Ödül AŞIK ÜLKER
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hamza Ersan Saner, özel sektördeki erkek çalışanların askerlik sürelerinin emekliliğe yansıması için asgari ücret üzerinden işçi payını topluca bir defada ödemesi gerektiğini söyleyerek, taksitlendirme yapmayı düşünmediklerini belirtti.
Söz konusu uygulamanın 2 Mayıs’ta yasallaştığını kaydeden Saner, bir yıl askerlik yapan bir kişinin yaklaşık bin beş yüz, iki sene askerlik yapan bir kişinin de yaklaşık 3 bin TL yatırım yapması gerektiğini söyledi.
Emekli maaşına yansıyacak rakamın sorgulanmasının “abesle iştigal” olduğunu nitelendiren Saner, “Önemli olan bunu yapmış olmamız. Biz eşitliği, adaleti sağladık” diye konuştu.
Göreve geldiğinizde çok sayıda sorunu önünüzde bulduğunuzu hep söylüyorsunuz. Dikkatinizi çeken en önemli sorun neydi?
Saner: Biz Nisan’da görevi devraldık, Mayıs’ta da hükümet onay aldı. 19 Mayıs’da SOS’e ziyarete gittim. Orada bir çocuk gördüm, çocuk biz içeri girince sadece “merhaba” dedi, iletişime geçmedi. Kayıt dışı insan, kaçak insan konuları da sürekli konuşuluyordu. Çocuğun durumunu sorduğumda, bir yaş arayla iki kardeş olduklarını, babalarının adaya işgücü olarak geldiğini, bir yıl sonra annenin geldiğini, rahatsızlanıp vefat ettiğini, 1-1,5 yıl sonra işverenin sosyal güvencesini yerine getirmemesi dolayısıyla babanın kaçak duruma düşerek sınır dışı edildiğini, çocukların burada kaldığını öğrendim. Ne anne var, ne baba var. Çalışanın hiç suçu olmamasına rağmen, işveren sosyal güvencesini yerine getirmediği diye bunun bedelini çocuklar ödeyemez. O gün karar verdim ve Yabancıların İşgücü Yasası’nı değiştirmek için adım attım. En önemli sorunlardan bir tanesi buydu. Attığımız adım CTP ile aramızda hep problem oldu. Mayıs’ta bu kararı verdim, Haziran’da da Meclis tatile girecekti. Yasal çalışmaları İçişleri Bakanlığı ile birlikte hemen başlattık ancak takdir edersiniz ki yasal çalışma bir aylık bir süreç değildir. Kanun hükmünde kararnameyi meclis tatildeyken ilan ettik. Mesele mahkemeye taşındı, ara emri alındı. Biz de yasa tasarısını görüşerek, yeniden meclisten geçirdik. Şu anda hem işvereni, hem çalışanı rahatlatacak çağdaş bir yabancıların çalışma izinleri yasası var. İlk gördüğüm konu buydu...
“Uygulama protokolü bugünlerde imzalanacak”
Son dönemde Türkiye ile imzalanan bir protokol vardı, çok tartışma yarattı. Buradaki Çalışma Dairesi’nin devre dışı bırakılması gibi konular tepki çekti... Siz de ön izin konusunun uygulama protokolü ile netleşeceğini söylemiştiniz. Son durum nedir?
Saner: Tartışma yaratmadı, CTP tartıştı... Uluslararası anlaşma olduğu için bunlar Meclis’e gider. Komite aşamasında ben, ön izin koşullarına dokundurtmayacağımı söylemiştim. Benim hukukçum, savcı ön izin koşuluna dokunulmadığını söylüyor. Meclis’te bu konu tribünlere oynamak amacıyla kullanıldı. Sonrasında o dönemde ülkeye aşçı olarak gelen bir kişinin sürdüğü kamyonla yapılan kaza vardı. Sayın CTP Başkanı sözleşmede aşçı olarak gelen herkesin kamyon kullanmasına imkan yaratılacak diye konuştu. Çalışma Dairesi’nin devre dışı kalacağı da söylendi. Çalışma Dairesi’nin devre dışı kalmayacağını, sadece kolaylık yaptığımızı, üçüncü dünya ülkelerinden gelen herkesi işverenlerin kendilerinin bulduğunu ve bizden ön izin aldıklarını ifade ettik. Sadece işverenlere doğru yere ulaşabilmeleri için TC’deki gerek İŞKUR gerekse özel istihdam bürolarına ulaşma imkanı yarattık. Bizim mevzuatımız asla devre dışı değildir. Biz bu sıkıntılardan sonra ‘anavatanla’ yeniden temasa geçerek İşgücü Anlaşması’nın anlaşmazlıkların çözümlenmesi, işçi temini ve çalışma izinleri konusundaki 3, 4 ve 7’inci maddede yazılanların nasıl uygulanacağı konusunda bir mutabakat metni imzalıyoruz. Uygulama protokolü iki daire müdürü arasında bugünlerde imzalanacaktır. Yasal değişikliğe gerek yoktur.
