Pandemi öncesinde 400’e yaklaşan Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi’ndeki öğrenci sayısı bu yıl 300’e dahi ulaşamadı. Uzmanlar plansızlık ve yanlış uygulamaların, mesleki okullara olan talebi düşürdüğüne işaret ediyor...
Fehime ALASYA
Uzmanlar, eğitim sistemindeki yanlışların, çekirdekten yetişen, hem sınıfta eğitim gören hem de mesleğin içerisinde pişerek, çırak veya usta olarak hayata atılan öğrenci sayısının gün geçtikçe düşmesine neden olduğunu belirtiyor.
Mesleki çırak yetiştiren Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi’ne olan talep pandemi döneminde büyük bir sekteye uğradı. Uzmanlara göre, eğitimdeki bazı uygulamalar ise çıraklık okuluna olan kayıtların daha da gerilemesine neden oldu.
Pandemi öncesinde 400’e yaklaşan Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi’ndeki öğrenci sayısı bu yıl artış gösterse de 300’e dahi ulaşamadı.
Ülkedeki birçok sektörün sürekli gündeme getirdiği ‘ara eleman’ ihtiyacına karşın, çıraklık merkezindeki öğrenci sayısı gerilemeye devam etti.
Merkezdeki öğrenci sayısını YENİDÜZEN’e değerlendiren okul müdürü İrem Seylani, bunun yetersiz olduğunu ifade etti, sistemdeki uygulamaları eleştirdi.
Çıraklık ve mesleki okullarla ilgili durum değerlendirmesi yapan Eğitim Bilimciler ise ‘eğitimdeki plansızlık’ konusunda hemfikir oldu. Öğrencilerin doğru yönlendirilemediğini belirten eğitim bilimciler, sistemden dert yandı.
Yüzlerce bölüm, sadece 140 yeni öğrenci!
2022-2023 eğitim yılını dün açan Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi’nde kayıtlı 120 meslek dalı ve bakanlık bünyesinde olmasa da başvuru yapılabilen onlarca yeni bölüm olmasına karşın, okuldaki toplam öğrenci sayısı 274.
Esnaf ve Zanaatkarlar Odası bünyesinde mesleki çırak yetiştiren merkezde bu yıl birinci sınıfa alınan yeni kayıtlarda ise sadece 140 kişi…
En çok talep gören bölümlerin başında berberlik ve kuaförlük…
Berber, kuaförlük, otomobil mekanikerliği, elektrik tesisatçılığı, cilt bakımı ve güzelliği, aşçılık gibi bölümler ise bu yıl en çok talep gören bölümler arasında yer aldı.
İlk kez çikolata ve lokum imalatı bölüm talebi
Bu yıl çikolata ve lokum imalatı olarak iki yeni bölüm talebi olduğu ifade edilirken, geçtiğimiz yıllarda ise dövmecilik ve Pirsing (Piercing) takı uygulayıcılığı gibi bölümlerin de müfredata eklendiği öğrenildi.
Pandemiyle yeniden gündeme gelen bölüm: ‘bobinajcılık’
Pandemi ile düşen ekonomik alım gücüne bağlı bazı elektronik eşyaların tamir edilmesi isteminin de ‘bobinajcılık’ bölümüne olan talebi de yeniden gündeme getirdiği belirtildi. Su motorlarının yeniden tamir edilmesinde önemli rol oynayan ve piyasaya yeniden kazandırılan tamiratı içeren Bobinajcılığa olan talebin yeniden gündeme geldiği ifade edildi.
