Saat 00.45 ('ti başlarken, gün doğuyor neredeyse...)
Meclis az önce üçüncü kez ara verdi.
En son, TDP milletvekili “kürsü”de “oyun bitti” pankartıyla yer almış, “kürsü işgalini” açıklamıştı.
Ancak, hükümet milletvekillerinin bir “taarruz”u ile kürsüden indirildi.
Yeniden bir gerginlik yaşandı.
Yeniden sesler yükseldi.
Çakıcı, “Beni kınayabilir, uyarabilirsiniz ancak üzerime saldıramazsınız” dedi.
* * *
Ve saat 00.50’de yeniden açıldı Meclis!..
Bu kez Kalyoncu kürsüye geldi.
“Şovalyelik devri bitti, burası halk adına konuşma yeridir” dedi.
Meclis’teki bu tür olayların, UBP’nin zamanında Meclis’te düdük çalması ile başladığını anlattı..
“Bu tür yöntemler, insanların düşüncelerin gelişmesini engeller, tümünü kınıyoruz” dedi.
* * *
Sosyal Güvenlik Yasa tasarısının görüşülmesindeki bu gerginlik yeni değil.
Daha önce insanlar Meclis önüne yığılmıştı.
Olmadı!..
Meclis’te sabaha kadar konuşulmuştu.
Olmadı!..
Tasarı geri çekildi…
Değişiklik önerileri yapıldı.
Olmadı!..
* * *
Sabah, kürsüden dendi ki, “Bu iş ANAYASA MAHKEMESİ’ne gider, zamanında emeklilik yaşı yine 60’tı, primlerin yükseltilesi karşılığı 50’ye çekildi. Şimdi hem primler yükseliyor yine, hem de emekli yaşı 60’a çekiliyor.. Bunun sonu felaket olur…”
Tınlayan OLMADI!..
* * *
Şu anda, Meclis’te bağırma çağırma bitti.
Ömer Kalyoncu konuşuyor.
Hükümet “ne olursa olsun tasarıyı yasallaştırmak için” bekliyor.
Çünkü, “maaş” zamanı geldi!..
Yoksa “para” gelmeyecek.
Yasa geçecek.
Kaynak gelecek.
* * *
Saat 00.55…
Meclis ana baba günü.
* * *
TDP, yani ÇAKICI ve Mağusa Milletvekilleri Mustafa Emiroğluları ile Hüseyin Angolemli gittiği söyleniyor.
Meclis birleşiminde, şu anda bu isimler yok.
Kavga, gürültü, şamata da yok çok fazla.
Medya azaldı.
Sendikacılar yavaş yavaş Meclis'ten ayrılıyor.
Kalyoncu kürsüde konuşuyor...
Daha sonra, sırada Ferdi Sabit Soyer var.
Hükümet, hiçbir şekilde TINLAMIYOR!..
Öyle görünüyor ki yasa geçecek...
Çoğunluğu da var zaten.
* * *
Saat 01.14....
Devam edeceğim.
Günü de özetleriz belki, Meclis'teki tansiyonun düşmesinden yararlanarak...
* * *
Bu arada, meslektaşlarım yine dertli.
MECLİS'in tam da karıştığı anda, kameraman ve foto muhabirleri, görevini yapmaya çalışmış.
Hem Meclis görevlilerince itilmişler, kakılmışlar hem de kimi hükümet vekillerince...
ÖFKELERİNİ gazetecilerden çıkaranlara, ayıplar olsun...
O kadar ayıp arasında, desek ne olacak ki!..
Bu işte ülkenin durumu...
* * *
"Memleket bu hale geldi" diyor Kalyoncu!.
- "Hem kamuyu küçülteceğiz diyorlar, hem de ardından istihdam yapıyorlar, partizanca..."
Sonra sözü, UBP'nin kendi içine getiriyor.
- "Artık birbirlerini de gammazlamaya, birbirlerinin kuyusunu kazmaya başladılar. Ansızın, Dışişleri Bakanı Özgürgün'ün adını bir mankenle andılar. Adam, ben evlenecem, ilgim yok, diyor. Oysa işe Eğitim Bakanı almış. O da suçu müdürüne atıyor..."
Evet, burası Cumhuriyet Meclisi!..
* * *
Sahi "Meclis'te ne oldu?" diye özetleyecektik, değil mi?
* * *
Meclis boykotunu, anlatıyor, Kalyoncu.
"Eğer Meclis kürsüsünde konuşamazsak, bu halk bizi nasıl anlayacak" diyor, Çakıcı'ya içerliyor.
- "Kimsenin haberi olmadan BOYKOT kararı alacaksınız, sonra da bize, siz konuşmayınız, diyeceksiniz. O zaman bu kürsüdeki özgürlüğümüz ne olacak" diyor.
Doğrusu, bence Çakıcı'nın artık çok da derdi değil.
Çünkü tüm basının önünde, olabildiğince bağırmış, kıyamet koparmış, gündem olmayı da başarmış artık.