İşverene imzalatılan hizmet akdi konusuna gelince, daha önce aşçı olarak gelen bir kişi şoför olarak çalışabiliyordu, devlet buna imkan veriyordu. Ancak bizim yeni hazırladığımız yeni hizmet aktinde ne olarak gelirse öyle çalışması gerektiğini yazdık. Uygulama protokolü imzalandıktan sonra tüm hizmet akitleri toplanacak ve yenisi uygulanacak. Kamyon ehliyeti olup olmadığını da polisin kontrol etmesi gerekir. Bunun denetimi trafikte olur.
“Aftan 6 bin 382 kişi yararlandı”
Kaçak işçiyi kayıt altına alma adına af yaptınız. Bu konuda çok sayıda kişinin kayıt altına girdiğini de söylüyorsunuz...
Saner: Ülkede bugüne kadar uygulanan muhaceret aflarına bakınca, 2005’ten beri CTP- DP CTP-ÖRP, UBP hükümetlerinin yaptığı her paralı aftan yararlanan kişi sayısı 2 bin 122’yi geçmedi. Bizim yaptığımız son aftan 6 bin 382 kişi yararlandı, bu çalışanları kayıt altına aldık. Kaçak işçi, kayıt dışı işçiler yaptığımız afla denetim altına alınmış oldu.
“8 bin kişinin etkisiyle Sosyal Sigortalar düze çıktı”
Kayıt altına girenlerden bir gelir elde edildi. Öncesinde de yapılan bir af var. Bu aflarla Sosyal Sigortalara bir para akışı oldu ancak bu durum ne kadar sürdürülebilirdir?
Saner: Akıllı olacaksınız. Sorunlara çözümler üreteceksiniz. Sosyal sigortaların kurtulabilmesi için mükellef sayısını artırmamız lazımdı. Sosyal Sigortalar Dairesi’ni 140 milyon TL borç ve İhtiyat Sandığı’na 100 milyon TL borç ve yasal faizleriyle yani 240 milyon TL ve İhtiyat Sandığı’na olan yasal borçlarla devraldık. Geçen yıl yaklaşık 8 bin kişi kayıt altına girdi, bu da Sosyal Sigortalar Dairesi’nin ödeme dengesinde rahatlama yaşanmasına neden oldu. Kayıtlı çalışan sayısı geçen yıl 84 bin 793’ten 8200 kişi artarak 92 bin 917 oldu, ciddi bir gelir elde edildi. Geçtiğimiz senelerden gözlemlediğimiz ilk 4 ayda artıya çıkıldığı diğer iki ayda da maaşları ödemek için borçlanıldığını gördük. İşverenler üç ayda bir ödeme yapardı, bunu aylık toplama kararı aldık, borçlanma maliyetlerinin neredeyse sıfırlanacağını hesapladık ve yasada bu konuda bir madde koyduk. Kayıt altına almaya başlayınca 5 aydır tek kuruş borçlanmadan emekliler ödendi, ayrıca sosyal sigorta çalışanları da ilk defa ay bitmeden ödendi ve içeride hala nakit var.
Birinci aftan yararlanan ve yeni kayıt olan 8 bin kişinin etkisiyle Sosyal Sigortalar düze çıkmıştır. Bunların yatırımlarının etkisiyle iyi durum devam ediyor. İkinci affın rüzgarı da borçları azaltmak için kullanılacak.
Emekli sayısında nasıl bir değişiklik oldu?
Saner: 33 bin 363 olan emekli sayısı 34 bin 707 oldu. Geçen yıl çok artış olmadı ancak aftan dolayı bu yıl olacak.
“İnsanları koşuşturacağımıza…”
2006 yılından beri Çalışma Dairesi’ne müfettiş alınmadı. Denetim konusunda sıkıntı olduğu ortada. İş kazaları devam ediyor. Müfettiş almak için bir girişiminiz var mı?