Okulda kayıtlı olan öğrenci sayıları ve bölümleri şöyle:
Berber: 63,
Kuaförlük: 45,
Otomobil mekanikerliği (makinistlik): 45,
Elektrik tesisatçısı: 17,
Cilt Bakımı ve güzellik: 14,
Aşçı: 13,
Otomobil elektrikçiliği: 12,
Su tesisatçısı: 12,
Bilgisayar teknik servisçi: 2,
Bilgisayarlı muhasebe elemanı: 1,
Bobinajcılık: 4 (Su motorlarının yeniden tamir edilmesi)
Boyacılık: 2,
İnşaatçı duvarcılığı: 2,
Elektrikli ev aletleri teknik servisçiliği: 1,
Kasap: 1,
Erken çocuk eğitmen yardımcısı: 5,
Fotoğrafçılık: 2,
Grafiker: 2,
Harita kadastro görevlisi: 1,
Kaynakçı: 1,
Klimacı: 5,
Metal doğramacı: 3,
Mobilya imalatçısı: 6,
Oto boya kaportacısı: 2,
Ön düzey ayarcılığı ve lastikçilik: 6,
Pastacı: 5,
Satış elemanı: 3,
Sekreterlik: 1,
Servis elemanı (garson): 1,
Sigortacı:1,
Tornacı: 1 kişi.
Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi Müdürü İrem Seylani:
“Sistem normal çalışmıyor, sınıfta kalması gereken öğrenci kalmıyor, mesleğe yönlenmesi gereken öğrenci yönlenmiyor”
Hem pandemi döneminin etkisi hem de eğitim sistemindeki çarpıklık nedeniyle okula olan talebin çok düşük seyrettiğini anlatan Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi Müdürü İrem Seylani, “Sistem normal çalışmıyor, sınıfta kalması gereken öğrenci kalmıyor, mesleğe yönlenmesi gereken öğrenci yönlenmiyor, meslek hayatına atılması gereken öğrencilerin bir nevi önünü kesmiş oluyoruz” dedi.
“Hem ümit tacirliği yapıyoruz hem de tüm eğitimi siyasi emellere yem ediyoruz.” yorumunda bulunan Seylani, öğrencilerin doğru yere, olması gereken yerlere erkenden ulaşamadığının altını çizdi.
Seylani, “Sınıf geçirmelerle aslında meslek hayatına atılması gereken öğrencilerin bir nevi önünü kesmiş oluyoruz. 17 yaşına gelen bir öğrenci artık çıraklığa dönemez, bu sefer de mahalle baskısı ile üniversiteye yöneliyor… Sistem normal çalışmıyor, sınıfta kalması gereken öğrenci kalmıyor, mesleğe yönlenmesi gereken öğrenci yönlenmiyor, yasal hakkı devam ettiği için başarısız olsa da düz liseye devam ediyor. Akabinde lise iki bile olsa vazgeçip mesleğe yöneliyor. Bu çok yanlış…” şeklinde konuştu.
“Meslek lisesinde 4 yıl okumuş bir çocuk, kendi ailesinin arabasını servis için başka makiniste götürmemeli”
Ülkede doğru yönlendirme ve planlama olmadığına da değinen Seylani, devlet bünyesindeki mesleki teknik liselerin uygulama prosedürlerini de eleştirdi.
Seylani, konuyla ilgili şunları dile getirdi: “Meslek lisesinde 4 yıl okumuş bir çocuk yeterli eğitimi alıp hayata atılabilir durumda olmalı. Bu çocuk kendi ailesinin arabasını servis için başka makiniste götürmemeli. O zaman biz ne yetiştiriyoruz diye düşünmeliyiz.”
“İş başı eğitim modeli ile deneyim şart”
Okuldaki ‘iş başı eğitim modeli’ ile, haftada bir gün sınıfta, diğer günler ise iş yaşamında görev alarak sürecin ilerlediğini anlatan Seylani, birinci sınıfa gelmiş bir berber öğrencisinin tıraş yapabilir durumda olduğunu anlattı.
