Dila ŞİMŞEK
Bu hafta sizler için seçtiğimiz kelime ‘şiddet’… İnsan tarihinin başlangıcından günümüze, farklı şekilde karşımıza çıkan şiddetin, neyi çağrıştırdığını sorduk. Şiddet kelimesini, Uzman Klinik Psikolog olan Zühre Akmanlar’ın yorumlamasını istedik. Şiddetin günümüzde en çok fiziksel olarak ve sosyal yapıdan kaynaklanan nedenlerden görünmesi sebebiyle, alanlarında uzman görüşü paylaşıyoruz.
Akmanlar, bireysel psikoterapi, aile danışmanlığı ve emdr ile travma tedavi alanlarında uzman.
“Şiddet nedir? Şiddet dendiğinde aklınıza neler geliyor?” diye sorduğumuzda, Uzman Akmanlar, “Hoş olmayan, korkutan, kişiyi belli bir süre sonra sindiren ve gerçek yeteneklerini ortaya koymasını engelleyen bir uygulamadır” diye açıkladı.
Ev içi şiddet kamu platformu, şiddeti şöyle tanımlıyor:
“Şiddet, bireyin fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik yönden zarar görmesiyle ya da acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranıştır. Şiddet, özel veya kamusal alanda (evde, aile bireyleri arasında, sokakta, iş yerinde) meydana gelebilir.”
Sözlük ise şiddeti, “karşıt tutumda, görüşte olanlara kaba kuvvet kullanma, sert davranma, sertlik” diye tanımlıyor ve “Şiddet veya yeğinlik, temel dürtü ve varoluş gereği savunma veya karşı savunma harici daha çok insanlarda ve topluluk halinde yaşayan hayvanlarda grup içi otorite sağlamak için diğerinin varlığını tehdit unsuru görmek ve onu bu konuda denemek daha doğrusu sindirmek için karşı tarafa uygulanılan zarar vermeye yönelik psikolojik davranış türüdür” diye açıklıyor.
Şiddetin farklı uygulamaları
Peki çok sık duyduğumuz aile içi şiddet nedir?
“Aile İçi Şiddet, bir kişinin eşine, çocuklarına, anne babasına, kardeşlerine ve/veya yakın akrabalarına yönelik uyguladığı her türlü saldırgan davranıştır. Bu tanıma sadece kaba kuvvet içeren davranışlar değil, aşağılamak, tehdit etmek, ekonomik özgürlüğünü kısıtlamak ve zorla evlendirmek gibi şiddet gören kişinin kendisine olan saygısını, kendisine ve çevresine olan güvenini azaltan, korku duymasına sebep olan pek çok davranış da girer”
“Bazen yaşadığınızın şiddet olduğunu bile anlamayabilirsiniz”
Uzman Klinik Psikolog Zühre Akmanlar, şiddetin aklına ilk olarak saldırganlığı, bir canlının herhangi bir canlıya uyguladığı güç olduğunu söyledi. Şiddeti, “Hoş olmayan, korkutan, kişiyi belli bir süre sonra sindiren ve gerçek yeteneklerini ortaya koymasını engelleyen bir uygulamadır” diye tanımlayan Akmanlar, şiddetin etrafımızda her şekilde görülebildiğini ifade etti. Akmanlar, “Bir arkadaşıyla fikir ayrılığına düşen birinin onu ikna etmesi adına yaptığı psikolojik şiddet, bir iş yerinde veya ilişkide üstünlük sağlamak adına yapılan fiziksel şiddet, ekonomik gücü olmayan kişilere uygulanan ekonomik şiddet, hayvanlara yapılan şiddet, doğaya uygulanan şiddet...” diye örnek verdi.
“Herkes şiddete maruz kalmıştır”
“Hayatta herkes, kim olduğu fark etmeksizin şiddete maruz kalmıştır”
“Sanırım hayatında herkes eğitim durumu, ekonomik durumu, mesleği ne olursa olsun en az 1 kere olsun şiddetin türlerinden birine maruz kalmıştır. Bazen yaşadığınızın şiddet olduğunu bile anlamayabilirsiniz” diyen Akmanlar, en çok bilinen ve rakamsal olarak da verilerle ortaya konulan şiddet türünün fiziksel şiddet olduğunu dile getirdi. Bunun nedeninin, şiddetin görülebilirliğinin çok yüksek olmasından kaynaklandığını belirten Akmanlar, fiziksel şiddetin yanı sıra psikolojik, duygusal, ekonomik ve sosyal şiddetin de olduğunu kaydetti.
“Kişiler şiddete maruz kaldıklarında çoğunlukla bunu saklamayı tercih ediyor”
Akmanlar, şiddete uğrayan kişilerin genelde utanç duygusu ile bunu saklamaya yöneldiğini ifade etti. “Kişiler şiddete maruz kaldıklarında çoğunlukla bunu saklamayı tercih ediyor. Bunu utanılacak veya gizli kalınması gereken bir şey olarak algılıyor” diye konuştu.
“Şiddete maruz kalan kişi kadar şiddeti uygulayan kişilerin de olduğu unutulmamalı” diyen Akmanlar, şiddeti uygulayan kişilerin kişilik özelliklerinin, geçmiş çocukluk travmalarının ve problem çözme becerilerinin çok önemli olduğuna dikkat çekti.
Şiddetin oluşmasına tek bir nedenin etkili olmadığı vurgulayan Akmanlar, birçok farklı etkenden dolayı şiddetin doğabileceğini söyledi. Uzman Akmanlar, “Unutmamalıyız ki büyük ya da küçük çok ya da az şiddete maruz kişiler aramızda var. Özellikle şiddete çocuk yaşta maruz kalan kişilerin yarının genç nesilleri oluşturacağını bu yüzden sağlıklı bir toplumun devamı için şiddete dur diyebilmeliyiz” şeklinde konuştu.