Saner: Dediğiniz doğru, ülkede istihdam şartlarının ne kadar sıkıntılı olduğunu bilmeyen yok. Belli noktalarda teknolojiyi kullanarak, mevcut personeli boşa çıkartıp onların işgücünden yararlanabilirsiniz. Onları eğitip, müfettiş olarak kullanabilirsiniz. Şu anda yabancı işçi izni almak için değişik dairelere gitmeniz gerekir. Bir sloganımız var,- “insanları koşuşturacağımıza, bilgisayarları konuşturacağız”. Bunun neticesinde de yabancıların izin konularında bir değişime gidiyoruz. Her çalışana bir kart vereceğiz, 6 aylık, 1 yıllık ve 2 yıllık olmak üzere üç çeşit kart olacak. Denetimleri de bakanlık denetimine çevireceğiz. Müfettişe kartın arkasındaki karekodu okuttuğunuz zaman o işçiyle ilgili durumu görebileceksiniz. Yabancıların Çalışma İzinleri Yasası’nda bir maddelik değişiklikle kart taşımayı zorunlu hale getireceğiz. Bir sonraki aşamada şehir merkezlerine kuracağımız yerlerde çalışanların karekodu okutup durumunu takip etmesini sağlayacağız. En kısa zamanda bunu devreye koyacağız. Yeni müfettiş alma konusunda 2018 için tabi ki çalışmalarımız olacak. Mevcut personeli, elektronik ortamı kullanarak daha verimli kullanma çabası içindeyiz.
“İş Sağlığı ve Güvenliği sistemin bir parçasıdır”
İş kazalarıyla ilgili gerekli tedbirlerin alınmaması konusundaki denetimler ne olacak?
Saner: Ben mimarım, baretim var. “İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü’nü çağın koşullarına getirmeden kimse benim fotoğrafımı göremeyecek” demiştim. Tüzüğü hazırladık, sivil toplum örgütlerinden görüş aldık. 4 oda başkanını 3 Temmuz’da yeniden toplantıya çağırıyoruz. Son şeklini tartışıp savcılığa göndereceğiz. Kullandığımız tüzük 1989’dan kalmadır, 2017’nin teknolojisine cevaz vermez. İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı olmak için meslekten olma şartını tüzüğe koyacağız. İş Sağlığı ve Güvenliği sistemin bir parçasıdır, geneli değildir. İnşaatlar nasıl denetlenecek? Yasal olarak mimar ve mühendisin kontrolde olmasını sağlayacağız. Girne ve Lefkoşa belediyeleri İmar Yasası altında bunları istemeye başladı.
İnşaatların metrekare maliyeti bellidir. Devlete ihaleye çıktığımız zaman bunun çok altında fiyat veren şirketler var. Bu nasıl oluyor? Ya malzemeden çalacak, ya da işçiden çalacak. Demek ki ihale sistemimizi de sorgulamamız lazım.
“Erkekler için askerlik süresi…”
Özel sektör ve kamuda çalışan erkekler arasında eşitlik sağlamak adına bir adım attınız ve özel sektörde çalışanların da askerlik sürelerinin hizmetten sayılacağını açıkladınız. İşveren payını devlet yatıracak, çalışanın da kendine düşen payı yatırması gerekiyor. Ancak bunu bir defada yatırmasını istiyorsunuz. Bunu devlette olduğu gibi 60 aya yaymayı düşünmüyor musunuz?
Saner: Bundan yararlanmak için son bir tarih yok. Ben de özel sektörden geldim, pek çok arkadaşımızın isyanıydı. Ben bunu çözmek için çok çaba sarf ettim. Sonuçta herkes vatani hizmetini yaptı ve aynı imkanlardan faydalanması gerekir. Bunu 2 Mayıs’ta yasallaştırdık. Asgari ücret 2 bin 20 TL’dir. Hesapladığımız zaman çalışanın ödemesi gereken rakam bir yıl askerlik yapan için yaklaşık bin beş yüz, iki sene askerlik yapan için de yaklaşık 3 bin TL’dir. Bu çok büyük bir rakam değildir. Bunu bir defa yatıracaksınız ve emekliliğinize yansıyacak. Topluca yatıramayacak olanlar bunu az az biriktirsin, toplayınca yatırsın, bunu yapmak için bir son tarih yoktur, isterse emekli olurken yatırsın ve yararlansın.