Seylani, şöyle devam etti: “Oto mekanik bölümünde okuyan öğrenciler araç makinesi üzerinde uygulama yapıyor. Yana yana üzerinde çalışabileceğimiz araç arıyoruz. Veya kaynak yapacak olan malzeme veya saç boyası arıyoruz. Tüm bunlar bizim için maliyetli, karşılayamıyoruz ama çocuklar iş yerlerinde usta yanında çalışarak tüm bunları her gün deneyimliyor. Yeteri kadar atölyelerimiz var ama ”
“Hedefimiz öğrencilerimizin kolay bir şekilde, eğitim ve deneyim ile piyasada aranan işgücü haline dönüşmesidir”
Okula yapılan kayıtların bu yıl 350’ye kadar çıkabileceği öngörüsünü de paylaşan Seylani, bunu şöyle yorumladı:
“Rehber öğretmenler bazı öğrencileri okulun açılmasından sonra bize yönlendiriyor. Akademik olarak başarısı iyi olmayan öğrencileri tamamen kaybetmek yerine erken zamanda doğru adrese yönlendirmek aslında olması gerekendir. Bu konuda öğretmenler de yasalar çerçevesinde hareket ediyor, bunu tercih etmeyen bir öğrenci ‘buraya gitmelisin’ diye zorlanmıyor. Yönlendirme yanında ilk dönem sonunda çok kötü notlar alan öğrencilere de alternatif olarak çıraklık okulları veya meslek okulları tercih olarak sunuluyor. Bu yeterli değil ama yine de bazı öğretmenler ve bazı okullar tarafından yapılıyor. Bizim hedefimiz öğrencilerimizin kolay bir şekilde, eğitim ve deneyim ile piyasada aranan işgücü haline dönüşmesidir.”
Pandemi dönemindeki gerileme…
Kayıtların; devletin ‘sınıfta kalma prosedürü uygulamadığı’ ve ‘pandemi dönemindeki kapanmada eğitime devam edecek çalışama alanı bulunamaması nedeniyle pandemi döneminde gerilediğini belirten Seylani, “Bu gerileme eğitimdeki yanlış uygulamalar nedeniyle hala sürüyor” dedi.
Pandemi döneminde hem göç hem de yeni kayırların azalmasıyla öğrenci sayısının çok azaldığını anlatan Seylani, “Şu anda 69 tane birinci sınıf öğrencisi benim için çok az bir kapasite demek. Birinci sınıflardaki öğrenci sayılarında da geçtiğimiz yıldan bu yıla geriledi, arada da kayıplar oluyor.” şeklinde konuştu.
“Ek bütünlemeler, ek sınavlar, düz liseye geçmemesi gerekenlerin geçmesine olanak sağlamak…”
Pandemi sonrası yapılan öğrenci kayıtlarında yani 2022-2023 eğitim yılındaki 2’nci ve 3’üncü sınıflarda 60’ar kişilik öğrenci sayısı olduğunu işaret eden Seylani, eğitim sistemini eleştirdi.
Seylani, “Aslında yıllardır yapması gereken ama devletin doğru düzgün yapamadığı sistem yüzünden oldu. Bunlar yani ek bütünlemeler ile sınıf geçirmelerin olması, düz lise sisteminde devam etmemesi gereken öğrencilerin düz liseye devam etmesi nedeniyle yaşanan sonuçtur.” dedi.
120 meslek dalı, onlarca bölüm…
120 meslek dalı ve bakanlık bünyesinde olmasa da başvuru alabildikleri onlarca bölüm olduğuna da değinen Seylani, özellikle berber bölümünün her zaman için talep gören alan olduğuna vurgu yaptı. Seylani, bu yıl çikolata ve lokum imalatı olarak iki yeni bölüm talebi olduğunu ifade ederken, geçtiğimiz yıl ise dövme ve Pirsing (Piercing) takı uygulayıcılığı gibi bölümlerinin de bakanlık müfredatına kabul edildiğini anlattı.
“Çırak isteyen kuaförlere öğrenci yetiştiremiyoruz”
İş garantisi veremediklerini anlatan Seylani, “Buna garanti veremiyoruz ama çocukların piyasa ile bağlantısı güçlü oluyor çünkü burada okuduğu sürece 3 yıl çalışıyor, çevresi geniş oluyor. Biz çalışması için bölgesine göre yönlendiriyoruz. Bu konuda birliklerimizden çok yardım alıyoruz. Üstelik bunlara çok ihtiyaç var. Çırak isteyen kuaförlere öğrenci yetiştiremiyoruz.” dedi.
