‘Bay Kemal’ sonunda aday.
Baştan söyleyim; Şu an için Türkiye’de, bütün kesimleri kapsayabilecek, uzlaştırıcı, maddi bir beklentisi olmayan, mütevazi bir hayat süren ve Cumhurbaşkanlığı’nı kazanması halinde de bu mütevazi hayatı sürdürmeye devam edecek olan, herkese, her kesime, her görüşe aynı çerçevede, eşit yakalaşım gösterebilecek tek kişi olarak görülüyor Kemal Kılıçdaroğlu…
Sanki Kılıçdaroğlu’nun hayranıymışım gibi bir görüntü vermek istemem ama izleyebildiğimiz, görebildiğimiz kadarıyla bu özellikleri taşıyan, ön plana çıkan, kazanabilecek ve aday saptamada daha akılcıl olan başka bir isim yok gibi…
Tabii Kıbrıs politikası konusundaki CHP’nin tutucu, hatta zaman zaman MHP’den bile daha gerici yaklaşımlarını biliyoruz ve buna da şahit olduk.
Baktığımız tablodan Kıbrıs’ı çıkararak sadece Türkiye için bir gelecek analizi yapacak olursak benim için de tekrar etmekte yarar var; Öne çıkan isimlerin başında gelir.
İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in sürekli Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarının isimlerini ön plana atması, oy potansiyellerinin daha fazla olduğunu tekrarlaması ve “bize kazanacak aday lazım” söyleminin Millet İttifakı adayına başından beri zarar verdiğini söylemek mümkün.
Mansur Yavaş’a baktığımızda Yavaş’ın MHP, ülkücü kökenli olduğunu biliyoruz… Bu durum HDP’nin oylarının Millet İttifakı’na gelmesini önler. Ekrem İmamoğlu ise her kesimden oy alabilecek bir isim olmasına rağmen hakkında açılmış siyaset yasağı kararı var ve aday olmasının hemen ertesi günü bugünkü Türkiye şartlarında hapishane yolunun açılması mümkün.
Kaldı ki herhangi birinin adaylığı İstanbul ve Ankara’yı tekrar AKP’ye ve vakıflarına, parti örgütlerine teslim etmek anlamına gelirdi.
Bu yüzden daha akılcıl olan Kılıçdaroğlu’nun adaylığı diyorum.
Öte yandan Akşener, “bakın işte baştan beri bizim başkanlara sahip çıktı” diyebilecek olan iki başkanın seçmenlerinden kendi partisi için oy potansiyeli görmüş olacak ki bu iki ismin, yani iki belediye başkanının ısrarını masayı terketmeye kadar sürdürdü. Oysa ki bu terkediş, İYİ Parti ve Akşener için hiç iyi olmadı ve gelen tepkiler karşısında tekrar masaya dönüşün bir yolunu bulmalıydı.
Masaya dönmesi için Gelecek Parti’nin önerisi olan iki başkanın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı olmaları fikri Akşener için sarılacak bir dal oldu.
Yani “Bakın talebim onay gördü ve ben de döndüm” şeklinde anlaşılabilecek bir geri dönüş, 6’lı Masa’nın yola devam etmesini ve Kılıçdaroğlu’nun aday olarak ilan edilmesini de sağlamış oldu.
Bu ilandan sonra gördük ki zaten daha önce de olumlu mesajlar verilen sol kesimlerin ittifakından ve HDP’nin de “görüşelim” çağrısıyla Kılıçdaroğlu’na destek geldi.
Şimdi umarım yeniden bir kopma olmadan, akıl dışı tavırlar sergilenmeden Millet İttifakı yoluna devam eder ve 21 yıldır Türkiye’yi 21 yıl öncesine, hatta çok daha gerilere götüren bir iktidarın geldiği gibi sandıkla götürülmesinin yolu açılır…
***
Biz Kıbrıslılar olarak da bu gündemi merakla takip ediyoruz çünkü daha önceki yazılarımda da dediğim gibi ne gariptir ki direkt olarak bu gelişmelerin içinde olmak durumunda kaldık.
Ne gariptir ve ne yazıktır ki Meclisimize Türkiye’den gönderilen tasarılar gelip meclis aritmetiği nedeniyle yasalaşırken, atanmış cumhurbaşkanının konuşmaları Ankara’da hazırlanırken, yine başbakanlığa partisinin bile oy vermedği bir kişi atanırken, sosyal hayatımız, özel yaşantımız bile Türkiye’nin islamcı politikaları ile ‘terbiye’ edilmeye çalışılırken, ülkemiz okul değil camiyle doldurulurken, Belediyeler mecburen biraz para koparıp birşeyler yapmak, hatta muhtarlarımız bile sulama motorları için TC Elçiliği’nin yolunu tutmak zorunda kalırlarken tabii ki Türkiye’deki gelişmeler bizi yakından ilgilendiriyor…
***
Kıbrıs’ın kuzeyindeki kapalılık sona ermeli, birine mecburiyet bitmeli… Bunun için de yeni bir vizyon, yeni bakışlar ve yeni birliktelikler gerekiyor… Türkiye’de gelmesi olası yeni bir iktidarla şimdiden ilişkiler geliştirebilmeli, birlikteliğin öncü çalışmaları yapılmalı, Kıbrıs’ın geleceğinin nerede, nasıl olması gerektiği anlatılmaya başlanmalı, Türkiye için yeni bir Kıbrıs politikası oluşturulmasına yardımcı olunmalıdır.
***
Burada içimize kapanmış, çamur içinde debelenmeye mecbur bırakılmış bir halden ve İsias’ta kaybettiğimiz insanlarımıza, çocuklarımıza mezar taşı yaptırmak için bile zorunlu maaş kesintisi yapmaya çalışan ufak insanlardan kurtulmaya ihtiyacımız var.
Bunun için de önce ipleri ellerinde tutanlar gitmeli ki sonra buradakilere sıra gelsin. Bunun için de çok zamana ihtiyaç yok galiba…