Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-Sen), üniversite Rektörlüğünün bazı sendika yönetici ve üyeleri hakkında disiplin soruşturması başlattığını açıkladı.
DAÜ-Sen’den yapılan açıklamanın tam metni şöyle;
DAÜ BİR KRALLIK DEĞİLDİR, DAÜ-SEN SUSTURULAMAZ!
“Hatırlanacağı gibi, DAÜ Rektörlüğü geçtiğimiz Haziran ayında, Doğu Akdeniz Kreşini, İlkokulu’nu ve Kolejini, ihaleye çıkma gereğini bile duymadan, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla Doğa Koleji’ne peşkeş çekmiştir. DAÜ Rektörlüğü’nün halka rağmen halkın malını birilerine altın tabakta sunmasına karşı DAÜ – SEN, Kıbrıs Türk halkının da desteğiyle, haklı bir direniş göstermişti. Sözkonusu süreçte gerçekleştirilen sendikal eylemler ile ilgili DAÜ Rektörlüğü DAÜ-SEN yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve konu ile ilgili dava görüşülmeye başlanmıştı.
Yargı sürecinin devam ettiği bu günlerde DAÜ Rektörlüğü yargı kararını beklemek yerine hem savcı hem yargıç olmaya soyunmuş ve bugüne kadar görülmemiş bir şekilde, çalışma hayatı ile ilgili yasalarda ve Toplu İş Sözleşmesinde aksi net bir şekilde belirtilmesine rağmen sendika yöneticileri hakkında sendikal eylemlerinden dolayı disiplin soruşturması başlatmış ve Disiplin Kurulu’nun başkanlığına da aynı zamanda soruşturmaları açan Rektör yardımcısını getirmiştir. Bununla da yetinmeyen Rektörlük üniversitedeki sendikal mücadeleyi sindirmek ve geriletmek amacıyla bugün itibariyle yaklaşık 50 DAÜ-SEN yöneticisi ve üyesi hakkında sendikal eylemlerde bulundukları gerekçesiyle disiplin soruşturması başlatmıştır. DAÜ Rektörlüğü’nün bu baskıcı tutumu açıkça kişisel ve sendikal haklara karşı yapılan bir saldırıdır. DAÜ – SEN’in bu saldırıya karşı sessiz kalması söz konusu olamaz. DAÜ-SEN sindirilemez, susturulamaz.
DAÜ Rektörlüğü göreve geldiğinden beri sürdürmekte olduğu “Ben yaparım, olur” anlayışını bu uygulamasında da devam ettirme niyetindedir. Bu anlayış, yasal olmamasına rağmen “Ben yaparım, memnun olmayan yargıya gitsin” anlayışıdır. Bu anlayışla, artık Üniversite Yönetim Kurulu kararları dikkate alınmamakta, DAÜ Senatosu’nun görüş ve önerileri alınmadan tüzük değişiklikleri, yönetmelikler yapılmakta ve hatta hatta DAÜ Bütçesi onaylanabilmektedir. Seçimle işbaşına gelen Rektörlük, aslında seçimleri araç olarak kullandığını, fikir özgürlüğü, demokratik ilkeleri ancak kendi işlerine geldiği gibi yorumladığını aldıkları her kararda, attıkları her adımda göstermiştir. Eleştiriye, tartışmaya en ufak bir tahammülleri bile yoktur. “Yaparsam ben yaparım, en iyisi de benim yaptığımdır” anlayışı ile aykırı sesleri susturma, bir korku imparatorluğu kurma çabası içine girmişler ve, ne yazık ki, bu çabalarında bir dereceye kadar başarılı olmuşlardır.
DAİ ve DAK’ın peşkeş çekilmesiyle ilgili ülkedeki neredeyse tüm kurum ve kuruluşlar görüş belirtmiş fakat ve maalesef DAÜ Üniversite Yönetim Kurulu ve Senatosu konu ile ilgili görüş belirtememiştir. DAÜ’de ÜYK sindirilmiş, sesi kısılmıştır, DAÜ’de Senato sindirilmiş ve sesi kısılmıştır, ama DAÜ’de sindirilemeyen ve sesi kısılamayan bir tek DAÜ-SEN kalmıştır. Bu yüzden saldırı büyüktür ama nafiledir. Baskıcı bir yönetim anlayışıyla DAÜ’yü geleceğe taşımak mümkün değildir. Bu nedenle DAÜ-SEN susmayacaktır, DAÜ-SEN dün olduğu gibi bugün de yarın da akademik özgürlüğün, sendikal özgürlüğün, demokrasinin savunucusu ve çalışanın sesi olmaya devam edecektir. Bizleri disipline vererek sindireceğini, korkutacağını, susturacağını sananlar yanıldıklarını çok kısa zamanda göreceklerdir. DAÜ-SEN bu yönetimden önce de vardı, bu Rektörlük gittikten sonra da var olmaya devam edecek. Saldırı büyüktür, kavgamız da büyük olacak. Bunun için cesaretimiz de, sabrımız da, yüreğimiz de, bilgimiz de, inancımız da var.”