“İş piyasasına kazandırılıyorlar”
Yetişkinlere de eğitim veren kurum, ustalık seviyesine kadar bireylere yardımcı olduklarını anlattı.
Seylani, “Odamda bozulan klimayı ustası gözetiminde öğrencimiz tamir etti. Öğrencisine ehliyet alan, kayıt ücretini karşılayan işletmeler olduğunu da anlatan Seylani, “İş piyasasına kazandırılıyorlar” dedi.
FOTO: Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi Müdürü İrem Seylani
Mesleki Eğitim Uzmanı Prof. Dr. Mustafa İlkan:
“Yama çözüm değil. Yönlendirme meselesi hiç yok”
Mesleki Eğitim Uzmanı Prof. Dr. Mustafa İlkan, yönlendirmenin ve mesleki kurumların desteklenmesinin önemine değinerek, “Ülkede ısrarlı takip yok, ilgi yok, olan ilgi saman alevi gibi bir yanıp sonra da sönüp kalıyor” dedi.
Güncel yaşamdan örnekler veren İlkan, “Ülke özel hastane dolu ama teknisyenlerini yetiştiren okullarımız yok. Hastanede cihaz bozuluyor ve Türkiye’den teknisyen bekliyoruz. Bu mu mesleki eğitim?” diye sordu.
YENİDÜZEN’e konuşan İlkan, şunları dile getirdi:
“Bu baştan aşağıya gözden geçirilmesi gereken bir konu. Yama çözüm değil. Yönlendirme meselesi hiç yok. Yönlendirme sadece dillerde, sadece şov… Meslek liselerden sonra çocuklar mezun olunca ne yapacağını şaşırıyor. Bu işi yapıp yapmayacağına karar bile veremiyor. Üniversiteyi kazanmak sorun olmaktan çıkmıştır.
Meslek lisesine devam etmenin bir anlamı kalmadı.
Esas sorun yönlendirme, yönlendirme tüm avantajlarıyla, iş bulma ve iş kurma kolaylıklarıyla tüm şekliyle planlanmalıdır. Ülke ve bölge meslek ihtiyaç analizleri doğru yapılmalıdır. Doğru meslek liseleri doğru yerlere açılmalı.
Kısa dönemli kurslar da önemli. Yaygın eğitim modelleri de çok güzel uygulamalar.
Gerek bölge gerek ülke ihtiyaçlarına göre ülke yeni baştan planlanmalıdır. Şov yapmakla mesleki eğitim yapılmaz. ‘Araba yaptık’ diyerek orada bırakmamalıyız.
Meslek lisesinden sonra üniversitelerin iki yıllık programlarına yönlendirilebilir ama bu bölümler kan kaybediyor, neredeyse kapanıyor.
Meslek liselerinden sonra Üniversitelerde alakasız ilgisiz bölümlere gidiliyor. Eğitim demokrasisi herkesin her şeyi yapması değil, herkesin bilgi becerisine göre yönlendirilerek eğitim almasıdır.”
“Birçok okulda stajlar bile kaldırıldı, ya da iş ola yapılıyor. Bu nasıl mesleki eğitimdir?”
“40 yıl mesleki eğitim yönetim, 40 takla attım ama yine de olmadı olmadı…
Ülkede ısrarlı takip yok, ilgi yok, olan ilgi saman alevi gibi bir yanıp sonra da sönüp kalıyor.
