ısınmıyor ısınmıyor” dendi, sıcaklar aniden bastırdı. Bir süre daha devam edecek ve yazın da en sıcak yazlardan birini yaşayacağımız belirtiliyor.
Yaz ayları böyle geçecekken, su da fazla harcanması gerekecek, elektrik de… Ancak hükümetin elektrikte özelleştirme çabaları varken, şimdi de suyun özelleştirileceği Türkiye bakanı tarafından bizim hükümete de iletildi. Bizim gibi onlar da öğrenmiş oldu.
Şimdi ne olacak?
Su özel, elektrik özel olunca bu sıcaklarda serinlemek için su da bulamayacağız, elektrik de… Belki bulunur da ne kadar ödemek gerekecek belli değil.
Elbette ki şimdiki faturaların kat be kat fazlası gelecektir.
İşte örnek; Ercan’ı alan Taşyapı şirketinin sahibi Emrullah Turanlı ne demişti; “Hizmet veriyoruz, bedelini alacağız”. Kim “haksızdır” diyebilir ki! Bu gibi yatırımlara girenler elbette ki kâr etmek için girerler. Etmeyecekse niye girsin ki… Kara kaşımız, kara gözümüz için girmiyorlar herhalde…
Önemli olan halkın malını, taşını, suyunu, elektriğini satanların sorumluluğudur. Yani hükümetin halkına karşı sorumluluğudur.
Ne yazık ki UBP hükümetinin halkına karşı sorumlu davrandığını söylemek mümkün değildir. UBP, geleneği gereği toplumun değerlerini başkalarına peşkeş çekmek gibi bir görev üstlenmiştir. Bunu yaparken de bünyesinde bulundurduğu kişilerin nemalanmasını sağlamak ve statükoyu sürdürmek gibi bir misyon üstlenmiştir.
Bunu gören ve bilen vatandaşın artık bu sürdürülemez duruma bir son vermesi gerekmektedir. Nasıl son verebilir? Tabii ki seçimlerle… Gelen yıl seçim var. Şimdiden değerlendirmeye başlamalı, düşünmeli ve kararını vermeli.

***

Öyküler ve hayal gücü

Bugün öykü yarışmamızın ödüllerini veriyoruz. Geçtiğimiz yılın sonuna doğru başlattığımız süreç Nisan ayı içinde sonuçlandırıldı. Bu yıl ikincisini düzenledik. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da yoğun katılım oldu yarışmamıza… Aslında buna ‘yarışma’ demek istemiyorum ama dereceler belirleneceğine göre bu ismi kullanmak durumundayız.
Bizim öykü yarışması başlatma gerekçemiz çocukların, gençlerin hayal güçlerini kullanmalarını sağlamak içindi. Günümüz gereği bilgisayarlarla, cep telefonlarıyla haşır neşir olan, iletişimi artık cepte yaşayan bir neslin zamanında “acaba çocuklarımızın hayal güçleri ne durumda!” sorusunun cevabı bizi meraklandırdı. Gelen öyküler bize gösteriyor ki hâlâ çocuklarımız hayal güçlerini kullanabiliyorlar.
Bunun için de bu gücü öldürmemek gerekiyor. Sürekli okumak ve yazmak, bir şeyler üretmek bizleri ve tabii ki geleceğimizi robotlaşmaktan kurtaracaktır. Hayal gücümüzü kullanmaya devam etmek ve belki hayallerimizi gerçekleştirmek...