Siz emeklilik maaşına 100-150 TL arasında bir artış olacağını açıkladınız ancak yaptığımız araştırma sonunda maaşa yansıyacak rakam 20-30 TL...
Saner: Bir yıl askerlik yapanlarda 50 TL civarında bir rakam emekli maaşına yansıyacak, iki yıl yapanlarda 100-150 TL arasında bir rakam yansıyacak. Hizmet yıllarınız da çok önemli. Ben ortalama 100 TL civarında dedim. Önemli olan bunu yapmış olmamız, devletteki ne kadar alırsa özeldeki de onu alacak. Bunu kaşımanın anlamı nedir? 10 TL de yansısa önemli olan bunu düşünmekti, adaleti sağlamaktı, ne alacakları değil. Bence bunu sorgulamak bile abesle iştigaldir. Biz eşitliği, adaleti sağladık.
Asgari ücret tatminkâr mı?
13 ayda üçüncü kez asgari ücreti belirleyeceğinizi söylüyorsunuz. Kaç defa belirlendiğinden çok, asgari ücretin alım gücünün daha önemli olması gerekmez mi? Sizin için dikkate değer artış nedir? Tatminkar mıdır?
Saner: Ben bunu sizinle konuşursam masadaki pazarlık payım sıfıra iner. Perşembe günü müsteşara Asgari Ücret Komisyonu’nu çağırması için talimatı verdim. Niyetimiz, vatandaşın alım gücünü ileri taşımaktır, bu benim için en büyük artıdır. Üç kez bunu yapacak olmamızın sebebi inancımızdır. Tatminkâr veya değil. Asgari ücret en vasıfsız işçiye ödenen en temel ücrettir. İhtiyat Sandığı’nda İstihdam Destekleme Fonu var. Şimdi çok farklı bir destek projesi ile ortaya çıkıyoruz. Temel felsefemiz, asgari ücret ödeyecek işverene bu katkı verilmeyecek. Yani bir mimar, inşaat mühendisi, gazeteci çalıştıracaksanız, vasıfsız işçi için belirlenen rakamı ona veremeyeceksiniz. En az %10 üstünde verilecek, maaş da bankaya yatırılacak. Devletten katkı isteyen işveren buna uymak durumunda kalacak.
Engelsiz Yaşam Evi ne oldu?
Sosyal Hizmetler Dairesi de bakanlığınıza bağlı. Engelsiz Yaşam Evi’nin Temmuz 2017’de tamamlanacağını açıklamıştınız. Son durum nedir?
Saner: Müteahhidin tamamlaması gereken inşaat tamamlanmıştır. Her inşaatta olduğu gibi burada da ek ve eksiltilen işleri bekliyoruz. Devlette işler biraz hantal, bekliyoruz. Geçen hafta içinde Maliye Bakanı Serdar Denktaş beyle görüştük, bloke hemen veriliyor. Bunlar da tamamlanınca bu ay değilse, gelen ay bitecek..
Lapta Huzurevi’ne taşeron bir temizlik şirketi aracılığıyla hemşire alımı konusu basına yansıdı.
Saner: Alınanlar zaten hemşiredir. Taşeronun olup olmamasını tartışabiliriz. Önemli olan taşeron olup olmaması mı yoksa çalışanların sosyal güvencesinin sağlanıp sağlanmaması mıdır? Bunların idari aksaklıkları olduğunu ben de kabul ediyorum.
“Sosyal hizmetlerde sistemi yerinden oynatacağız”
Sosyal Hizmetler Dairesi’nin gerçek anlamda çağdaş hizmet verdiğini söyleyebilir miyiz?
Saner: Söyleyemem. Sosyal Yardımlar Yasası altında ailenin tanımının yapılmadığı bir tüzük kullanırdık. Ben bu tüzükle doğru hizmet verdiğimi söyleyemem. Tüzüğü neredeyse baştan yazdık. Aileye 2 bin vermiyoruz, bir çocuğun bize maliyeti 5 bin TL. Sosyal hizmetlerde sistemi yerinden oynatacağız. Tüzük şu anda Maliye’dedir. Görüş aldıktan sonra savcılığa gidecek.
Verilen yardımın da yeterli olmadığını kabul ediyorsunuz o zaman...
Saner: Tabi ki, çağın koşullarına uygun vermiyoruz, ne dün ne bugün. İyileştirmek için ciddi bir çaba içindeyiz.