Yoksa, bilmiyor mu bu yasanın geçeceğini.
Kalyoncu, "Esas olan bu kürsüde fikirlerin söylenmesidir" diyor.
Oysa...
İnsanlar "yaygara"yı seviyor.
Çünkü toplum giderek agresifleşiyor...
* * *
Kalyoncu da indi kürsüden.
Söz sırası Soyer'de...
Saatimiz 01.36.
Soyer, "Prime Time bitti, biz kürsüye geldik!.. Tüm gürültü prime - time içindi!.. Ama bu saatte konuşmak da bir görevdir" diyerek başladı....
Yine de durumu iyi...
Çünkü ilk oturumda, 05.30'da alabilmişti sözü, anca...
* * *
“Sil Baştan Cumhuriyeti şart” diyor Soyer!..
Bunu sevdim.
SBC diyelim adına…
SSCB vardı eskiden, uyar hem!..
* * *
Şimdi şuna taktım.
Sigortalar da hem primler artıyor, hem de yükseliyor emekli yaşı.
Oysa, bu emekli yaşı zaten 60’tı!..
- “Geliniz, daha fazla prim ödeyiniz, 50 yapalım” dediler.
Kim?
Yine “bunlar” !..
Ne oldu, sigortalar kurumu BATTI!..
Hem bu kararla…
Hem de “kaçak işçi” kapısını ARDINA KADAR AÇTIKLARI için.
Şimdi diyorlar ki;
- “Vazgeçtik, o artırdığımız primleri de aldık, ama yeniden emekli yaşını 60 yapıyoruz. Üzerinden, bir de prim artırıyoruz…”
Peki ama ENAYİ mi yazıyor onca çalışanın alnında…
* * *
Bir düşününüz, “banana sigorta” diye özel bir şirket gelse, size HAYAT SİGORTASI yapsa.
Dese ki, bu kadar para, 50 yaşında emeklilik.
Sonra!..
Paranızı alsa…
Ve “vazgeçtim” dese…
- “Paranızı geri vermiyorum, emekli yaşınızı da 60’a yükseltiyorum. Ve daha da para istiyorum…”
Bunun adına DOLANDIRICILIK dersiniz değil mi?
Muhtemelen de YARGI, bu DOLANDIRICIYI içeri tıkar.
Yani, eğer DOLANDIRAN devletse, hükümetse, ne olacak bu işin sonu ?!
Ne iş ha, BATIRANLAR şimdi KURTARAN olacak.
Sigortaları!..
- “Bunlar…”
* * *
Milletvekili Dr. Arif Albayrak'la konuşuyorum...
Saat 02.34...
- Ne olacak, diyorum.
- Ne olacak, diyor.
- Biz bağıracağız, onlar geçirecekler....
* * *
Sürekli "geçirmekteler" zaten!..
* * *
Yeniden “arbede” anına dönelim, kısa bir özetle…
… Çakıcı,kürsüde konuştu, konuştu.
… Meclis başkanı, konu dışına çıkıldığını söyleyerek, uyardı.
… Sonra, konuşmaya son verilmesi için oyladı.
… Oy çokluğu üzerine, Meclis’e ara veriyorum, dedi.
… Çakıcı kürsüden inmedi, “Oyun Bitti” yazılı pankart açtı, gerginlik büyüdü.
... Meclis’e verilen aranın ardından, yeniden toplanmayı denedi.
… Kürsüden inmeyen Çakıcı, iki milletvekili arkadaşını da yanına aldı.
… Başkan Bozer, kürsünün boşaltılması için yeniden uyardı.
… Başkan, “Demokrasiye uymaz, lütfen yerinize oturun” diye uyardı
… Kürsüden inmeyeceklerini söylemeleri üzerine, UBP’li vekiller kürsüye yürüdü.
… Tam bir arbede yaşandı, Çakıcı ve arkadaşları kürsüden indi.
… Meclis Başkanı, yoklama yapıp oturumu yeniden açtı.
… Çakıcı kameralara bakarak konuşmasını sürdürdü:
…, “Hangi maddede saldırmak ve kürsüden atma var. Yazıklar olsun size”
… “Bana uyarma ve ikaz cezası verebilirsiniz, beni yasalara uygun atabilirsiniz ama bana saldıramazsınız”
… Meclis’e yine ara verildi.
…. Ara sonrası, konuşmalarla Meclis sürdü.
Sürüyor da.
Saat 02.44
* * *
Konuşmalar sürüyor...
Saat de 03.00'ü geçti...
Yatmaya gidiyorum.
Nasılsa...
Muhalefet bağıracak...
Hükümet GEÇİRECEK...
Umalım ki, UYANACAĞIZ hep birlikte.
Umalım ki, yargı dur diyecek bu DOLANDIRICILIĞA...
Ama "sil baştan" olmadıkça...
Siyasetiyle sendikasıyla medyasıyla...
Ve "zihinlerimizle..."
Çok sabahlarız daha buralarda....
* * *
Görüşmek üzere...