Meslek liseleri ve meslek yüksek okulları öğrencileri desteklenmelidirler, ekonomik olarak da destek çıkılmalı. Müfredatlar gözden geçirilmeli ve bize ait olmalı.. Okullar ve mesleki eğitim merkezleri piyasa iç içe olmalıdır. Birçok okulda stajlar bile kaldırıldı, ya da iş ola yapılıyor. Programlı bir uygulama yok. Bu nasıl mesleki eğitimdir? Olan stajın da takibi ve ciddiyeti yok. Bu öğrencilerin sosyal sigorta yatırımları yapılabilir, maddi olarak teşvik ve öncelikler verilmeli. Müfredatlar gereksiz derslerle dolu, meslek liselerindeki öğretmenler de ciddi olarak ince elenip sık dokunarak alınmalı. Teknik öğretmen okulları mezunları öncelikli olmalı, ya da ciddi olarak pedagojik formasyon kazandırılmalı”
“Hastanede cihaz bozuluyor ve Türkiye’den teknisyen bekliyoruz”
“Aileler de ne yaptığını bilmiyor. Çocuğum doktor olsun, öğretmen olsun diyor… Ülkede her şey popülizme dayalı. Mesleki eğitim çeşitlenemedi. Ülke özel hastane dolu ama teknisyenlerini yetiştiren okullarımız yok. Hastanede cihaz bozuluyor ve Türkiye’den teknisyen bekliyoruz. Bu mu mesleki eğitim?
Bakarak meslek olmaz, yaparak olur, bir okulda gerekli eğitimi sınıfta alacak, uyarlayacak, benimseyecek. Kuaförlük yapacak olan bunu sınıftan çıkıp kuaföre gidecek, öğretmen orada öğretecek. Sanayi bölgesinin ortasına çok programlı bir meslek okulu şart. Çocuk sınıftan çıkıp hocasıyla atölyeye girsin, yeniden sınava gelsin, bu yolla öğrensin…
Duyduğumu unuturum, gördüğümü hatırlarım, yaptığımı öğrenirim” Mesleki eğitimi tanımlayan çok güzel bir söz.”
Eğitim Bilimi Uzmanı Kemal Akkan Batman:
“Bir planlama yapılmadığı için bu veriler ortada”
Eğitimdeki plansızlık nedeniyle meslek lisesi ve çıraklık okullarına olan talebin her geçen gün düştüğünü anlatan Eğitim Bilimi Uzmanı Kemal Akkan Batman, “Devletin meslek liseleri ve çıraklık okullarında başarıya göre değil, yeteneğe göre yönlendirme yapması gerek” dedi.
“Bütünlemenin de bütünlemesi yapıldı, öğrenciler üst sınıflara geçirildi.” diyen Batman, bu durumu eleştirdi.
Mesleki okulların ve çırak okullarının en büyük sıkıntısının ‘başarısız olan öğrencilerin buralara kayıt yaptırması’ algısı olduğunu anlatan Batman, bahsi geçen kurumların planlı oluşturulmadığına değindi.
“Plansızlık tepeden tırnağa etkiliyor…”
Plansızlığın birçok alanda olumsuz etkisi olduğunu anlatan Batman, özetle şunları belirtti:
“Aslında bizim doğal kaynaklarımız, sosyal ve ekonomik yapımıza uygun meslek liselerimiz yok. Çocuklar buralardan mezun olur olmaz üretime yönelemiyor. Meslek liselerinden mezunlar bile üniversiteye giriyor, halbuki dünyada böyle bir yaklaşım yoktur. Gelişmiş ülkelerde bu okullardan mezun olup iş hayatına atılıyorlar. Bizde bu okullara başlandığı zaman gerekli düzenleme olmadığı için bunu yapamıyorlar. “
“Yeteri kadar çıraklık okulu ve meslek lisesi yok”
Ülkede meslek liseleri ve çıraklık okullarıyla ilgili bir planlama yapılmadığı için bu veriler, garipsemediğini anlatan Batman, ülkede yeteri kadar bu tarz eğitim kurumları olmadığını dile getirdi.
Söz konusu okullarda az sayıda öğrencinin bulunmasının bir diğer nedeni olarak da eğitim bakanlığının bu yıl yaptığı uygulamalar olduğunu anlatan Batman, şöyle devam etti:
“Pandemi ve bakanlığın yaptığı bu hatayla birlikte akademik olarak başarısız olan öğrenciler sınıf geçti. Devletin meslek liseleri ve çıraklık okullarında başarıya göre değil, yeteneğe göre yönlendirme yapması gerek.
