Simos Yoannu: "Maraş'taki mallarınızı satmayın"

“Maraş Belediye Başkanı” Simos Yoannu, Kıbrıs'ın kuzeyindeki yetklili makamlarca yapılan açıklama ve eylemlerin Rum tarafına baskı yapma ve Maraş kökenliler arasında uyumsuzluk yaratma maksadı taşıdığını öne sürdü.

“Maraş Belediye Başkanı” Simos Yoannu, Kıbrıs'ın kuzeyindeki yetklili makamlarca yapılan açıklama ve eylemlerin Rum tarafına baskı yapma ve Maraş kökenliler arasında uyumsuzluk yaratma maksadı taşıdığını öne sürdü.

Fileleftheros, Güney Kıbrıs'ta “Maraş” için yapılan “ara seçimden” galibiyetle çıkan Yoannu ile yaptığı özel röportajı; “Türklerin Hedefi Bizi Bölmek” başlığıyla aktardı ve Yoannu’ya, “Türk tarafından bazı çevrelerin mallarını satmaları konusunda Rumların nabzını yokladığı” iddialarını sordu.

Maraş kökenlilere “böyle bir eylemde bulunmama” çağrısı yapan Yoannu, “Mülkü ile ne yapacağı herkesin kendi kişisel kararıdır. Ancak Türklerin hedefi bizi bölmektir, herkes kararını vermeden önce ciddiyetle düşünmelidir” dedi.
Kıbrıs Türk idaresi altında Maraş’a geri dönmeyi tercih eden Rumlar olursa ne olacağı sorulduğunda, “Bazı Kıbrıslı Rumlar geri dönmeyi tercih ederse o zaman Maraş ve Kıbrıs meselesi kapanacak ve Kıbrıs için trajik iki devlet çözümü olacak. Çünkü AB; iki devleti kabul etmeyecek, böylece işgal bölgelerinin Tayvanlaşması gündeme gelecek” değerlendirmesinde bulundu.

Simos Yoannu, “Türkler Maraş’ı kolonize ederse Kıbrıs sorunu biter, çünkü 45 yıldır müzakere kozu olarak kullanıyorlar” dedi, özetle şöyle devam etti:

“Maraş, Kıbrıs sorununa kesin ve sürdürülebilir çözüm için umut doğurabilir. Zaman lehimize değildir. Bugünkü fiili durum kesin taksime sürüklüyor. Kıbrıs sorununun barışçıl çözümünün tek yolu BM Genel Sekreteri’nin belirlediği çerçevede müzakerelerin yeniden başlamasıdır”

“Maraş Belediye Başkanlığı”nı hangi vizyonla üstlendiği sorulduğunda ise “Teorik vizyon (Maraş’ın) iadesi, patrikteki gündelik vizyon ise AB, BM ve Türkiye’yi etkileyecek devletler aracılığıyla Maraş’ı enternasyonalize etmek” diyen Yoannu, hiçbir ülkenin “ne küçük Kıbrıs ne de Maraş için kendi çıkarlarını feda etmeyeceğini, bu nedenle jeopolitik olarak hangilerinin Türkiye’ye nüfuz kullanabileceğine bakmak gerektiğini” söyledi. Yoannu, “ABD’nin halen Türkiye’yi etkileyebileceğine inanıyorum. Rusya dizginleri ele almaya çalıştı ama henüz başaramadı.”

Yoannu, Maraş kökenlilerin çeşitli dinamik eylemlerine ağırlık vereceğini kaydederek, “Mesela Maraş’ın dışına, barikatın olduğu yere binlerce kişi toplanalım, barış içerisinde birlikte yaşama ortak vizyonumuzu göstermek için Kıbrıslı Türklerle birlikte işgal altındaki Maraş’ta toplu eylemler yapalım” ifadelerini kullandı.

 

“MARAŞ’IN KADERİ…”

Alithia ise; hem Alihtia’nın hem de Cyprus Mail’in köşe yazarlarından Hristos Panayotidis’in “Maraş’ın Türkleşmesinin kaçınılmaz göründüğü ve hayatta kalan az sayıdaki Maraş kökenlinin, kentin bu trajik kaderini kabul etmesi gerektiği” değerlendirmesini aktardı.

Panayotidis; Kıbrıs'ın güneyinin, 45 yıldır geri dönme hayaliyle yaşayan Maraş kökenli Rumları “Türkiye’nin savaş mağlubiyetinin etkilerini kabul etmekteki isteksizliğini vurgulamak için kullandığı, oldubittileri kabul etmesini gündeme getireceği ve bir çeşit daimi ve kesin çözüm olarak algılanacağı gerekçesiyle de (Maraş kökenlilerin) zararlarını tazmin etmeyip zor durumda bıraktığını” vurguladı.

Maraş kökenlilerin varlıklarını kaybetmelerinin dışında işsiz de kaldıklarını, Güney Kıbrıs'ın ise; BM Güvenlik Konseyi’nden, Maraş kökenlilerin geri dönüşünü destekleyen bir dizi karar çıkarmakla yetindiğini belirten Panayotidis, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın şimdi bu malları,  böyle bir hediyeyi almaya uygun olduğunu düşünenlere vermek niyetinde olduğunu söylediğini kaydetti.

Panayotidis; “Adil olmam gerekirse, geçmişte bütün Maraş’ın yeniden imarı için Kıbrıslı Rumlarla işbirliği yapma niyetini ortaya koyan çoğu Kıbrıslı Türk, Özersay’ın görüş ve tezlerini benimsemiyor” ifadesini kullandı ve Rum yönetiminin bu durum karşısındaki tepkisini özetle şu ifadelerle sorguladı:

“Görüşme, BM Genel Sekreteri’nin himayesinde olsa bile çıkmazdan çıkış yöntemlerini konuşmak için düşman ile görüşmeyi reddedebileceğini ima ediyor. Samimiyetle söylüyorum, özellikle Kıbrıs’ın işgal ordusundan kurtarılması çalışmalarını yöneten iktidardakilerin yerinde olsaydım intihar ederdim.

Bu düşünceyle, mahsur kentimiz Maraş’ın Türkleşmesi kaçınılmaz görünüyor ve hayatta kalan Maraşlı göçmenlerin de çok sevdikleri kentlerinin bu kaderini kabul etmesi gerekiyor. Maraş’ın kurtarılması için olabilecek bir şey varsa şimdi olmalı.”

Güney Haberleri