Bu okullardaki öğrenci sayısı düştü, devlet iyi bir planlama yapsa yüksek not alan öğrenciler de meslek liselerini seçiyor olacaktı. Şu andaki yapı, bu sayının düşük olmasının bir nedeni sürekli sınavlarla sınıf atlamaktır. Bunun birçok nedeni olabilir.”
“Ülkenin ekonomik-doğal yapısına ters bölümler var”
Bahsi geçen okullarda ülkenin ekonomik veya doğal yapısına ters bölümler olduğuna da değinen Batman, bu durumu örneklendirdi. Batman, “Ülkede çok fazla casinolu otel var ama meslek liselerinde casinoların teknik eleman yetiştiriciliği veya kurpiyerlik, garsonluk veya bar hizmetleri gibi alanlarında ara eleman yetiştiren meslek okullarımız yok. Ayrıca hayvancılık önemli bir iş kolu ama bu konu ile ilgili meslek lisesi bölümü de ne yazık ki yok.” dedi.
Eğitim Bilimci – Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten:
“Kıbrıs Türk eğitim sisteminin gözden çıkarılan alanı: Mesleki eğitim!”
Mesleki eğitimi ‘Kıbrıs Türk eğitim sisteminin gözden çıkarılan alanı’ olarak değerlendiren Eğitim Bilimci – Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten, “Mesleki teknik öğretim heba ediliyor, başarılı sayılma koşulu kolej sınavında, yüksek puanda, kağıt üzerinde sınavda aranıyor” dedi.
Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi’nin de 2 önemli işlevinin göz ardı edildiğini kaydeden Sarpten, bunlara değindi.
Eğitim anlayışının yarattığı en önemli çarpık sonuçlarından birisinin de mesleki eğitimin ‘itibarsızlaştırma’ olduğunu anlatan Sarpten, özetle şunları dile getirdi:
“İlkokuldan ortaokula, ortaokuldan lise tüm kademeler arasındaki geçişlerin elemeci ve yarışmacı bir sınav sisteminin üzerine inşaat etmenin başka bir sonuç doğurması beklenemezdi. Öyle de oldu.
Çağ nüfusunun yaklaşık %70’i genel liselerde %30’u ise meslek liselerinde öğrenim gördüğü gerçeği bu durumun en önemli ispatıdır. Oysa çağdaş eğitim sistemlerinde bu durum tam tersi oranlardadır. Ne var ki, bizim ülkemizde mesleki teknik eğitimin gelişimi, meslek eğitiminin yayınlaştırılması için tek bir planlamayı ara ki bulasın…
Bu kapsamda yapılması gereken en önemli şey; bir yandan mesleki eğitim kapasitesi artıracak yeni okul, bölüm ve programları sisteme kazandırmak, diğer yandan da meslek lisesi mezunlarının iş dünyasında hak ettikleri saygınlığı kazanacakları yasal düzenlemeleri hayata geçirmektedir. Tüm işkollarında sertifikasyona dayalı bir istihdam mekanizması kurulmalıdır.
Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi, bu çalışmalarda önemli bir örnek, modüler sisteme ve sertifikasyona dayalı mesleki teknik öğretimi güçlendirecek temel bir yapı taşı olabilirdi. Ne yazık ki bu fırsat kaçırılmak, bu heyecan kaybedilmek üzeridir. Dahası Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi’nin sistem içindeki 2 önemli işlevi göz ardı edilmiştir.
Bunlar:
1. Bu okulda alternatif pedagoji uygulandığı, iş başında eğitimin ve usta çırak ilişkisinin temel alması durumu mesleki teknik öğretim tamamını yaygınlaşabilirdi.
2. Bu okuldaki çocuklar; bu okulun kendileri için iş dünyasına, topluma ve hayata tutabilecekleri son durak olduğu farkındalar.
Ne yazık ki bu iki işlev de görmezden gelinerek mesleki teknik öğretim heba ediliyor, başarılı sayılma koşulu kolej sınavında, yüksek puanda, kağıt üzerinde sınavda aranıyor.”